Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

nisa yılmaz

“Senden evvelgelip geçenlerden ibret al, senden sonra geleceklere ibret alacak şeyler bırakmamaya çalış” Böcüzade Süleyman Sami
Sayfa 26 - Masa KitapKitabı okuyor
Reklam
Böcüzade, Cumhuriyet Devriyle birlikte ülkenin nasıl toparlandığını aktarırken; çocukken bir göle bir damla şarap düşmesi halinde göl kurusa bile orada meclis kurulmasının caiz olmadığını, depremlerin günahlar nedeniyle yaşandığını,yağmuru meleklerin yağdırdığını anlatan vaizleri dinlediklerini anımsıyor ve defterine şöyle not düşüyordu: “Şimdi hiçbir hoca kılıklı, kıyafet giyip kendi kendine kürsülere çıkıp hurafe yayamıyor”
Sayfa 25 - Masa KitapKitabı okuyor
Ramazan ve bayram günlerinin bile yanlış tespit edildiğini, bu nedenle bir köy oruçluyken üç beş saat ötedeki başka bir köyün bayram kutlayabildiğin! aktarmıştı. Böcüzade yarım asırlık siyasi hayatında 40 vali, 15 muhasebeci, 10 jandarma kumandanı ve 60 kaymakam tanıdığını; bunlardan 8-10 tanesi dışında hiçbirinin okuma yazması olmadığını da aktarmış, Cumhuriyet Dönemine geçildiğinde ise işlerin değiştiğini açıkça fark ettiğini belirtmişti.
Sayfa 25 - Masa KitapKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Padişahların sarayına en zor giren şey doğruluktur. Onların tarafından bulunanlar doğruluğu kendilerinden bile saklar. Bunlarda taşra için hayır ve menfaat beklemek âdeta safdilliktir,”
Sayfa 23 - Masa KitapKitabı okuyor
“Çok zaman gözyaşları dinmez, para darlığı bitmez oldu,”
Sayfa 23 - Masa KitapKitabı okuyor
Reklam
içinde bulunulan dönemi “Türk kazanır, Arap yer!” sözleriyle ifade ediyordu.
Sayfa 22 - Masa KitapKitabı okuyor
“Halk, çoluk çocuk aç kalsa da ölmeyecek kadar bir ekmek parası bulmaya çalışıyordu,”
Sayfa 22 - Masa KitapKitabı okuyor
O dönemde, sahte şeyh ve hocaların toplum üzerindeki etkisi büyüktü. Toplum yeterli dini eğitim alamadığı için bu tip sözde şeyhlerin söylediği her şeyi din sanıyor ve karşı çıkmıyordu. Bu durumun farkında olan din tüccarları, halkın diniduygularını istismar ederek çıkar sağlamak için türlü hurafeler uyduruyordu. Ülkenin geri kalmasının en önemli nedenlerinden biri işte bu din tüccarlarıydı. Böcüzade’nin anlattıklarına göre; Abdülaziz döneminde ıslahat yapılması gündeme geldiğinde hoca kılıklıların baskısı baş göstermiş, bu kimseler din kitabından başka fen ve sanat kitapları okumanın ve Avrupa usullerine uymanın kâfirlik olduğunu öne sürmüştü.
Sayfa 21 - Masa KitapKitabı okuyor
Mustafa Kemal memleket meselelerini düşünmeye ve değerlendirmeye başladığı ilk yıllarda ülkesinin ne kadar geri kaldığının farkına varmıştı. Tüm sorunların altında yatan temelgerçeklik buydu. Her vatanperver Türk genci gibi ülkesinin bu temel sorununu nasıl çözeceğini düşünüp duruyor ve çareler arıyordu. Hayatı boyunca attığı tüm adımlar, verdiği tüm mücadeleler, yaptığı tüm inkılaplar... Hepsinin temelinde memleketin geri kalmışlıktan kurtulması amacı yatıyordu.
Sayfa 19 - Masa KitapKitabı okuyor
Doktor Mustafa, inkılap yolunda ölmekten bahsetti. Mustafa Kemal ise meselenin ölmek değil ölmeden idealleri yaratmak, yapmak ve yerleştirmek olduğunu söyledi.
Sayfa 19 - Masa KitapKitabı okuyor
Reklam
Fikirleri nedeniyle hükümet tarafından dışlanan gençler, Şam’da birbirlerine rastlamış ve memleketin kötü gidişatına engel olabilmek için neler yapabileceklerini uzun uzun tartışmaya başlamışlardı. Buldukları yegâne kurtuluş ümidi, inkılap yapmaktı.
Sayfa 19 - Masa KitapKitabı okuyor
Bu günlerden birinde Mustafa Kemal, Hamidiye Çarşısında yürürlerken Lütfi’nin altına çizme giyilmesi gereken bir pantolon giydiğini ama ayağında çizme yerine kundura olduğunu gördü. Nedenini sorduğunda acı bir itirafla karşılaştı: “Hakikat gördüğün gibidir Kemal, bundan başka pantolonum yok.” Osmanlı ordusu adına Havrandaki isyanı bastırmakla görevli olan yüzbaşı, kendisine ikinci bir pantolon alamayacak durumdaydı. Esasen bazı askerlerin köyleri yağmalayıp haydutluk yapmasının ardında yatan nedenlerden biri de bu parasızlıktı. Devlet, subayına gerekli maddi refahı sağlayamayacak durumdaydı.
Sayfa 18 - Masa KitapKitabı okuyor
Geçmişi temiz olmalıydı. Çünkü ancak geçmişi temiz olanlar yarının adamı olabilirdi.
Sayfa 18 - Masa KitapKitabı okuyor
Şam’da kalıp hem keyiflerine bakabilir hem de maaşlarını alıp aylaklık yapabilirlerdi. Buna rağmen isyanın bastırılmasına katılıp görev almak istiyorlardı. Kaçmaktan ve yatmaktan değil, sahaya inip emek harcamaktan yanaydılar. Üstelik komutanları onları görevde istememesine rağmen... Bu duruş, Mustafa Kemal’in hayatı boyunca koruduğu ve kendisine rehber edindiği karakterinin en belirgin özelliğiydi. Mustafa Kemal’in yaptığı ve yapacağı çok büyük işler vardı, ama hepsinin temelinde bu duruş yatıyordu. O bir karakter adamıydı. Asla yapmayacağı şeyler vardı. Ve ne olursa olsun yapacağı şeyler de. O, bu duruşunu karşı karşıya kaldığı her zorlukta ve her engelde gösteren biri olmalıydı. Çünkü ihtirasları vardı, ileride büyük işler yapmak istiyordu. Bu büyük işleri yaparken ardında temiz bir geçmiş bulunmalıydı.
Sayfa 13 - Masa KitapKitabı okuyor
1.680 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.