İşte bu ellerimle yalnızım işte bu inanmazsan bak
Bu saçlarımla bu iyi giyimlerimle paralarımla
Sen varsın ya sen çoğu kez yetmiyorsun
Uzakta mısın sen misin söylemiyorsun
Bakışın mı eksik dudakların mı anlamıyorum
O adamlar geliyor aklıma karanlık iri yarı
O gemiler ipleri yelkenleri dümenleri dökük
Unuttuğum kırlangıç kuşları kırık bardaklar
Bir ahşap evde taşlıkta yaz günleri bilmesem
Bir testiden soğuk soğuk sular sızdığını bilmesem
Güç dayanırım
Bu durum tek başıma beni suçlandırıyor
İşte gör sabah akşam başucumdayım
Bakın bu ikide birde bozulan güneş
Bu durup dururken sokan yılan
Bu kırık bardaklar çöplüklerde
Aşkın şiirin ölümün en kolayına gitmek
Caddeleri sevmediğim kadınlarda yitirdiğim
Biliyorum sebebini bir bir biliyorum
Öyle kolay kendisi söylemesi kurtulması öyle kolay
Kolaylığından sıkılıyorum
Kurtulmak elimden gelmiyor
Her şey benim kalbimdir ki bilirim
kimsenin olmadığı bir yerde
ölümü denemek isterdin
hiç değilse bir defa
nisansız bir serçe gibi
herkesin gözlerine saçlarına
avuçlarına dolanan
ama nisan olsa da olmasa da
serçeler benim kalbimdir.
Belki bazı kişilikler kozadan çıkmak istemiyorlardır; o, ölüm kozası bile olsa.)
İşte o gece, Kurt Adam Londra'da filmini izlerken gözlerimin dolması bu yüzdendi. Kimin hakkın vardı kişiyi kozasından çıkartmaya?