Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bahar

Bahar
@baharozt
"Edebiyatı ciddiye alışımız insanın yüreğini burkuyor."
(...) ama bir yandan da bu kadar köklü bir değişiklikten korkuyordun, işte o yüzden miden sancılanıp için yarılırcasına perişan etmişti seni. Bu, bütün ömrünce böyle oldu. Ne zaman bir yol ayrımına gelsen bünyen iflas eder; çünkü bünyen her zaman aklının bilemediğini bilmiştir; bünyen ister mononükleoz, ister gastrit, ister panik atakla iflas etmeyi seçsin, her seferinde aklının kaldıramayacağı ya da karşı koymayacağı darbeleri yemiş, senin korkularının ve içindeki savaşların sarsıntısını yüklenmiştir.
Sayfa 64
Reklam
Hüç kuşkusuz sakat ve yaralı bir insansın, ta baştan beri içinde yara taşıyan birisin (yoksa ne diye bütün ömrünü sayfaların üzerine o yaranın kanını akıtırcasına sözcükler dökerek geçiresin?); alkol ve tütünden aldığın haz sakat bedenini ayakta tutup dünyayı dolaşmanı sağlayan koltuk değnekleri işlevini görüyor.
Sayfa 20
Olması mutlak olan olaylara karşı beklenmeyen olaylar; bu sabah aynaya bakarken, önünde sonunda sona ermesi gibi kaçınılmaz bir olay dışında yaşamın baştan sona raslantılarla, olasılıklarla dolu olduğunu fark ediyorsun.
Sayfa 13

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bunun hiç başına gelmeyeceğini, gelemeyeceğini, dünyada bunlardan hiçbirinin başına gelmeyeceği tek kişi olduğunu sanırsın; sonra tıpkı herkese olduğu gibi hepsi teker teker senin de başına gelmeye başlar.
Sayfa 9
"Ne büyük raslantı," dedim kendi kendime. Hayatım bunun gibi bir sürü ilginç olayla doluydu ve ne kadar çabalarsam çabalayayım bu tür şeylerden sıyrılamıyordum. Beni durmadan bu tür saçmalıklara bulaştıran dünya ne biçim bir dünyaydı?
Sayfa 75
Reklam
Geçen yıllar en azından bana şunu öğretti: Cebinde bir kalem varsa, büyük olasılıkla bir gün onu kullanmaya başlamak gelecektir içinden.
Sayfa 60
"Sen anlayamazsın. Baş aşağı bir uçuruma düştüğümü ama kurtulmamam gerektiğini hissediyorum. Zaten yapamam."
Sayfa 39
Arzunun en korkunç tarafı gücü değil devamsızlığıdır, Anna Karerina'da bunu da görürüz. Tutkunun insanın içindeki benlikleri nasıl şiddetle ele geçirdiğini gördük, ancak bu tutku zamanla solar ve tüm duyguları karşı konulmaz bir şekilde yıpratır. Bu önce, Vronski'nin başına gelir: Anna'yla beraber İtalya'ya seyahati sırasında, bir dileğin gerçekleşmesinin mutluluk getirmeye yetmediğini çok geçmeden anlar. "Ne var ki Vronski, uzun zamandır arzuladığı şey tümüyle gerçekleşmiş olmasına rağmen, tam olarak mutlu değildi. Arzusunun gerçekleşmesinin, beklediği o mutluluk dağından sadece bir kum tanesi bıraktığını hissetmişti. Bu gerçekleşme, insanların mutluluğu bir arzunun gerçekleşmesi saymak gibi ebediyen yaptığı bir hatayı göstermişti ona."
Sayfa 37
Büyük Rus yazar bizlere edebiyatın tek görevinin dünyayı en ince ayrıntısına kadar anlatmak olmadığını, daha yüce bir işlevi de bulunduğunu, doğru bir okumayla dünya üzerinde daha iyi yaşayabilmenin yollarını bulmamıza yardım ettiğini söyler.
Sayfa 15
"Bana çok iyi geldin, Fixie," dedi. Sanki bir meyve suyu detoksu ya da TED konuşmasıymışım gibi.
Sayfa 34
Reklam
... dünyaya uzun kirpiklerinin altından sanki onu vuracaklar mı diye şüpheleniyormuş gibi bakardı.
Sayfa 25
Başın meskeni yastık, geri kalanı ise safi felaket...
Sayfa 21
Yergoviç, Saraybosna Viyeçnitsa'sını ve bünyesindeki üniversite kütüphanesini yutan yangını anlattığı kapanış hikayesinde şunu söyler: "Kitaplar, parıldayan anlarda acıyla biriktirilmiş anılara dönüşecek olan gereksiz şeyleri biriktirme hevesinizin büyüleyici bir kanıtıdır."
Sayfa 17
Bu romanda sanırım biz dedektif romanı yazarları da çözüm konusunda gerek kendimizi aşacak gerekse diğerini şaşırtacak ve kafasını karıştıracak açıklamalar getirmekte başarılı olduk. Buna niye şaşırıyoruz ki, yoksa büyük bir dedektifin alaycı söylemine çok mu alıştık: "Bu olayların sadece tek bir açıklaması olabileceğini göremiyor musun sevgili Watson?" 'Whyn Nehri Cinayeti'ndeki deneyimden sonra büyük dedektiflerin kendilerini daha ölçülü ifade etmeyi öğrenmiş olmalarını umuyorum.
Sayfa 20
Ey toprak, ört onun gözlerini Mühürle o güzel yorgun gözleri ey toprak Sar onu sıkıca, mutluluğa yer bırakma Sokulamasın ne neşe ne de iç çekişler yanına Onun soruları yok artık, cevapları da
Sayfa 106
2.825 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.