Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gamze Güler

Bolluk çağında ruh açlıktan kıvranıyor. Maddeci yönelim insanı ıssızlaştırıyor, derinlerimizde saklı duran emniyetsizlik hissini uyandırıyor ve bizi ancak çok sahip olmakla mutlu olabileceğimiz yanılsamasına götürüyor. Bunun için de zaman satıp para alıyoruz. O kadar çok çalışıyoruz ki, sevdiklerimize bile ayıracak zamanımız kalmıyor.
Reklam
Seven gözlerde ebediyetin ışıltısı vardır.
Zulmün her türlüsüne karşı durmayıp sadece “bazı” zulüm türlerini bayraklaştırmak, adalet ve vicdan sahibi bir kalbe nasıl yakışır?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hamasî sloganlara ve ateşli söylevlere rağmen, Filistin meselesi bugün "cami avlusunda bulunmuş çocuk" muamelesi görüyor. Dışarıdan herkesin müdahale ettiği, Arap ve İslâm dünyasında iş başına gelen türlü iktidar ve ideolojilerin dilinden hiç düşürmediği, siyasi güç sahiplerinden çok azının gerçekten samimiyet nazarıyla baktığı, halk kitlelerinin onca heyecanına rağmen, bir türlü yuvasını bulamamış öksüz ve yetim bir çocuk...
Bugün İsrail’in bayrağındaki altı köşeli yıldızı gördüğümüzde aklımıza Hz.Davud veya Hz.Süleyman’ın aziz hatıraları değil sadece işgal ve zulüm geliyorsa, İsrail’in taktiği işe yaramış, zihinlerimizi ve kavramlarımızı bile Siyonistlere kaptırmışız demektir.
Reklam
“Aşk, insana bir melek kanadının değip geçişinden başka nedir ki zaten?”
Var olmak yok olmayı göze alabilenlerin işidir.
Modern kapitalizm istek,arzu, tamahkârlık ve mülkiyeti kamçılıyor, insanların tutku ve beklentilerini uyarıyor. Öncelikle yeterince çalışırsa herkesin sahip olabileceğini ve başaracağını vurguluyor. Daha sonra kazanamama/başaramama halini bir utanç, kişisel aşağılanma, bir yetersizlik hali olarak tanımlıyor.
İnsanlık, tarihin bu diliminde, bu denli acımasız bir barbarlığa nasıl olup da sessiz kalıyor? Eli kanlı, alçak ruhsuz katiller nasıl bir utanmazlıkla bebeklerin üzerine kimyasal silahlarını yağdırıyor ve dünyayla alay edebiliyorlar? Bu hayâsız saldırı insanlık için yeşerttğimiz, içimizde koruyageldiğimiz umutları da hedef alıyor.
Sen ol ki incinmemeyi başar. Sen ol ki, inciten senin yüzünde yeni bir hayatı okusun. Ol ki öfkeden oklar saplanmasın ruhuna, intikam esir olmasın seni. İnciten ne yaptığını bilmiyor ama, bak sen biliyorsun. Bırak kin kindarların, hınç zalimlerin, kötülük kötü kalplilerin olsun.
Reklam
“Dünya incitenlerle dolu. Ama olgunluk incitmemeyi bilmekte. Kin tutmamakta. Bağışlamakta.”
“Aşık der incitenden İncinme incitenden Kemalde noksan imiş İncinen incitenden” / Alvarlı Efe
Sevgiyi kabul edebilmek için önce kendimizi sevgiye değer bulmamız gerekir.
Ruh sağlığının en önemli bileşenlerinden birisi,insanın kendisine acımayı karakterinin asli unsuru yapmaması ve sahip oldukları için şükran duyabilmesidir.
Acımak; içinde bir horgörü, bir kibir, bir lütufkârlık barındırır. Başkasına açıldığımızda kendimizi bir üst konuma yerleştirmiş oluruz. Kendine acımak ise insanın nefsine yapacağı en büyük kötülüklerden bir tanesi. İnsan, yaralarını teşhir etmek için kurban kimliğine bürünmekle en çok kendisini kandırır.
486 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.