Güzel bir kitaptır. Hâlit Ziya da dili her zaman iyi kullanmıştır. İlk kez 1897’de yayınlanmış bu romanın, o zamanki dilini düşünürsek gayet başarılı. Hatta toplumun içinde bulunduğu süreci de düşünürsek daha keyifli okunacak bir kitaptır.
Aslında dönemin basın dünyasından bahsediyor. Şu an da güzel ilerliyor. İlk başlarda biraz dilinden dolayı zorlansam da sonradan güzel ilerledi ve sevmeye de başladım. Yorumunuz için teşekkür ederim :)
İstanbul’un son güzel yıllarına -belki yeniden güzelleşir- ve günlük yaşama eğlenceli, gerçekçi, kendimize ve topluma ayna tutan yazılarla keyifli bakış açılari. O yılları yaşamadiysanız kitaptaki yazıları algılamanız zor. Heralde beybiler ;))
Bu dünyada herkesin şairleri vardır.
Kendisi bilmese dahi o şairler hep ona
yazar. Bir gün keşfettiğinde o şair, senin
olur. Koynundan çıkmaz geceler boyu.
Gündüzünü karıştırır. İkindini zehirler.
Sabah onunla uyanırsın.
Cam kenarına oturduğum masadan
yüzüme sokağı vuran tülün gölgesinde
düşünüyorum:
yavaş yavaş anıların da terk ediyor beni
git gide azalıyor
günün birinde
birlikte
bir fincan kahve içebilmenin
sadakati
hayali
neden mümkün olmuyor
ayrılmak
yok pahasına tüketmeden her şeyi