Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşe Tentik

Sevgi için birbirini "anlamaya" gerek yoktur mu diyorsun? Yanılıyorsun güzelim. Ben de uzun zaman böyle söyledim, bunu bir şikâyet olarak dünyaya haykırdım. Sevgi vardır ya da yoktur; neyi "anlamak" gerekiyor ki? Arkasında bilinçli bir maksat olan duygunun değeri nedir? Eh, bu işlerin böyle olmadığını, her şeyi "anlamak" gerektiğini insan yaşlanınca görüyor. Her şeyi öğrenmek zorundayız, sevgiyi bile. Evet, sen kafa sallayıp gülümsesen de bu böyle. İnsanız ve her şeyi aklımız yoluyla yaşıyoruz. Duygularımız ve heyecanlarımız bile akıl vasıtasıyla dayanılır ya da dayanılmaz oluyor. Sadece sevmek yetmiyor.
Sayfa 24
Reklam
Her sevgi, had safhaya varmış bir bencilliktir.
Sayfa 19
Söylediğine göre, her insanın hayatında, gençliğinden tanıdığı bir şahit vardı, bu diğeri daha güçlüydü ve insan kendi içindeki kötülüğü bu sert yargıçtan saklamak için her şeyi yapardı. Şahit, insana inanmazdı. Başkalarının bilmediği şeyi bilirdi. İnsan ister bakan olsun, ister Nobel Ödülü'nü alsın, şahit sadece gülümserdi.
Sayfa 15

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kocam neydi, biliyor musunuz? Son derece nadir görülen bir varlıktı. Tam bir erkekti.
Sayfa 12
Doğrudan, açık açık söylenemeyecek bir şeydi bu. Onun zevkiyle benimki arasında bir fark olduğunu, her şeyi becerebilsem, her şeyi öğrenmiş olsam ve onun gibi orta sınıftan sayılsam bile aslında başka bir dünyadan geldiğimi ifade etmek istiyordu. Benim etrafımdaki her şey onun alışık olup sevdiğinden bir parça başka, bir ton farklı renkteydi. Burjuva, bu tür ayrımlara aristokrattan daha duyarlıdır. Burjuva, ömrünün sonuna dek kendini onaylamak zorundadır. Aristokratsa daha dünyaya gelirken onaylanmıştır. Burjuva devamlı kendine bir şey katmaya ya da olanı korumaya mecburdur.
Sayfa 11
Reklam
Gerçek entelektüel, önce ülkesinin haklarını, düşman bir dünyaya haykırmakla görevlidir. Yani rüşeymi bir mahiyet taşıyan, şu veya bu sınıfın ideolog veya demagogu olmamak, ülkesinin bütününü, bütün ülkelere karşı müdafaa etmek. Şüphesiz ki böyle bir tasavvur şairane bir ütopyadır. İnsan kucağında yaşadığı toplumdan sıyrılamaz, sıyrılırsa okunmaz ve anlaşılmaz.
"Pamuk ipliğinden biraz daha sağlam tek bağ: Düşünce birliği. O da rüzgârın her an tehdit ettiği bir kandil. Düşünce birliği, düşünen insanlar arasında olur. İnsanların kaçta kaçı düşünür? Düşünenlerin kaçta kaçı karşılaşır ve açılır birbirine?"
Sevebileceklerim dilsiz, dilimi konuşanlarla konuşacak lakırdım yok.
"Kelimeleri tarif etmeden girişilecek her tartışma kısır kalmağa mahkûm."
Din problemi, şer problemi, Avrupalılaşma problemi... bizim de gevelediğimiz meſhumlar. Ama kimsenin bu problemler üzerinde kafa yorduğu yok. Sağ, kovuğuna çekilmiş. münzevi, mazlum, mustarip. Sol, eline tutuşturulan reçeteyi kekeliyor, mânâsını anlamadığı reçeteyi. Tek ortak duygu: düşmanlık. Diyalog yok.
Reklam
Bazen bir kuyuya benziyor hayat; kör, pis, zehirli bir kuyuya. Boğuluyorum, ölüme koşacak mecalim kalmıyor, kimseyi görmüyor gözüm. Sevdiklerim yabancılaşıyor. Kitaplar tuğla oluveriyor birden. Dostlarımın sesini tanımıyorum. Varlığım bir tele asılıyor. Bir kâbus bu, bir hastalık.
İlham perilerinin iltifatı hiç kimseye kavgadan kaçmak imtiyazını vermez.
Bir durgun sudayız, konuşsak da Kuş uçmuyor içimizdeki ormanda...
Hayatın yüreğime verdiği acı Işıklı vitrinlerin gövdemdeki kırbacı.
Yeni bir gülümseme edindim yüzüme Bozkır sabrında ve tenime yakışan. İnsanların çevremde açtığı yalnızlığı Yine onlarla doldurmak için Güneşle birlikte çıkıp yataklardan Ay ışığı ile dönüyorum evlere Azalan ömrümü böyle uzatıyorum.
132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.