Milenko Yergoviç, Saraybosna'da dünyaya gelmiş Şair, Yazar ve Gazetecidir. Saraybosna Üniversitesi'nde Felsefe ve Edebiyat öğrenimini tamamlamıştır.
Bosna-Hersek ve Hırvatistan PEN Derneği üyesi olan Milenko Yergoviç, 1993 yılından buyana Zagreb'de oturmaktadır.
Milenko Yergoviç'in Bosna-Hersek şiir antolojilerinde şiirleri, La Republica, Die Zeit gibi Gazetelerde ve uluslararası edebiyat dergilerinde denemeleri ve kısa öyküleri yayımlanmıştır.
Ne zaman biri beni sarsacak bir şeylerden bahsetse, içimde bir yerde tıpkı gürültüyü kesen teyp kayıtları gibi kırmızı bir ışık yanar ve ben hiçbir şey hissetmemeye başlarım.
22/11/63 ⏳️
Hepsinin detaylı incelemesi eklenmiştir.
Ayağımın durumu yarın netlik kazanacak.
Her şerde bir hayır var, bunun hayrı da okuduğum kitaplar olsun.
Kitap, savaşın sıradan şeyleri nasıl altüst ettiğini çok basit bir dille öyle bir ortaya koyuyor ki tek kelime ile ambale ediyor sizi.. Hiç dram yapmadan geriye bir kalp ağrısı bırakıyor bu nedenle çok “gerçek” bir kitap. Tek derdi anlatmak, o durumu idrak etmenizi sağlamak lakin nüanslarla öyle kapsamlı bir tablo çiziyor ki hakikat tüm gerçekleri ile gözlerinizin önüne seriliyor adeta, işte tam da bu yüzden anladığınız için canınız fazlasıyla yanıyor. Aslında bizlere de sıradan basit bir gün içinde ne kadar çok şükredecek şeyimiz olduğunu anımsatıyor oldukça derin bir kitap vesselam tavsiyedir
Açıkçası kitabı çok büyük bir hevesle aldım. Özellikle dış kapağı çok fazla ilgimi çekmişti. İçinde birçok hikaye yer alıyor, roman değil kitabımız.
Bosna savaşıyla ilgili olan kitapları okumayı çok seviyorum ve bu kitabı alırken de severek okuyacağımı düşündüm. Ne yazık ki beklediğim gibi olmadı. Öykülerin çok derine inmediğini yüzeysel anlatılar olduğunu düşünüyorum. Aslında ben daha yüreğimize dokunan bizi o yıllara sürükleyip giden öyküler bekliyordum umduğum gibi olmadı.
Birkaç öykü dışında öykülerin genelini vasat buldum.
Okumak isteyenlere keyifli okumalar diliyorum :)
Tarihin kırıp geçirdiği, yakıp yıktığı, mağrur şehirler nasıl kokar bilir misiniz?
Hırvat yazar Milenko Yergoviç 1992-1995 Yugoslavya’nın dağılışı yıllarında, Saraybosna çatışma altındayken savaştan kaçmayı değil, gözlemlemeyi, yıkımı yaşamayı seçmişlerden.
Saraybosna Marlborosu, savaşı değil, arka planda toplar patlarken hayatı, 29 adet kısa öykü hâlinde anlatıyor.
Bu insanlar, bir yanlarıyla kırık ve umutsuz, bir yanlarıyla geleceğe sımsıkı tutunacak kadar umut dolu.
Tıpkı zamanında oturup hasbihal etmek, Saraybosna sokaklarını adımlamak şansını yakalayabildiğim Boşnaklar gibi.
Bir ülkenin tarihini bilmek, insanlarına kardeş olmaya benziyor.
Şehrin ortasından geçen kanalın bir yanında, yine insanları gibi mağrur ama gururlu duran 2 milyon kitabını bir savaş yangınına fedâ eden Viyeçnitsa Kütüphanesi, el değmemiş acılar barındıran Srebrenitsa ve Potogari yerleşkeleri, şehrin sembolü haline gelmiş Başçarşı meydanıyla eser, bana o sokakları tekrar adımlama şansı verdi.
Acıyı acıtmadan kaleme almak bir yetenek zannımca.
Saraybosna onyıllardır yaralarını sarmak çabasıyla çırpınıyor. Bu acıların kalplerinde nefrete değil, umuda dönüştüğü Boşnak çocuklarına ne mutlu!