Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir kitap dostu

Bir kitap dostu
@amerve
Hayatta sırtımı korkmadan dönebileceğim tek şey kitaplarım.
Sabitlenmiş gönderi
Önemli olan, tümüyle rastlantı sonucu bir araya gelmiş bir grup insana nasıl göründüğümüz değil, kendi bildiğimiz halimizle ne olduğumuzdur.
Reklam
Peki kim kalbin akıldan daha önemsiz olduğunu söyleyebilir ki?... Sana evrendeki düzenin tıpkı kan dolaşımı gibi kalbi esas aldığını, her şeyin kalple anlaşılabileceğini, evreni açıklamak için aklın yetersiz kalacağını ama kalp ile yapılan yükselişlerin kainattaki düzene uyum sağladığını nasıl anlatmalıyım, bilemiyorum. Aklınla sihirbazlık düzenekleri kurabilirsin ama kalbinle sihir yapabilirsin. Akıl bir depremin rakamsal şiddetini ölçebilir ama kalp rakamın neden öyle takdir ettiğine vakıf olur. Akıl sahnelenen oyunu izah eder, kalp oyunun yazarını anlamanın peşindedir. Akıl hadiseleri açıklar, kalp ise hadiselerin perde arkasındaki sebebi bilir.
Sayfa 67 - Kapı
Aklın başlattığını kalp kontrol etmezse insanlık yoldan sapabilirdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kalbi tamamen devre dışı bırakan bir yapay zeka teknolojisiyle insanlığı yönetip yönlendirmek mümkündür ama asıl önemli olan bunu kalp ile yapmaktır. Akılları yöneterek insanlığa tanrılık taslayabilirsiniz ama kalpleri yönetirseniz insanlığın tanrısı olursunuz.
Sayfa 40
Duyguların insanları kör ettiğine, kalbin sevgiden çok öfkeyle yönetildiğine, bunların da acılara, cinayetlere, kötülüklere sebep olduğu düşünülmektedir.
Sayfa 39 - Kapı
Reklam
Komiserlik, deney mükemmelliğini kalpte değil zihinde arıyor, bütün harcamalarını düşünce sisteminin değişimi için yapıyordu. Amaç, zihnin verileri kabullenişin kolaylaştırmak, ahlak gibi, sevmek gibi, acımak gibi kalpte tecelli eden erdemlerden insanı kurtararak onları kolay yönetilebilir sürülere dönüştürmekti.
Sayfa 34 - Kapı
Ahlak doğrudan kalple alakalıydı ve zihinsel deneylerin kimyasını bozabilirdi.
Sayfa 33 - Kapı,
·
Puan vermedi
İnsanlık
Uzun bir bekleyiş sonrası okuma fırsatı bulduğum listemdeki kitaplardan biriydi. Kitabın başından sonuna kadar aslında hayatın tekerrürlerden ve birbirini takip eden silsilelerden ibaret olduğunun bir kez daha farkına varıyorsunuz. Hayatta ne kadar kalabalık yaşarsak yaşayalım iilaki yaşantımızın bir döneminde yalnızlığa mahkum olduğunuzu, o dönem için ise kendimizle barış içinde olmazsak ölümle burun buruna kaldığımızı açık seçik bir anlatımla karşımıza çıkarıyor. İnsanlığın başından gelmiş geçmiş iyi, kötü, güzel, çirkin ne varsa hepsini kabullenişin bir anlatımından ibaret. Ayrıca sonradan fark ettiğim küçük bir ayrıntı da yazarla aramızdaki bağı geliştiriyor. Okumak isteyen herkese şimdiden iyi okumalar.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,2bin okunma
Elyazmalarında Aureliano Babilonia'nın şifreleri çözdüğü anda aynalar (ya da seraplar) kentinin rüzgarla savrulup yok olacağı, insanların anılarından silineceği ve yazılanların evrenin başlangıcından sonuna dek bir daha yinelenmeyeceği yazıyordu. Çünkü yüzyıllık yalnızlığa mahkum edilen soyların, yeryüzünde ikinci bir deney fırsatları olamazdı. SON...
Sayfa 461 - Can
Soyun atası ağaca bağlanır, sonuncusunu da karıncalar yer.
Sayfa 459
Reklam
Sanki Ursula'ya onca baş ağrısına, onca pasta ve şekerlemeye mal olan bu deliler evinin yazgısı, köhneyip göçmek, süprüntü yığını haline gelmekti.
Can
Ursula yüreği parçalanarak gördü ki, Amaranta'nın Pşetro Crespi'ye çektirdiği eziyet, herkesin sandığı gibi öç alma duygusundan değil, Albay Gerineldo Marquez'in ömrünü zehir eden inatçılığı yine herkesin sandığı gibi kötü yürekliliğinden değildi de, sınırsız bir sevgiyle aşılmaz bir korku arasındaki ölümcül çatışmanın sonucuydu. Ve Amaranta'nın kendi yüreğinden korkması, sonunda öteki duygulara ağır basmıştı.
Sayfa 280 - Can
Sadeliğin üstünlüğünü, ayrıcalığını anlayabilmesi için otuz iki savaş çıkarması, ölümle bütün anlaşmalarını bozması, ün denilen pisliğe bir domuz gibi bulanması ve tam kırk yıl yitirmesi gerekmişti.
Sayfa 194 - Can
Albay Aureliano Buendia, erişilmez gücün yalnızlığına battı ve ne yaptığını bilmemeye başladı........ Nereye gitse kendisine kendi gözleriyle bakan, kendi sesiyle konuşan, kendisinin onlara duyduğu güvensizliği ona duyan ve oğlu olduğunu söyleyen bir yığın delikanlı çıkıyordu karşısına. Aureliano kendisini oraya buraya dağılmış, çoğalmış buluyor, büsbütün bşr yalnızlığa gömülüyordu.
Sayfa 190 - Can
'Felaket bu,' dedi 'Şu havaya bak, güneşin vızıltısına kulak ver, her şey tıpkı dünkü ve öncek günkü gibi. Bugün de pazartesi.'
Sayfa 92 - Can
Tanrıdan korkmuyorsan, hiç değilse madenlerin mucizesine bakarak Tanrı korkusu girsin içine.
Sayfa 47 - Can yayınevi
126 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.