Birçok tespitin doğru olduğu, anlatımın edebiliği ile akıcı hale gelmiş, merak uyandıran, hayrete düşüren ve tamamen dişi hislerle yazılmış bir ruh otopsisi okuyorsunuz.
İçindeki boşluğun çıkış noktasını bulmaya çalışan isimsiz bir karakterin sancılı rüyalarına tanık oluyor, çoğu zaman kendinizden bir parça ile yüzleşiyorsunuz.
Hayatınız boyunca suçlanmış, eleştirilmiş biriyseniz yazarı çok daha iyi anlayabilirsiniz fakat benim anlamadığım ve "nasıl yaaa" dediğim çok nokta oldu. Sonra sonra "demek böyle hissedebilmek için bu yoldan geçmek lazımmış" diyerek bir nebze kabullendigim kısımlar da oldu. Açıkçası kendim de dahil öyle güçlü kadınlar tanıdım ki, bu kitabı bitirince onları bir kez daha sevdim... Böylesine intihar meyilli bir kitap ruhumu daralttı azıcık 🤪