Kitabı okuyup bitirdiğinizde eserin adının neden Yorgun Savaşcı olduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Çünkü Yorgun Savaşcı, tükenmiş bir milletin ete kemiğe büründürülmüş hali.
Kitap Esir Şehir Üçlemesi'nde yan karakter olan İttihat ve terakki mensubu Yüzbaşı Topçu Cemil'in etrafında şekilleniyor.
Cihan Harbi'nin kaybedilmesi ve İstanbul Hükümeti'nin amansız fetvaları yüzünden büsbütün yılgınlığa kapılan halkın, bir nevi Milli Mücadele'ye hazırlanış hikâyesi aslında. Vatanperver subayların Anadolu'da bu yılgın insalara karşı verdiği büyük çabayı çoğu zaman hayretle bazen de sinirlenerek okuyorsunuz. Halkın düzenlı bir ordu oluşumuna uzak durması, çetelerin zaten karışık olan durumu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmesi, insanların dini ve manevi değerlerinin adı hacı, hoca, şeyh olan ancak ilk fırsatta kaypaklık yapmaktan çekinmeyen bir takım şarlatanlar tarafından sömürülüp durması o çetrefilli günlerin zorluğunu gözler önüne seriyor. Adı ittihatçı gavuruna çıkan bir avuç subayın Anadolu'da bu şartlar altında verdiği mücadele
okuyan herkesi derinden etkileyecek türden.
Cumhuriyete giden sürecin en iyi romanlarından biri.