Bireysel çıkarlarının sınırları içinde kaldığı sürece insan, hayatında
anlam bulamaz. Anlam için "biz"i keşfetmesi lazım. "Biz"i keşfeden ve
kendi potansiyelini geliştirmeye niyet eden insan ise çıktığı yolculuktan
hiçbir zaman pişmanlık duymaz.
Belki on senedir bendedir bu araba. Allah'a şükür hep iyi geçindik. En önemlisi, zikir gördü.
Zikir gördü. Hadi hayırlısı.
Zikirle tanışan güzelleşmez mi? Bu da öyle. Çok ihvan taşıdı bu emektar.
Muhataplarımızın havzalarını zorlamak, vakitsiz uyarılarda bulunmak, bilgi ve idrak seviyelerine göre konuşmamak da şiddettir. Bağcıkları sıkı sıkıya bağlı bir ayakkabıyı, yapılması gerekeni yapmadan, yani önce bağcıklarını çözmeden çocuğa giydirmeye çalışmaktan bahsediyorum. Ayakkabıyı bu şekilde giydirmek ancak şiddet uygulayarak, can acıtarak olur. Ve ayakkabıyı giymesinin o sırada en doğru davranış olması, sizin ona şiddet uyguladığınız, canını yaktığınız gerçeğini değiştirmiyor, üzgünüm.
Hüzün, kendi başına müthiş bir deryadır. Hüzünlenemeyen
insan gelişmemiş bir insandır. Kendinden kopukluğunun, içindeki öze olan
özlemin farkında değildir.
Korkutmaya meraklı kişinin en büyük
korkusu nedir biliyor musunuz? Kendi yetersizliği ile yüzleşmek. Bir gün
gelir de ondan korkmazlarsa ne halt edeceğini bilemez çünkü.