"Bir insanın bir ölümle, ister sevdiği hayvanı olsun, ister bir arkadaşı ya da bir akrabası olsun, herhangi bir ölümle başa çıkması zaten yeteri kadar güçken bir de kalkıp bunu turistik ziyareti yeri haline dönüştür..."
Onu dinlerken gülsem mi ağlasam mı bilemiyor, iyi ve kötünün bu kadar çabuk suret değiştirmesine hayret ediyordum. Hayat dediğimiz bu dikenli bahçede, doğru ve yanlış, güzel ve çirkin, iyi ve kötü böylesine kaypak olabilir miydi? Bugün ayıpladığımız kabahat nasıl yarın birdenbire alkışladığımız bir erdem haline gelebilirdi? Hani bir mektubunda insanın hamurunda iyilikle kötülüğün beraber karıldığını yazmıştın ya, ne dersin, faziletle rezaletin durmadan yer değiştirmesi bundan mı? Zavallı insan evladı!
Mutluluğun mutsuzluk olmadan hiçbir işe yaramayacağını öğrenmek zaman alıyor. Ama tabii zamanın bizden aldıklarını düşününce, mutluluğu öğrenmeye değer mi, insan pek bilemiyor.