Bennur

Bennur
@bbeyazmantoluadam
önce içimiz ölüyor sanki, sonra da dışımız
Sabitlenmiş gönderi
Ölümü bekliyorum. Bu arada vaktimi boş geçirmemek için, okuyorum.
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
Bokun Tarihi
Bokun TarihiDominique Laporte
6.1/10 · 85 okunma
Mutluluğun yönü, insan beyni için çok dikkate alınan bir konudur; öyle ki kolaylıkla manipüle edilebilir. Dean Burnett şöyle der: "Birisi kabul etmediğiniz bir teklifle gelirse ve sonradan daha düşük bir teklifte bulunursa, beyniniz size iyilik yapıldığını düşünür, çünkü beyin aptaldır." Ayrıca biri önce kaba şekilde davranır, sonra kibar davranırsa; beyin o kişiye sempati duymaya başlar, çünkü ok yukarı yönlüdür. Nefretin aşka dönüşmesi klişesi de benzer bir konudur; ilk başta beklentiyi ne kadar düşürürseniz normal davranışlarınız karşı tarafın beyni tarafından o kadar abartılır. Beyin için bir önceki olayın bir sonraki olaya göre hangi yönde ilerlediği önemlidir; son konumun ne olduğu değil.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Matematikten bir dönemde üç sınava girmiş öğrenciler düşünün. İlk iki sınavdan 100 alan bir öğrenci, üçüncü sınavdan 90 aldığı için üzgün olacaktır. Ama ilk iki sınavdan 40 alan bir öğrenci, üçüncü sınavdan 70 aldığı için çok mutlu olacaktır. Beyin için son varılan nokta değil, aradaki negatif ya da pozitif değişim; yani hangi yöne gidildiği önemlidir. İlk öğrenci başarısı düşer gibi hissederken, ikinci öğrenci yükselişte hisseder.
Chuck Palahniuk, "Dövüş Kulübü" romanında tüketim toplumunun yarattığı sürekli ihtiyaç modelini eleştirir. İnsanın sahip olamadıkları ile eksiklik yaşamayacağını göstermek için hiçbir şeye sahip olmayan, her şeyinden vazgeçen bir yeraltı kitlesi yaratır ve eşiği olabildiğince aşağı çeker. Bu insanlar önceden işleri, satın almak istedikleri, insan ilişkileri ile ilgili pek çok derde sahipken; her şeyden vazgeçip ortak tek bir evde yaşarlar. Diş fırçası ve havlu dışındaki tüm eşyalarından vazgeçerler. Hatta isim kullanmayı bile bırakırlar. Kitapta şöyle denir: "Ancak her şeyi kaybettikten sonra her şeyi yapmaya özgür oluruz." Kaybedecek bir şeyi olmayan bu insanlar, hiçbir şeyden mutsuz olamazlar. Yeni çıkan bir ürünün reklamı onları, iş yerinde yükselme tutkusu, birinin kendisine iyi davranması beklentisi onları sadece güldürmektedir. Beklenti eşiğimiz, mutluluğu ararken ihtiyaç duyduğumuz bir kavram, ama tek başına yeterli değildir. Mutluluğun yönünün olduğunu da bilmek gerekir.
Reklam
Arada bir fotoğrafınızı paylaştığınızda güzel yorumlar geliyordu. Bir gün öyle bir yorum geldi ki, çok mutlu oldunuz. Aynı duyguyu tekrar yaşamak için zamanla sıklıkla fotoğraf paylaşmaya başlayabilirsiniz. Böyle bir durumda tüm profil fotoğrafla dolduğu halde mutlu olunmaz. Bir şeyin kalitesine değil miktarına, çokluğuna odaklanmışsanız bilin ki kendinizi o mutluluğa bağımlı yapmışsınız. Aynı keyfi almak için sürekli daha fazla kendinizi bir şeye maruz bırakıyorsanız ortada keyif yoktur. Goethe şöyle der: "Zenginler kaliteli şarap ister, fakirler çok şarap." Verdiği keyfi nitelikleriyle değil nicelikle tarif ettiğiniz şeyler zevkten çok acı verir.
İş hayatında başarının neden mutluluk getirmediği çalışmaları buna örnek olarak verilir ve başarı ile mutluluk arasında korelasyon olmadığı söylenir. Ne zaman bir hedefi başarsanız, beyniniz yeni hedef koyar. Neye sahip olsanız, artık normalleşir. Düşünce yapısı değişmedikçe terfi etmek, zam almak, miras kalması dahil hiçbir şey insanın daha mutlu olmasını sağlamaz. Yüksek bir eşik insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biridir. Her şeye sahipken bile mutsuzdur.
Kaybettiğin yerde bekleme, güçsüzler öyle yapar Sana kapanan kapıyı bir daha çalma, Kapanan kapıyı acizler çalar. Unutma ki bu aşağılık dünyadasın; Kötülüğü baştacı edip iyiliği çılgınlık sayan dünyada. Şunu iyi bil ki; şeytan da kutsal kitaplardan örnekler verebilir. Ve cehennem boş, şeytanların hepsi burada...
Bennur

Bennur

, bir kitabı yarım bıraktı
Lağımlaranası ya da Beyoğlu
Lağımlaranası ya da BeyoğluBilge Karasu
8.2/10 · 73 okunma
%5 (16/277)
Seninle Başlamadı
Seninle BaşlamadıMark Wolynn
7.9/10 · 13,1bin okunma
Reklam
Bazen kalbin açılabilmesi için kırılması gerekir.
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler.
"Önce Kelime vardı,' diye başlıyor Yohanna'ya göre İncil. Kelimeden önce de Yalnızlık vardı. Ve Kelimeden sonra da var olmaya devam etti Yalnızlık... Kelimenin bittiği yerde başladı; Kelime söylenemeden önce başladı . Kelimeler, Yalnızlığı unutturdu ve Yalnızlık, Kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde. Kelimeler, Yalnızlığı anlattı ve Yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız Kelimeler acıyı dindirdi ve Kelimeler insanın aklına geldikçe, Yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu.
Sayfa 151
Tutunamayan (disconnectus erectus): Beceriksiz ve korkak bir hayvandır. İnsan boyunda olanları bile vardır. İlk bakışta, dış görünüşüyle, insana benzer. Yalnız, pençeleri ve özellikle tırnakları çok zayıftır. Dik arazide, yokuş yukarı hiç tutunamaz. Yokuş aşağı, kayarak iner. (Bu arada sık sık düşer). Tüyleri yok denecek kadar azdır. Gözleri çok büyük olmakla birlikte, görme duygusu zayıftır. Bu nedenle tehlikeyi uzaktan göremez.
Sayfa 149
Tanrı usıg baştan alır O tuşinir yerge çünki
Sayfa 147
Bennur

Bennur

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Varlık ve Zaman
Varlık ve ZamanMartin Heidegger
8.5/10 · 455 okunma
259 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.