Amar
@amarr
Bu tinler ülkesinin kadehinden
köpürür onun için sonsuzluğa
#224496602
1041 okur puanı
Temmuz 2018 tarihinde katıldı
Gerçekliğin içindeki bir şey, paranoid fantazide dokunacağı ve çarpıtacağı bir bam teli bulur. Herkeste örtük biçimde varolan sadizm, herkeste örtük biçimde varolan zaafa şaşmaz biçimde yönelir.
Bir ölçüm kategorisi olan kıyaslanabilirlik doğrudan ilga edilecek olursa, mübadele ilkesine hem ideolojik düzeyde hem de bir vaat olarak içkin rasyonelliğin yerini doğrudan temellük etme ve şiddet alır: imtiyaz doğrudan tekellere ve hiziplere geçer.
Frankfurt Okulu gibi, Levinas da Homer'in Odyssea'sını Batı düşüncesinin temel motifi olarak ele alır, amaç daima kişinin başladığı yere dönmesidir.
Okur Takip Önerileri
Totalitarizm bir yandan, toplumsal
bölünmenin tüm şekilleriyle radikal biçimde maskelendiği sistemdir. Devlet ile sivil toplum arasında mesafe yoktur; devlet kendisini
toplumla eş tözlü olarak takdim eder; devlet, sosyal devlettir, proleter devlettir ve etken maddesine indirgenmiş toplumun bizatihi
kendisidir. Bu anlamda, toplumsal hayatın tüm kısımlarında, her yerde mevcut olma eğilimindedir.
Hakikat şu ki bir zamanlar yeni, duyulmamış ve düşünülemez gibi görünenler, daha sonra kolektif hafızanın karanlığına gömülmüştü
Budist manastırlarındaki rahibelerin regl dönemlerini tamamen sona erdiren uygulamalar öğrendiklerini okumuştuk. Bu uygulamaların adı, Kırmızı Ejderhayı Öldürmek'ti.
bencilliğin karşıtı olarak bir aşk kavramı oluşturmuştur; oysa gerçekten bencilliğin en tarafsız ifadesidir.
Herkesin aşk dediği.- Açgözlülük ve aşk: Bu iki sözcüğün
uyandırdığı duygular arasında nasıl da fark var!- Yine de bu, aynı dürtünün iki kez adlandırılmasından olabilir...
"Her devlet en önemli işlevlerinden birini yerine getirerek, geniş halk yığınlarını belirli bir kültür ve ahlak düzeyine (ya da tipine) yükseltmiş olması ölçüsünde ahlakçıdır.
"Beni hala heyecanlandıran tek şey özgürlük sözcüğüdür."
Andre Breton, Gerçeküstücülüğün Birinci Manifestosu
Kölenin kurtuluşu, insanlık için tümüyle yeni bir içsel yaşamla sonuçlanacak bir Stoacılıkta yatabilir, ama niteliksel olarak yeni bir ana ulaşılmadan önce birçok kuşaktan tek tek kölelerin ölmesi gerekir.
Sorun artık, açıkça, eski orta sınıf devriminin değerleriyle bugünün devrimci bilinci ve gereksinimleri arasındaki ilişki sorunudur.
Yeniliğin artık nispeten ikincil ve doğal bir yan ürün değil, başlı başına peşine düşülmesi gereken bir sonuç olduğu düşünülmektedir.
Habermas'a göre, İdeoloji iktidar tarafından sistemli bir biçimde çarpıtılan bir iletişim biçimidir.
