Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
“1513’te Semerkant’ın yeniden fethi için İran’ın sağladığı askerî destek karşılığında Safevî şahı İsmail’in ve onun Şii sûfî tarikatının bir müridi gibi kızılbaş sarığı saran Bâbür, Timur’un başkentine üçüncü (ve son) kez yerleştiğinde yine faydacı bir tavırla Safevî egemenliğini kabul etmiş ve Semerkant camilerinde Şah İsmail adına hutbe okutup sikke bastırtmıştır. Bâbür’ün bu şekilde Şiiliği kabul etmesi, Şiileri ve itikatlarını sık sık kötüleyen yaklaşımıyla tezat teşkil ediyordu (Bâbür’ün soyundan gelenler, kendisinin Safevî egemenliğini resmen tanımasından hicap duymuşlardır).
Sayfa 55 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
201 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Herkese Merhaba Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı forsunda 16 yıldız bulunmaktadır. Bu yıldızlar Türkler tarafından kurulan 16 imparatorluğu temsil etmektedir. İmparatorluklardan birisi de Babür İmparatorluğu'dur. Yeterli araştırma yapılmadan Babürlerin Moğol olduğunu iddia edenlere karşın yazar ayrıntılı araştırma ve sağlam kaynaklarla imparatorluğun kurucusu Babür Şah'ın Türk oldugunu bizlere anlatıyor. Peki imparatorluğun kurucusu kimdir? Zahireddin Muhammed Babür 1483 yılında bugün Ozbekistan'a bağlı olan Fergana'da dünyaya gelmiştir. Babası vefat ettiğinde 12 yaşında olan Babür tahta geçmiştir , yaşından dolayı tahttan indirmeye çalışanlar olsada başarılı olamamışlardır. Babası Ömer Şeyh Mirza'nın yolundan gitmek isteyen Babür öncelikle Semerkand'ı ele geçirmek ve büyük imparatorluk kurmak istemiştir. 5 kez Hindistan'a sefer düzenleyen Babür Şah 1526 yılında başarılı olmuştur. Babür Şah 47 yıllık hayatında askeri ve siyasi başarılarının yanında anılarını da kaleme alarak Baburname eserini meydana getirmiştir. Babür Şah ayrıca "hatt-ı Babüri " adıyla yeni bir alfabe icat etmiştir. Her imparator gibi yanlış taktikler uyguladığı dönemler olsa da yanlışlarını düzeltmeye çalışarak Türk tarihinde önemli bir yer edinmiştir.
Hindistan Kaplanı Babür Şah
Hindistan Kaplanı Babür ŞahTarkan Suçıkar · Efsus Yayınları · 20223 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Şah Cihan'ın Banu Begüm'e olan aşkını anlatan kısa bir hikaye, 2 saatte okuyup bitirdiğim okurken de kimi zaman sinirlendiğim kimi zaman ise gülümsediğim bir kitap oldu. Babür devletinin sultanının dillere destan olan aşkı ve bugün o aşkın kanıtı olan Tac Mahal'i okumak güzeldi. Benim için çerezlik bir hikayeydi, bazı durumlar düşünce yapıma ters olsa da günün şartlarında oldukça normal karşılanıyordu.
Aşk Mahal
Aşk MahalMürvet Sarıyıldız · Rumuz Yayınevi · 2015131 okunma
440 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Floransa Büyücüsü, Salman Rushdie'den okuduğum ilk eser oldu. Yazarın namını önceden duymuştum tabi bende. Bu kitabı diğer kitaplarına göre daha 'masum' diyebiliriz. Şeytana taptığı iddia edilen yazarın bir dönem İran tarafından ölüm tehditleri alması da olayın boyutunu ortaya koyuyor. Ben, yazarları hayat görüşleri çerçevesinde
Floransa Büyücüsü
Floransa BüyücüsüSalman Rushdie · Can Yayınları · 2019531 okunma
Nâdir Şahın Hindustan'ı işgali
Nâdir Şah, Muhammed Şah'ı çağırıp görünürde onurlu bir imparator ancak gerçekte rehine olarak yanında tuttu. Muhammed Şah'la birlikte muzaffer bir şekilde Şahcihanâbâd'a giren Nâdir Şah, adına hutbe okutup sikke bastırdı. Devam eden günlerde Nâdir Şah'ın tamahkâr birlikleri Şahcihanâbâd'ın öfkeli sakinleriyle çatıştılar. Nadir Şah misilleme olarak altı saatlik genel katliam ilan etti. Adamları daha sonra her bir mahalle ve hayatta kalan önemli her kişi için bir fidye bedeli belirlediler ve böylece on milyonlarca rupi topladılar. Muhammed Şah kendi fidyesi için Nadir Şah'ın oğluna begümlerden birini eş olarak verdi; ayrıca Taht-ı Tâvûs'u, Kûh-ı Nûr elmasını, yüz milyon rupiyi aşkın bir parayı, Keşmir'i, İndus'un batısındaki toprakları ve Pencap'tan gelecek önemli miktardaki yıllık haracı Nâdir Şah'a bıraktı. Timur gibi -ancak Babür ve Hümayun'un aksine- Nâdir Şah da Hindistan'da rejimini kurmak istemedi. Bunun yerine, iki ay sonra bahtsiz Muhammed Şah'ı tahta oturtup imparatorluk hazinesinden aldığı yüklü ganimetle İran'a döndü.
Sayfa 318Kitabı okudu
Reklam
133 syf.
·
Puan vermedi
#kitapyorumum #okudumbitti Saadetim Yıldızı Sultanım Süleyman, Hürrem, Mihrimah Necdet Sakaoğlu OĞLAK YAYINLARI (2024 - 20 - 5395) Osmanlı tarihinde Sultan Süleyman dönemi, siyasi, askeri ve ekonomik üstünlüğe paralel olarak; sanat, edebiyat ve mimarlık atılımlarıyla da bir zirvedir. Kanuni ve muhteşem ünvanlarıyla bilinen bu padişah, uzun ve
Saadetim Yıldızı Sultanım
Saadetim Yıldızı SultanımNecdet Sakaoğlu · Oğlak Yayıncılık · 20124 okunma
Şah Cihan'ın Penceresinden...
Tarihe genellikle "Osmanlı merkezli" bakmayı alışkanlık haline getirdiğimiz için, diğer coğrafyalarda yaşananlardan genellikle bihaberiz. Oysa, Babür İmparatorluğu'nun insanlık tarihine hediye ettiği siyasî, dinî, sosyal ve mimarî tecrübe, Osmanlılar kadar parlak ve araştırılmayı hak ediyor.
Sayfa 117Kitabı okudu
Eşi Mümtaz Mahal için anıt mezar olarak Tac Mahal'i yaptıran Babür Devleti Hükümdarı Şah Cihan.
Babürlüler, Timur'un soyundan gelen Zahirüddin Muhammed Babür (1526-1530) tarafından Fergana'da kurulmuştu. Onun havali Türk ve İslam dünyasının en görkemli şehirlerinden Semerkant'a hâkim olmaktı. Safevilerinde de desteği ile kısa bir süre bu amacına ulaştı. Bu iyiliğe karşılık hutbelerde Şah İsmail'in adını okutması Semerkant, Buhara ve Gücduvan şehirlerinde tarafından pek hoş karşılanmadı. Şah İsmail'in Çaldıran'da Yavuz Sultan Selim'e yenilmesi onun Maveraünnehr'deki gücünü zayıflatı. Özbekleri hakimiyeti altında tutamayacağını anlayarak Semerkant'ı terk etti. Afganistan'ın önemli şehirlerinden Kabil'e yerleşip devletini yeniden tesis etti. Burayı merkez yapıp Hindistan üzerinde baskı oluşturdu. 1526'da Kuzey Hindistan'ı elinde tutan Ludilerle savaştı. Arabaların üzerine yerleştirdiği ateşli silahlar sayesinde yüzlerce filin yer aldığı kuvvetli Ludi ordusunu ağır bir mağlubiyete uğrattı. Ludiler tarihten çekilirken Babürlüler Kuzey Hindistan'da iktidarlarını tesis ettiler.
Sayfa 220 - Yeditepe Yayınevi 1. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
Reklam
Bâbürşahların Türkçeyi bırakması
Bâbürlü Devleti'nin kurucusu Bâbür, Çağatay Türkçesi konuşmaktadır. Daha sonra torunu Ekber Şah'ın emriyle Farsçaya çevrilecek otobiyografisini Türkçe kaleme almıştır. Bâbür'ün oğlu Hümayun'un gücünü kaybedip Safevî sarayına sığındığı yıllar, Bâbürlü sarayındaki ilmî ve sanatsal faaliyetlerdeki Fars etkisinin artmasına sebep olmuştur. Hümayun Hindistan'a dönüşünde çalışmalarını beğendiği İranlı entelektüellerden bazılarını mahiyetinde getirmiştir. Oğlu Ekber Şah döneminde de sarayda daha kozmopolit bir düzen oluşturmaya yönelik düzenlemeler (mesela Hinduların yönetime katılması ve özellikle saraydaki Çağatay elitinin etkilerinin azaltılmak istenmesi) ile beraber Farsça “ortak saray dili" olarak kullanılmıştır. Bunun dışında, Safevîlerin Sünni ulema üzerindeki yoğun baskısının farkında olan Ekber Şah, bu durumu sarayındaki ilmî ve sanatsal faaliyetleri artırmak için bir fırsat olarak görmüş ve bazı âlimlere bizzat mektup yazarak onları Hindistan'a davet etmiştir. Bu süreç daha sonra Hintçe-Farsça arası geçişli bir dil olan Hindavi ile devam etmiştir.
Ekbernâme
Ekber döneminde ise durum oldukça farklıdır. Bugün “resmî tarih" kategorisine dâhil edilecek bir tarih metni, Ekber Şah'ın ideoloğu olarak bilinen, dönemin önde gelen devlet adamı ve âlimi Ebü'l-Fazl el-Allâmî tarafından ortaya konan Ekbernâme'dir. Fisher'ın çalışmasında sıklıkla kaynak gösterdiği Ekbernâme, iyi kurgulanmış bir saltanat tarihidir. Ekbernâme, ilginç bir şekilde, Allah'a hamd ile başlasa da, geleneksel olanın aksine Peygamber'e senâ ile devam etmez. Bunun yerine metinde önce ilk insan ve Allah'ın yeryüzündeki ilk halifesi Hz. Adem'le başlayan bir silsile verilir. Bu, yaratılıştan itibaren insanlığın nihai sebebinin Ekber'in kutsal doğumuymuş imgesini sunmak amacıyla yapılmıştır ki, öncesinde İslam peygamberine senânın olmaması bu durumu daha anlamlı hale getirir. Ardından Babürlü hanedanının kutsallığı, detaylı astrolojik haritalar ve İslam geleneğine uygun şekilde verilen zîclerden örneklerle okuyucuya aktarılır. Kısaca anlatılan Babür ve Hümayun'un saltanatlarından sonra, eserin büyük bir kısmı Ekber'in mucizevi doğumu ile başlayan süreci ve saltanat dönemini içerir.
372 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.