Gizem kuzum un kitap gününde aldığı #lılygraham in #karadüşenayışığı ile geldim.
Arkadya kitaplarını seviyorum ama çok üzüyor beni.
umut nedir,neye benzer?En dipte olduğunuz anda hayata tutunmanizi sağlayacak bir ip midir yoksa en karanlık gecelerde bile kara aksini düşüren bir ay ışığı mı?
Eva ile senfoni orkestrasinda kemancı olan eşi Michal in öyküsü masallardaki gibi başlamıştı.
Ancak 1942 yılında Prag şehrini işgal eden Naziler,Michal i ünlü toplama kampı Auschwitz e sürgün ettiklerinde her şey darmadağın olur.
Eşine biran önce kavusmaktan başka bir şey düşünemeyen Eve,sonunda çareyi kocasının peşinden gönüllü olarak Auschwitz e gitmekte bulur.
Öte yandan orada hiçbir şey hayal ettiği gibi olmaz.Kampın insanlık dışı şartları arasında yaşamaya çalışırlar .Bir dilim ekmek için neler yaparlar .Eva kampta kendine yakın gördüğü Sofia ile dost olur.Bu iki kadın bu cehennemde umutlarina ve hayallerine sahip çıkacaklar mi?başlarına neler gelecek? Kurtulabilecekler mi?Eva kocasını bulabilecek mi? sorular kitapta.Ben uzulsemde çok severek okudum.tavsiye ederim.dostça ve sevgiyle kalın.
Sade sürekli aynı tarzda rüyalar görüyor ve ne hikmetse bu rüyaları da birebir gerçek oluyordu. Giydiği ayakkabıdan, gittiği sokağa kadar... Yine bir gün rüyasını yaşarken uğradığı saldırı sonucunda kendini hiç bilmediği bir dünyanın içinde buluverir. Efsanevi Olimposlularla tanışır ve onlarla geçirdiği süre boyunca da kendine hiç olmadığı kadar güveni gelir. Sade’ nin bu rüyaları aracılığıyla geleceği görebilme yetisi sayesinde belki de Olimposluların kurtuluşu olacaktır. .
.
Peki Sade ; Eros’un büyüleyici sevgisini mi yoksa Ares’in merak uyandıran karanlığını mı seçecek?
Bunu öğrenmenin tek yolu kitabı alıp okumanız 😉
Bir de bir dipnot: Eğer “supernatural “ izlediyseniz bunu ayrı seveceksiniz 💃
.
.