Caddelere çıkmak, doymak bilmediğim sokaklara bakmak, yeni köşeler keşfetmek, yabancı insanları seyretmek, doyumsuz yaşamı gözlerimden yüreğime indirmek istiyorum.
Sayfa 33 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Dudaklarımı yaladım, ağzım sel basmış gibi nemlenmişti. Tadına bakmak, ben kendi zevkimde kaybolmamışken onun zevk seslerini duymak, ben onu çıldırtırken onun sarsılıp titreyişini hissetmek istiyordum.
Kendine iyi bakacak. Kendine iyi bakmak nasıl oluyorsa.. iyi bakacak . Oldu.
Sayfa 106 - KavisKitabı okudu
Bilmek, farketmek değil elbet...
İnsan, etrafında haykıran gerçekleri inceleyip özelliklerine nüfuz ettikten sonra tanır. Ben de öyle yaptım. Önce din, inanç, ibadet kavramlarını herkes gibi yüzeysel bir şekilde bilip, tanıyordum. Fakat nasıl ki bakmak görmek değilse, ben de bildiğimi sanmıştım sadece. Sonra aradaki farkı farkettim. Hayretler içinde kaldım o vakit.
Bilmek, olmak değilmiş meğer. Olmak yaşamakmış.
Eğitimi tarih olmayıp işlerinde tarihi kullanmak durumunda olan gazeteci, televizyoncu, romancı belgeselci, sinemacı gibi meslek erbapları "tarih zücaciyecisinde birer fildir." Tarihe "kırılabilecek bir nesne olarak bakmak" en çok da toplumla tarihi buluşturmak görevini üstlenmiş olan bu tür "meslek erbaplarına'' düşer.
Osman Balcıgil - Tarih Züccaciyesindeki Filler
Sayfa 259Kitabı okudu
Hayatın doğası böyle.
Tarih tek yönlü bir yol. İleri doğru yürümeye devam etmek zorundayız. Ama her zaman ileri bakmak zorunda değiliz. Bazen de etrafa bakınıp gördüklerimizin keyfini çıkarabiliriz.
Ortada bir kötü his varsa bunun nereden ve neden kaynaklandığına bakmak gerekir.
Sayfa 58Kitabı okudu
"Hayatın aslında tatlı sıkıntılarından kurtulmaya karar veren bir insana acaba değişik bir açıdan bakmak mümkün mü diye bakalım. Zira yalnızca empati kurduğumuzda bir konuyla ilgili olarak konuşabilme onuruna sahibiz.”
Sayfa 45Kitabı okudu
"Bana ayrıntıları, bir yüzü nasıl okuyacağımı, sözleri olmayan bir şeyden nasıl mümkün olduğunca bilgi edinebileceğimi, tam gözlerinin önünde duran ve kelimelerle ifade edilemeyen şeylerin hikayelerini, hareketlerini ve anlamlarını nasıl bulacağımı August öğretti. Bazı şeylerin bir şeyler söylemeden sizinle konuşabildiğini bana o gösterdi. Bana her zaman dinlemek zorunda olmadığımı öğreten August'tu. Bazen sadece bakmak yeterli olabilirdi."
İnsan her menzilde bir yere varır, her adımda gezegenimizin gizli kalmış bir yüzünü keşfedebilir, bunun için bakmak, istemek, inanmak, sevmek yeterli.
Sayfa 240Kitabı okudu
