"Görme engelli bir adam gece vakti evine gidiyordu, elinde fener vardı.Onu gören insanlar güldü:
-Sen zaten görmüyorsun neden fener taşıyorsun?
Adam yürümeye devam ederek:
-BU feneri kendim için taşımıyorum, dedi.Gecenin karanlığında beni fark etsinler, çarpıp düşürmesinler diye taşıyorum.
Sonra sarsak adımlarla sessiz ve rahat bir köşeye çekildi.Başını ve dört ayağını kabuğunun içine çekti ve sırtında bu kitabı okuyanlardan başka kimsenin göremeyeceği bir yazı belirdi:
SON
Her yıl, bahar çiçeğe durduğunda,dünya nennilendiğinde,Ağrı Dağının çobanları dört bir yandan gelirler,kepenklerini gölün bakır toprağına atıp üstüne otururlar.
Sınıfa girdiğimde içeride sadece 1 kişi vardı.Ines sırasına oturmuş,kollarını masanın üzerinde birleştirmişti, suratındaki ifadeyi görseniz hayatında bir vazo bile kırmamıştır derdiniz.