Demek ki muhakememiz felakete karşı hassas, hafızamız ise saadeti saklamakta mahir ...
Yahut da muhakememiz felakete karşı hassas olduğundan ve biz günümüzü kendimize zehir etmeye tab'an (yaradılış olarak) mütemayil bulunduğumuzdan eski günlerin iyilerini yad ederek yeni günlerin fenalığını gözümüzde abartıyoruz.
Yaşadığım zaman kazandığım, öldüğüm zaman kaybedeceğimden daha çok olmasa gerektir. Düşün ki bu anda hayattan beklediğim hiçbir şey yoktur. Ne mevki, ne şöhret, ne ebediyyet, ne yaratmak zevki, ne de bana asla nasip olmayacağını bildiğim sakin ve üzüntüsüz bir hayat... Bugünlerde okuduğum Bernard Shaw'un, romanın· kahramanına ölen karısının başucunda söylettiği gibi:
"İşte bir hedef ki saatte 60 dakika gibi dehşetli bir süratle buna doğru koşuyoruz ... "
1. Ahmet Hamdi Tanpınar: Huzur
2. Ahmet Mahmut Ünlü: Salevât-i Serîfe
3. Antoine De Saint-Exupéry: Küçük Prens
4. Ahmet Şimşirgil: İstanbul Fetih ve Fatih
5. Attila İlhan: Sokaktaki Adam
6. Ayşe Kulin: Gece Sesleri
7. Cahit Zarifoğlu: Yedi Güzel Adam
8. Cemal Süreya: Sevda Sözleri
9. Cemal Süreya: Üstü Kalsın
10. Doğan Cüceloğlu: İletişim
Görürsün bak,
yeni odamda yeni bir hayatım olacak,
yeniden yaşamaya başlayacağım,
insanları unutup
tekrar tanıyacağım yeniden,
ya dost olacağım onlarla
yahut hiçbir şey.
Sayfa 851 - Bütün Şiirleri, Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Çok güzel başlayan bir kitaptı aslında öğrencilerle olan mektuplaşmalar ve çözümlemeleri üzerine yoğunlaşan bir kitap vardı karşımda. Kitaptaki ilk olay gerçekten vahimdi ama mektuplaşmaların sonucunda kitaba karşı bir önyargı oluştu bende. Kitap öğrencilerin mektupları ve verilen cevaplar üzerine kurulu ama şöyle bir durum var. Yazar cevap
Filiz Ali, babası Sabahattin Ali'nin ünlü romanı Kürk Mantolu Madonna'yla ilgili de ilginç bir ayrıntıyı paylaştı: "Ayşe Sıtkı İlhan yıllar sonra babamın ona yazdığı mektupları yayınlayınca, o zaman öğrendik ki Maria Puder diye birisi varmış zaten. Babam o mektuplarında yazıyor; 'Almanya'da bir zamanlar çok beğendiğim, Maria Puder adından bir kadın vardı. Onunla müzeleri gezerdik, parkları gezerdik. Fakat elini bile tutturmazdı.' Yani bir Maria Puder zaten var. Ama tabii her romancının yaptığı gibi, hayatındaki değişik karakterlerin bir amargamı şeklinde."