… rüya hünerli bir sihirbazdır, varlıkların boyutlarını ve birbirlerine olan uzaklıklarını değiştirir, yan yana uyuyan kişileri ayırır, birbirine uzakta kişileri kavuşturur…
Yelkenler teknenin adaleleridir, bunu anlamak için biraz çaba gösterdiklerinde nasıl da şiştiklerini görmek yeterlidir, fakat tıpkı adalelerde olduğu gibi, devamlı olarak kullanılmadıkları takdirde gevşerler, yumuşarlar ve güçten düşerler.
Senin gibi bir deniz adamının bilinmeyen ada kalmadığını söylemesi çok tuhaf, ben bir kara adamı olmama rağmen bilinen adalar dahil tüm adaların ayak basılmadıkları sürece bilinmeyen ada sayıldıklarını biliyorum.
Sırlar içinde sırlar. Bu yolculukta keşfedecekleri şey bu muydu? Annelerinin şu iç içe geçen değerli Rus bebeklerinden biri gibi olduğu muydu ve eğer bu doğruysa, onlar gerçekten en dipte saklanan bebeği görebilecekler miydi?
Yüksek sesle söylenen bir sırrı saklayarak, kimse için bir bilmece olmayan bir şeyi gizleyerek, yapay görüntüleri örterek, böyle mi yaşadık biz, Tristan?
”Yaşamım bir su sızıntısı gibi elimden akıp gidiyor,” diyordu, kanımın çekildiğini, kafamın uğuldadığını duyuyorum ve eğer hâlâ yaşıyorsam, yavaş yavaş öldüğüm için…