Asli Lökcü
@asliponcik
Öğrenci
Eskişehir
23 Nisan
58 okur puanı
Kasım 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Önceden de okumak istediğim fakat bugüne nasip olan bir kitap. Kararsızlık, üzüntü, kırgın ve değersiz hissettiğinde okunması gereken kitaplardan. Çünkü sevdiğin kişiden sürekli darbeler yerken kendine olan değeri kaybedip, kendini umursamadığın zamanlarda kendine gelmen için efsane bir kitap.
Okurken çoğu yerlerde kendinizi bulacağınıza eminim. Herkesin okumasını tavsiye ettiğim kitap. Şimdiden iyi okumalar...
Miraç Çağrı Aktaş 
Kendine Hoş Geldin
Okur Takip Önerileri
Kitabı okurken şuana kadar okuduğum Ahmet Haldun Terzioğlu'nun diğer kitaplarından biraz farklıydı.
Başlarda sıkıldım ama sonlarına doğru gerçekten heyecanlandım.
Kitapta 5 kişilik arkadaşlığın Çete'ye dönüştüğünü ve Türk'e yada Türkiye'ye yapılan cezanın kıyınını nasıl kestiğini anlatıyor. Kestiği kıyınlarda iz bırakmadan hallediyorlardı. Zamanla ilerliyorlar daha büyük işlere kalkışıyorları. En sonunda da zengin memurun rüşvet aldığını görüyorlar ve kıyınını kesiyorlar. Fakat kıyınını keserken unuttukları bir şey vardı, takip edildikleri...
İyi okumalar...
Ahmet Haldun Terzioğlu 
Çete
Beden dili
Kitapta, sizin gönderdiğiniz beden dilinden ve karşıdaki kişinin size olan beden dilinin etkilerinden bahsediyor.
Benim dikkat edeceğim kısımı, sözlü olarak biri size bir şey söylediğinde yalan söylediğinda bazen anlayamıyoruz ama bazı beden dilleri bunu göz önüne seriyor. Mesela;göz bebeklerinde, ayaklarının duruşundan ve ses tonundan bu kişinin net olarak yalan söylediğini anlayabiliriz.
Beni en etkileyen kısmı, konuşmadan istediklerinizi yaptırma özelliğinizin olması. Yani biri sizin yanınıza geliyor ve sörekli konuşuyor sizde bundan rahatsız oluyorsanız o kişiyle göz temasından kaçının, bedeninizi başka tarafa doğru çevirin ve başka şeyle meşgul olun. Emin olun istenmediğini anlatıp gidecektir.
Birde farkında olmadan gönderdiğimiz beden dilleri vardır. Aslında farkındatızdır ama bebeklikten beri kullandığımız için farkında olmayız. Mesela küçük çocuğunuz kırılması muhtemel olan bir şeye değeceği zaman eliyle dur işareti yaparak "DUR!" der çocukta bu denen dilini alıp ona dokunulmaması gerektiğini anlar. Başka zaman tekrar o şeye dokunacak olduğu zaman annesine bakar sürekli. Dokunma mı diyecek diye. Bunun gibi örnekler aslında farkında olupta alıştığımız beden dilleridir.
Toplantı da bir fikri beğendiğinizde hafif öne doğru eğilir ve konuşan kişinin gözünün içine bakarsınız. Başka zaman o fikirle alakalı konuşma duyarsanız hemen dönüp dinlemeye başlarsınz,o konuyla ilgilendiğiniz için. Buda beden dili arasında yer alır.
"İnsanları okumak beden dilinden geçer."
3 Saniyede Karşınızdaki İnsanı Nasıl Anlarsınız?
Sinekli Bakkal
Kitap da Doğu-Batı çatışması vardır. Kitabı okurken bazı yerlerde kitabı kapatıp düşünmek ve yorumlamak gerekiyor.
Başları birazcik sıkıcı gelebilir fakat kitabın tamamının sıkıcı olduğunu düşünüp asla okumayı bırakmayın.
Kitapta Teyfik ve Emine adında birbirini seven iki insan bulunur. Evlenmeye karar verirler fakat Emine'nin babası İmam efendi "Kadın kılıklı Teyfikle mi evleneceksin?" der ve izin vermez. Teyfik de Emine'yi kaçırır. İmam efendi Emine'yi evlatlıktan reddeder. Bakkal falan açarlar. Bir gün Teyfik arkadaşlarına Emine'nin taklidini yapar ve Emine bunu görüp Teyfik'ten boşanır.,babasının yanına gider ve babası affeder. Teyfik'ide sürgüne gönderirler. Ayrıldıklarında Emine hamiledir. Dünya'ya Rabia adında yetenekli, becerikli ve inatçı bir kız gelir. Hikayenin devamında Rabia'nın yaşadığı olaylar anlatılmaktadır. Acaba Rabia babasını görebilecek midir? Rabia'nın nasıl yetenekleri vardır? Rabia kimle evlenecektir? Bu soruların cevapları için kitabın devamını okumanızı tavsiye ederim.
Kitabı okurken sanki o mahallede sizde varmış gibi hissedeceksiniz. Şimdiden iyi okumalar...
Sinekli Bakkal 
Halide Edib Adıvar
Kitapın başında ayrılık acısı yaşayan birinin düşüncelerini anlatıyor ama söylediklerinin ve hissettiklerinin çoğu/hepsi bence doğru. Başkalarından görmekle yaşamak aynı duygu değildir. Başkasının acısını dinlersin ve teselli etmeye çalışırsın ama yaşarsan kendini teselli etmeye çalıştıkça dahada üzülürsün. Yani senin sevdiğin kişiler değil, seni seven kişiler önemlidir hayatta.
Kitabın devamında bir adamın bir kadını sevmesinden başlıyor. Ama hikayenin sonu hüzünle bitiyor fakat meraklı bir kız hikayenin devamını bulup gazete köşesine yazıyor ve büyük ilgi görülüyor...
Kitabı okurken sayfaların arasında kendinizi buluyorsunuz. Okumanızı tavsiye ederim.
Başka Bir Gökyüzüne İnanmak 
Ezgin Kılıç
Mutlaka okunması gereken kitaplardan. Okurken içinde bilmediğim bazı kelimeler vardı ama olayın veya durumun zamanına göre anlaşılabiliyor.
İçindeki olayların bazı yerinde büyük bir heyecanla okuyabilirsiniz, bazı yerlerinde de sanki o anı siz yaşıyormuş gibide olabilirsiniz.
Kitapta kendime ders çıkardığım sonuçlar:
-Ne kadar padişahta olsan mutlaka her insana aynı değer göstermen gerekir fakat bazılarının yeri güvenmek manasında farklıdır.
- Yavuz Sultan Selim'in savaşda ki stratejisi Sah İsmail tarafından acemi işi olarak görülür fakat sonuç olarak Yavuz Sultan Selim kazanır. Yani nasıl başarmaya çalıştığın değil başarıp başarmadığın önemlidir.
Kitabi herkesin okumasını tavsiye ediyorum çünkü gerçekten harika bir kitap. İyi okumalar...
Yavuz Bahadıroğlu 
Şirpençe
Bu kitap Bozkurt'ların Ölümü ve Bozkurt'ların Dirilişi olarak iki kitabın bir araya getirilmesiyle oluşmuştur. Fazla kalın gibi gözüke bilir ancak içinde anlatılan hikayelere daldıkça kitabın nasıl bittiğini anlamazsınız.
Kitabı okurken yaşanan olayların içinde sanki oradaki kahramanın yerinde siz varmış gibi hissediyorsunuz. Hatta bir kahramanın başına bir şey gelse veya savaş anında yara izleri açılsa aynı hissi kendinizde de hissediyorsunuz.
Kitapta Türklerin, Çinliler ve Dokuz Oğuzlar ile yaşadığı olaylar anlatılıyor. Genel olarak Türklerin kahramanlığından, hayatından ve duygularından bahsedilmektedir.
Beni en etkileyen yerlerinden bazıları;
-Sancar Beyin ölümü.
-Kur Şat ihtilali. Ölmüş olmalarına rağmen ruhlarını hala dolaştığı zaman Çinlilerin korkması ve Kür Şad'ın annesinin Urungu'yu kaçırarak Kür Şad neslinin devam ettirmesi.
-Urungu'nun Dokuz Oğuzların kağanına(Ay Hanım) gönül vermesi. Türklerin Dokuz Oğuzlar ile savaş yaparken Ay Hanım'ın uçmağa varması. Savaşın sonlarına doğru Urungu'n Ay Hanım'ı kucağına alarak Ölüm Uçurumun giderek intihar etmesi.
Kitapı gerçekten okunmanızı şiddet ile tavsiye ediyorum. Kitabı okurken gaza gelmeniz gayet normaldir çünkü biz TÜRK'ÜZ.
Bozkurtlar 
Hüseyin Nihal Atsız
