Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşegül

Ayşegül
@ayseguldumankaya
Turizm Rehberliği
Antalya
7 okur puanı
Ağustos 2023 tarihinde katıldı
Görme duyusu tanrıların gerçek kimliğini ortaya çıkarır; çünkü güzelliğimiz ancak tanrılarda görülecek kadar göz kamaştırıcıdır ama karanlıkta her şey eşittir.
Reklam
Tanrıların oğulları bir kahramanın eğitimine, ilahi hediyelere ve sonsuz bir üne sahip oluyordu. Kızları ise tıpkı Helen gibi, kazanılması gereken birer ödülden ibaretti.
Ayşegül
@ayseguldumankaya·Bir kitabı okumaya başladı
Psykhe ve Eros
Psykhe ve ErosLuna Mcnamara
8.6/10 · 87 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
304 syf.
·
Puan vermedi
·
90 günde okudu
Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü
Bugün Kalan Hayatımın İlk GünüMaud Ankaoua
8.3/10 · 2.718 okunma
Reklam
Zihin çok ilginçtir: Yaşadığımız huzursuzluğu başka birini suçlayarak haklı çıkarmaya çalışmak, belirsizliği kabullenmekten daha kolay geliyor!
Sayfa 221Kitabı okudu
Ah! Sana bir kötü haberim daha var! Eğer egonun karşına çıkan her fırsatı geri çevirmesine izin verirsen, hayat isteklerine ulaşma yolunda karşına daha büyük zorluklar çıkarır. İki seçeneğin var: Ya kalbini susturup hedeflerini değiştirirsin ya da zihnini susturup arzu ettiklerini yaşarsın. Hangisini seçiyorsun?
Sayfa 109Kitabı okudu
Korku kapını çaldığında kapıyı açma cesaretini gösterirsen arkasında kimsenin olmadığını görürsün.
336 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
“Derler ki, yaşlı bir cadı yaşarmış doğuda. Demirkoru'da ve bu cadı güneş ve ay'ı kovalayan kurtlar getirmiş dünyaya.” Ana karakterin içsel çatışmaları, mistik dünya arasındaki denge insanı tamamen farklı bir dünyaya götürüyor. Yazarın betimlemeleri ve karakterlerin duygusal derinliği, oldukça etkileyiciydi. Benim gibi Loki severler bu kitaptan sonra iliklerine kadar nefret edecektir. Mitolojiye ilgiliyseniz, bu kitabı mutlaka okuyun!
Cadının Yüreği
Cadının YüreğiGenevieve Gornichec · İthaki Yayınları · 20222,198 okunma
“Seni rahatsız ediyor mu?” dedi Angrboda temkinli bir şekilde. “Sana güvenmemeleri?” “Pek değil,” dedi adam omuz silkerek. “Henüz değil. Onlarla birlikte yaşıyorsun. Sana güvenmeyenlerle yaşamanın bedelini eninde sonunda ödersin.”
Reklam
Ayşegül
@ayseguldumankaya·Bir kitabı okumaya başladı
Çılgın Kalabalıktan Uzak
Çılgın Kalabalıktan UzakThomas Hardy
8/10 · 2.976 okunma
264 syf.
8/10 puan verdi
·
26 günde okudu
Erewhon, toplumsal eleştirinin derinliklerine inen bir yolculuğa davet ediyor bizleri. Bu roman, bir gezginin hayali Erewhon ülkesini keşfetmesi ve bu ülkede karşılaştığı garip toplumsal düzenleri anlatır. Butler, kitap boyunca teknoloji, eğitim, din gibi konuları ele alarak modern toplumun çelişkilerine ve saplantılarına ışık tutar. Erewhon'daki toplum, geleneksel normlardan sapmış gibi görünse de, aslında kendi türünün bir yansımasıdır ve okuyucuya kendi dünyasındaki kuralları ve değerleri sorgulama fırsatı sunar. Kitap, özgürlük, adalet ve insan doğası gibi derin konuları da işler. Erewhon'un distopik dünyası, aslında günümüz toplumunu eleştiren bir alegori olarak okunabilir. Sonuç olarak, "Erewhon," toplumsal eleştiri ve düşünce uyandırmak amacıyla yazılmış etkileyici bir eserdir. Samuel Butler'ın derin düşünceye dayalı yaklaşımı ve kitabın günümüzde hala geçerli olan temaları, bu romanı unutulmaz bir yapıt haline getirir.
Erewhon
ErewhonSamuel Butler · Can Yayınları · 202257 okunma
Bir tavuk yumurtasından çıkmak bir ördek için de zordur ama yumurtasından ördek çıkması tavuk için de zor değil midir?
Sayfa 167Kitabı okudu
Nedendir bilmem ama asil sanatların tümü çok kısa bir süre için mükemmelliklerini sürdürürler. Kısa sürede zirveye ulaşır sonra inişe geçerler ve inişe geçen sanat maalesef birden yok edilemez; sanat yaşayan bir organizma gibidir, can çekişmektense ölmesi evladır. Yaşlanmış bir sanatı gençleştirmenin bir yolu yoktur; sanat sıfırdan doğmalı ve bebeklikten yeni bir şey olarak büyümeli, her türlü korkuya ve korkudan titremeye karşı çaba harcayarak kendi kurtuluşunu gerçekleştirmelidir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Önümüzde çok uzun bir zaman olmadığını biliriz ama buna pek fazla aldırmayız; bizi ciddi anlamda etkileyecek tek şey yumruğun tepemize ineceği zamanı tam olarak bilmek ya da daha doğrusu bildiğimizi düşünmek olur. Neyse ki kimse bunu kesin olarak bilemez, yine de birçok insan bunu öğrenmeye çabalayarak kendisini mutsuz eder. Öyle gözüküyor ki sanki bir yerlerde bir güç, elimizden gelse kendimizin yapacağı gibi, ölümümüzü erteler ve bu güç sayesinde ölüm her zaman bir öcü gibi karşımızda durur ama makul koşullarda asla bir öcüden daha fazla bir şey olamaz.
Sayfa 118Kitabı okudu
En ufak öz saygısı olan hiç kimse doğum, zenginlik, para, güzellik, yetenek veya başka bakımlardan kendisinden daha az talihli olan birisiyle duygusal bakımdan kendisini eşit göremez. Gerçekten de talihli olanların talihsizlerden veya en azından daha ciddi veya daha az bilinen talihsizliklerle karşılaşmış olduğu anlaşılanlardan hoşlanmaması hatta onlardan iğrenmesi, yalnızca doğal değil aynı zamanda insan ya da hayvan, her toplum için arzu edilen bir durumdur.
Reklam
280 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Estetizm, ahlak ve içsel dünyanın karmaşaları.. Romanın merkezinde genç ve güzel Dorian Gray bulunuyor. Bir portre ressamı olan Basil Hallward, Dorian'ın güzelliğini resmetmek isterken, Dorian'ın arkadaşı ve etkileyeni Lord Henry Wotton ona ahlaki değerleri ve gençliğin geçiciliğini sorgulatan düşünceler sunar. Dorian, bu söylemlerle etkilenerek, portresi yaşlanırken o gençliğini ve güzelliğini koruyan bir anlaşma yapar. Bu anlaşma, Dorian'ın fiziksel ve ahlaki çürümesinin portreye yansıdığı karanlık bir süreci başlatır. Dorian'ın yaş aldıkça portresinin bozulmasıyla ortaya çıkan dış ve iç dünya arasındaki tezatın çarpıcı bir şekilde ortada olduğu aşikârdır. Zaman zaman Lord Henry’den nefret edecek olsanız da onun aforizmaları oldukça gerçektir. Kitap, sadece bir hikaye olmanın ötesinde, derinlemesine düşünmeye ve değerleri sorgulamaya iten bir deneyim. Oscar Wilde’ın tek romanı olması bir yana, birçok yazarı geride bırakan bir eser olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201872,8bin okunma
Ölçülü olmak felâket bir şeydir. ‘Yeteri kadar’ sade bir öğünse, ‘doyasıya’ bir ziyafet sofrasıdır.
Sayfa 205Kitabı okudu
Kendimi duygularımın insafına bırakmak istemiyorum. Duygularıma hâkim olmak, onları kullanmak, onlardan haz almak istiyorum.
Sayfa 126Kitabı okudu
İnsanın kendi kendini suçlamasının keyif veren bir yanı vardır. Kendi kendimizi suçladığımız zaman başka birinin bizi suçlamaya hakkı kalmadığını düşünürüz. İnsanın ruhunu suçluluk duygusundan arındıran şey itiraf etme eyleminin kendisidir; günah çıkartan rahip değil.
Sayfa 112Kitabı okudu
Sıradan fâniler yaşamın sırrına erebilmek için beklemek zorunda kalırken, seçilmiş bir avuç azınlık daha perde kalkmadan bu sırra vâkıf olabiliyordu. Bu, çoğu zaman sanatın, özellikle de edebiyatın etkisiyle mümkün olabiliyordu çünkü sanat da, edebiyat da arzular ve zihinle ilişkiliydi. Bazen de karmaşık karakterler sanatın yerine geçer; onun işlevini yerine getirirdi. İşte bu insanlar sanatın ta kendisiydi; resim gibi, şiir gibi, heykel gibi, onlar da yaşamın yarattığı şaheserlerdi.
Yalnız hayatımın aşkı deme sen ona; ilk aşkım de. Birileri hep sana âşık olacak, sende hep aşka âşık olacaksın. Büyük aşk yaşamak işi gücü olmayanlara bahşedilmiş bir ayrıcalıktır. Ülkenin boş gezen sınıfı yalnız bu işe yarar. Korkma. Kaderin sana harika sürprizleri var. Bu daha başlangıç.
Reklam
İnsanoğlu kendini fazla ciddiye alıyor. İnsanlık tarihinde işlenen en büyük günah budur. Mağara insanı gülmeyi bilseydi, tarih çok daha farklı gelişirdi.
Çünkü bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir. Etkilenen kişi artık kendi fikirleriyle düşünemez, kendi tutkularıyla yanıp tutuşamaz hale gelir. Sahip olduğu erdemler bile gerçek değildir artık. Günahları bile ödünçtür; günah diye bir şey varsa tabii. Artık bir başkasının müziğindeki yankıdan, kendisi için yazılmamış bir rolü oynayan bir oyuncudan ibarettir. Oysa yaşamın amacı kendi kendini geliştirmek, tekâmül etmektir. Dünyaya gelme sebebimiz özümüzün farkında olmaktır. Bugünlerde insanlar kendilerinden korkar oldu. Görevlerin en ulvisini, kendilerine karşı olanı unuttular. Hayırseverler hayırsever olmasına, açları doyurup yoksulları giydiriyorlar. Gelgelelim kendileri çırılçıplak, ruhları açlıktan kıvranıyor. Cesaret denilen şey insanlığı çoktan terk etmiş. Belki de cesur olmadık. Ahlakın temelindeki toplum korkusu, dinin sırrı ise Tanrı korkusu: İşte bizi yöneten iki şey. Yine de..
Diğerlerinden farklı olmamak daha iyidir. Çirkinler ve aptallar bu dünyada her şeyin en güzeline sahiptirler. Kafaları son derece rahat, ağızları bir karış açık öylece oturup oyunu izleyebilirler. Zafer nedir bilmezler belki en azından, yenilgiyi de tatmazlar. Hiç istiflerini bozmadan, kayıtsız, gürültüsüz, patırtısız yaşayıp giderler; tıpkı hepimizin yaşaması gerektiği gibi.
“Elbette gazetelerden biliyorum,” diye yalan söyledi Andreas; aslında şunu eklemek istiyordu: Örtündüğüm gazetelerden.