Ne tür insanlar olduğumuzu bizde yeni keşfediyoruz, çürümüş sistemden gelen metropolitan bireyciligini, bu bireyciligin hayatımızda, fabrikalarda, ofislerde okullarda üniversitelerde, revizyonist gruplarda, çıraklık zamanlarında ya da yarı zamanlı işlerde yarattığı yabancılaşmış, yanlış zehirli ilişkileri açığa cikariyoruz. Meslek yaşamı ve özel yaşam arasındaki bölünme ve entellektüel iş gücü ve el emeği arasındaki bölünmenin etkilerini, hiyerarşik iş güç sürecinin çocuksuluğunu keşfediyoruz, bunların hepsi de tüketim toplumunun, bu yozlaşmış, çürüme ve durgunlaşma dönemine girmiş metropol toplumunun psijik çarpıklıkları yansıtıyor.