Ama en çok bekledin. Hakkını verdin bekleyişlerin. Bir odada ardı ardına geçen günlerin perdesini aralayıp hiç gelmeyecek olanların en iyisini sen bekledin. Düğümünü yanlış yerinden atmış acemi bir celladın eline düşmüş şanssız bir idam mahkumu gibi yağlı bir ipin ucunda sallanarak, bazen ölüme bazen yaşamaya umut ederek, yani her an her saniye yeniden yeniden' ölemeden', ölerek, bekledin, bekledin...