Ağaçların sessizliği içinde zamanın akışının, yaşamın değişip gidişinin sesini duyuyordum sanki. Bir kişi gidiyor, başka biri geliyordu. Bir düşünce gidiyor, başka bir düşünce geliyordu. Ben bile, her gün azar azar bozulup yenileniyordum. Hiçbir şey olduğu gibi kalmıyordu. Zaman da kaybolup gidiyordu. Ardımda bıraktığım zaman birbiri ardına ölü kum taneciklerine dönüşüyor, yok olup gidiyordu.