Birdenbire yapayalnızsanız her yerde
Ve bundan korkuyorsanız
En küçük şeylerden bile. Örneğin birine saati sorsanız
Karşıdan karşıya geçseniz bir caddede
Sesinizi alçaltıp dikkatle bakaraktan çevrenize
Biriyle bir şeyler konuşsanız
Ve her gün kitaplar, dergiler alsanız. Postacı her gün mektup getirse
Sözgelimi bir resmi dairede
Fazlaca oyalansanız
Şöyle bir iki otobüs kaçırsanız üst üste, neden olmasın
Kaldı ki, hiçbir şey yapmasanız bile
Tuhaftır
Sanki herkes kuşkuyla bakacaktır yüzünüze.
Alın şu adını “ben” koyduğunuz geceyi
Bakınca göreceksiniz, daha bakınca bir ötekini
Geceler, işte geceler
Gündüzler, işte gündüzler
Beyaza siyah penguen sürüleri gibi
Sayfa 20 - Amerika Bilardosuyla Penguen şiirindenKitabı okuyor
Bu kitap, aşırı merak ettiklerim arasındaydı. Spoiler vermeden her zamanki gibi, çok kısa yorumumu paylaşmak istiyorum.
Kitabın bazı yerleri smut diğer tabiriyle müstehcen. Özellikle ortalara yaklaştıkça yetişkinlere özgü bir kitap olduğu daha iyi anlaşılıyor. Kitabın sarsıcı olduğu söyleniyor.
Müstehcen yerleri hariç tutarsak, bence de sarsıcı olabilir. Şöyle ki, Felaketzedeler evi 1980'lerin Miami'sinde özel bir bakımevi sakinlerini ve çok az kişinin kayıtsız kalabileceği bir hikayeyi konu alıyor. Anladığım kadarıyla yaşanmış ve yazarın hayatından da izler taşıyor.
Sevgiler.
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,418 okunma
Konuşacak birini bulabilmek için tedirgin bir şekilde sokakları katediyorum. Ama hiç kimse yok. Yalnızca kapıları açık evler, beyaz yataklar ve topyekün sessizlik. Hayattan eser yok.