Diri diri gömülmüşüm. Ama toprağın değil bayramda kesilen kurbanların altındaymışım. Koyunların karınları deşilmiş, bütün iç organları ortaya saçılmış. Toplu mezara benzettiğim bu yerden kurtulmak için çabaladıkça kollarıma dolanan bağırsaklar bulunduğum yere sımsıkı bağlamış beni. Kımıldayamıyorum. Üstümdeki yük ve çevremdeki koku çok ağır. Etlerin arasındaki boşluklardan belli belirsiz gün ışığı sızıyor.
Bağırmaya çalışıyorum. Yardım istemek için gereken kelimeleri bulamıyorum bir türlü. Beynimdeki sözlük silinmiş, dilim bomboş. Çıkarabildiğim anlamsız sesler ise etlere hücum eden sinek ve arı vızıltıları arasında kayboluyor.
Ziman dê ye, ewlad lê ye Welat bav e, hukum navê ye Bê welat, meri sêwî ye...¹
Feqiyê Teyran
Dil, kucağında çocuk olan ana Vatan, içinde hüküm olan babadır Vatansız insan yetimdir...