Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül

146 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Öncelikle edebiyatımızda fantastik eserler görmek mutluluk verici. Biz okudukça daha da artacağını umuyorum. Kitaba gelecek olursam şu sıralar içinde bulunduğum duygu durumundan olsa gerek yavaş ilerledim. Üstelik Serkan adlı karakterin başıboş halleri de buna pek katkı sağlamadı doğrusu. Kendisinin ruh haliyle  empati yapmakta zorlandım. Bir ayrılık var evet ama karakterin tavırları olsun, Melinda'nın davranışları olsun bir anlam veremedim. Nedenleri açıklansa da benim için çok havada kaldı. Duyguların yüzeyinde kaldım. Derinine inemedim. Bu benden kaynaklı bir durum olabilir tabi. Bu yüzden Ringa Jack kısımlarını daha çok sevdim. İşin içine aksiyon girince olaylar merak uyandırıcı bir hal almaya başladı. Ringa Jack karakterinin gelişimi biraz hızlı olsa bile gözüme batmadı. Kitapta geçen fantastik öğeleri sevdim. Hele hele son sayfalardaki kısımları. O yüzden yazarın, bütün bu sihirli dünyanın detaylarını daha çok işlemesini isterdim. Başlarda da bolca yer alsaydı güzel olurdu. Evet vardı. Yok değildi. Fakat bana çok az geldi. Sanki hepsi son sayfalara sıkıştırılmış gibiydi. Seri kitap olduğu için bu durumu çok yadırgamamalıyım sanırım. Kısacası yeni bir yazar tanıdığım için mutluyum. Keyifli okumalar.
Kaçış
KaçışFurkan Camcı · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık (KDY) · 023 okunma
Reklam
208 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
"İşte, bir halkın yaşam döngüsü"
Okurken tam da birileriyle uzun uzadıya konuşulacak bir kitap dedim. Adı aslında özeti niteliğinde ve üç kitaptan oluşuyor. 1.Kitap: Kitlenin Ruhu 2.Kitap: Kitlenin Düşünce ve İnançları 3.Kitap: Farklı Kitle Kategorilerinin Sınıflandırılması ve Tanımlanması. Bunlar da kendi içinde birçok alt başlıklara ayrılıyor. Çok fazla detay olduğundan hepsini tek tek değerlendirmeyeceğim. Kitap oldukça akıcı. Fakat 2.kitaptan sonra konuya ısınıp yazarı anlamaya başladığımı hissettiğimden daha ilgi çekici ve çabuk ilerledi. Açıkçası yazarın biraz sert çıkışları, eksik, katılmadığım yönleri olsa da kitlelerden iyi ya da kötü olarak değil bir kabulleniş, olması gereken bir durum olarak söz etmesi hoşuma gitti. Aslında burada ele aldığı konular hiçbir şekilde birey nezdinde değil. Bir tespit. Yazar bunları yazarken de bir şeyi değiştirmeye çalışmıyor. Sadece kitleleri tanıtmayı amaçlıyor. Bu da kitabın önemini artıran bir unsur oldu benim için. (Tabi çaresiz hissettirmiyor da değil.) O yüzden kitabın okunmasının elzem olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Kitleler Psikolojisi
Kitleler PsikolojisiGustave Le Bon · Say Yayınları · 20183,742 okunma
157 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kapağı, ismi ve kitabın arkasında geçen "onun adı ve şiirleri hâlâ her bir Korelinin hafızasına ve kalbine kazılı ve hâlâ Kore'nin "en sevilen şairi" ve "milli şair" olarak anılıyor." sözü kitabı okumak istememe sebep oldu.  İçindeki ekle birlikte yedi bölümden oluşuyor: "Gökyüzü, Rüzgâr, Yıldızlar ve Şiir", "Japonya'da Eğitim Görürken Yazdığı Şiirler", "Japonya'ya Gitmeden Önce Yazdığı Şiirler", "Yeni Yayımlanan Şiirler", "Pencere ve Diğer Şiirler", "Toyluk Dönemime Air Şiir Olmayan Şiirlerim". Çok erken(27) yaşta vefat etmiş şairin şiirleri ölümünden sonra yayımlanmış. İlk bölümdeki şiirleri yayımlatmayı çok istemiş fakat dileğini gerçekleştirememiş. Ben de şairin kendi seçtiği bu şiirlerini sevdim açıkçası. Diğer kısımlardaki şiirler yavan geldi. Sadece o şiirlerle bu kitap basılsaydı daha güzel olurmuş. Yine de okuduğuma memnunum.
Gökyüzü, Rüzgar, Yıldızlar ve Şiir
Gökyüzü, Rüzgar, Yıldızlar ve ŞiirYun Dong-ju · Dedalus Yayınları · 201883 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
136 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Ve insanlar, yaşlanmadan yaş alıyor."
Zaman bir dördüncü boyut olarak hepimizin hayatta farklı şekillerde hissettiği bir kavram. Zaman üzerine binlerce şey yazıldı belki de. Fakat; günümüzde sürekli kullanımda olan "zamanım yok" tabiri, zamanı tekrardan ele almamız gerektiğini vurguluyor adeta. Byung-Chul Han da bu konuyu incelemiş kitabında. Ben de kitabı tek bir kelimeyle özetleyecek olsam, "tefekkür" derdim. İçinde 12 tane bölüm var. Hepsi birbirinden ilginç aynı zamanda kendi aralarında bir bütünlük hatta tekrar arz eden bölümler: Hızlanma yanılgısının aslında zamanın atomlaşmasından kaynaklandığından, uygunsuz zamanda ölümden, sayısız olasılığın bulunma becerisini ortadan kaldırdığından, süremin yokluğundan, can sıkıntısından, vita contemplativa(düşünümsel yaşam)dan, Proust'un zaman algısından, zamanın kokusundan... Yazarın tespitleri öyle yerinde ki... Çağını çok iyi analiz edebilmesi ve bunu yaparken ifadesinin gücü kitaba hayran kalmamdaki en büyük etken. Ayrıca birçok felsefeci ve yazarın eserlerini, düşüncelerini irdelemesi kitabı fazlasıyla zenginleştirmiş. Kitabın ismine gelecek olursam, sadece bir metafor olduğunu düşünmüştüm ilk başta. Tam olarak öyle değilmiş. Somut bir örnek veriyor buna: Hsiang Yin. Açıkçası zamanı kokuyla ölçme fikri gözlerimi parlattı. Kitabı çok sevdim. Byung-Chul Han okumak beynimin kıvrımlarına nefes aldırıyormuş gibi hissediyorum. İncelememi sonlandırırken Pinhani'nin şarkısında geçen şu sözler yankılanıyor zihnimde: "Durup düşünmeye zamanın olur mu?" Zamanın kokusunu duymak dileğiyle. Keyifli okumalar.
Zamanın Kokusu
Zamanın KokusuByung-Chul Han · Metis Yayınları · 2018743 okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Kesik kesik ve bir o kadar da bütünlüklü bir okuma deneyimi. Oruç Aruoba'yla ilk karşılaşmam
Kelebek Düşleri
Kelebek Düşleri
kitabıyla oldu. Özenli ve tutkulu bir çalışma ortaya koyması merakımı celbetmişti. 'Tanışmalıyım kendisiyle de' diye bir düşünce esintisi duyumsamıştım o yüzden. Ama uzun bir zaman geçti bir türlü okumadım. Unuttum.... derken kütüphanede raflar arasında dikkatimi çekti. Tam zamanı gibi geldi. Ne bekliyordum bilmiyorum ama; tekrarlar, duraksamalar, şimdiler, işteler, ----uzun çizgiler, harfler, yeni deyişler arasında ilerledim durdum. Sanki 'dur' demek için konmuştu tüm bunlar. 'Hisset', 'düşün', 'anla' demek için. 'Kendi anlamına ulaş' demek için. Buna rağmen bir solukta okudum diyebilirim. Fakat tadı damağımda kaldı. Sevdim. Sevmeyeni varsa onu da anlayabilirim. Kendine has bir düşünür, yazar, şair, çevirmen Oruç Aruoba. Okuduğum bu ilk kitabı devam etme isteği uyandırdı. Tavsiye ederim.
Hani
HaniOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20184,372 okunma
Reklam
265 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Herkesin konuştuğu bir konuda o taraftan bu taraftan bahsetmek yersiz kaçacağından sadece eser özelinde yazmak istiyorum. Kelimenin tam anlamıyla bir siyasi roman okudum. Kurgu kişiler üzerinden dönse de olay; kitap dönemin çalkantısını, riyayı, açgözlülüğü öyle net işlemiş ki bazı romanlarda gördüğümüz o evrenselliğe ulaşmış bu yönüyle. Nimet Hanım karakteri benim ciddi manada sinirimi bozdu. Bu ne bencilliktir bu ne ihtirastır diyor insan. Yine de Üç İstanbul'u ( #44169499 )  okuduğum kadar büyük bir ümitsizlik doğurmadı içimde. Sadece heyecanla sayfaları çevirdim. Kitap çok akıcı ve hoş bir edebi lezzeti var. Tek zorlayan kısmı dönemin siyasi terimleri eski olduğundan okurken ilk başlarda bocalıyor insan. Cidden bir klasik olmayı hak ediyor. Yazarın diğer kitaplarına da denk geldikçe bakmayı düşünüyorum. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Sultan Hamid Düşerken
Sultan Hamid DüşerkenNahid Sırrı Örik · Oğlak Yayıncılık · 2017395 okunma
744 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Spoiler içerebilir. Ahh Beyazlı Kadın! Kitaba ismini veren bu karakter çok fazla görünmese de gölgesi her yere öyle sinmiş ki onu düşünürken içim sızlıyor. Kitaba başlarken kişiliği hakkında böyle bir şey beklemiyordum. Benim için sürpriz oldu ve güzeldi. Wilkie Collins iyi bir anlatıcı ve kurgucu. Karakterlerini çok güzel oluşturmuş ve yansıtmış: Beyazlı Kadın olsun Sir Percival olsun Miss Halcombe olsun Kont Fosco olsun Mr. Farlie olsun... Hikaye başka başka kişilerin ağzından anlatılmasına rağmen her birinin kişiliği korunmuş ve ona göre yazılmış. Sanırım en sıradan karakterler benim için Laura ve Walter oldu. Gotik Edebiyat ve İngiliz Klasiği okuduğumu iliklerime kadar hissettim. İlk başları gerilim yönüyle belirsizliğiyle daha ilgi çekici gelse de sonra sonra yine aynı gizeme geri dönmesi güzel oldu. Hikayenin anlatım tarzı bana Dracula'yı anımsattı. Aralarındaki en belirgin fark; Dracula'da merak unsurunun sürekli artmasıyla oluşan beklentinin kitabın sonunda hüsrana uğraması. Bu kitapta yazar beklentiyi boşa çıkarmıyor. Tahmin edilebilir şeyler elbette var, ama sonuna kadar keyifle okuyup kitabı gönül rahatlığıyla kapatıyorsun. Tek kusuru bana fazla uzatılmış hissi vermesi. Belki de ruh halimden kaynaklıdır bilemiyorum. Sonuç olarak İngiliz Klasiği severler bu kitabı da seveceklerdir. Wilkie Collins güçlü bir yazar. Diğer kitaplarını da okumak istedim. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. Not: Bu kitabı
Gecekuşu
Gecekuşu
'nun #72424141 incelemesi sayesinde gördüm. Okuduğuma mutluyum. Teşekkürler bu güzel öneri için. ^^
Beyazlı Kadın
Beyazlı KadınWilkie Collins · Can Yayınları · 2018710 okunma
234 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kültür ve Medeniyet kitabını okuduktan sonra Nurettin Topçu'nun düşünce dünyasını daha iyi tanımaya başladığımı fark ettim. Öncelikle öğretmen kimliği yazılarında hoşuma giden ve dikkatimi çeken en belirgin özellik. Bir yazıya başlarken ilk kavramları tanımlıyor ve buradan bir fikir oluşturma sürecine gidiyor. Ayrıca dili gerçekten etkileyici
Kültür ve Medeniyet
Kültür ve MedeniyetNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 2017629 okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
İnceleme yazmak gibi bir niyetim yoktu oysa. Fakat buradayım. Oldukça beğendiğim bu kitaba bir iki kelime de olsa yazmak istedim ki hislerim Unutulacak Şeyler kategorisine girse bile sonradan hatırlama imkanım olsun. Kitapta çok fazla başlık olduğu için hepsine değinmem mümkün değil. Şu an bitirdiğim haliyle kafamda dönüp dolaşan şeyler; bakış açımız, algılarımız, gerçekliğimiz... O dar düşünme kalıplarımızdan sıyrılıp daha geniş nasıl düşünebileceğimize odaklanmış yazar. Algılamamızı kolaylaştıran etiketlerin sabitleştiğinde nasıl da anlamamızı kısıtladığını. Bu bana şu alıntıyı hatırlattı: #17682393 Sadece insan için değil evrenin tamamı için de aynı şey geçerli değil mi? Bilim bir kesinlikten ziyade öğrenilen bir cevapla binlerce soru oluşturan bir alan aslında. Sandığımızdan daha az şey biliyoruz ve her konuda çok keskiniz. Yazarla ilk kez tanıştım ve okumaya devam edeceğim gibi görünüyor. Bilimle yoğurarak sunduğu bu bakış açısı bana birçok güzellikler kattı. Düşündürdü. Yazarın deyişiyle; "Bu bakış açısı, gerçeğin bizzat keşfi olmaktan ziyade onun karmaşıklığını anlamak konusunda yeni ve şiirsel bir bakış açısı edinmek demektir daha çok. Üzerinde yıllarca düşünüldüğünde ise her bakışınızda yeni şeyler gösteren bir idrak gözlüğü haline gelmesi mukadderdir." Yazarın son kısımda bahsettiği boyutlar
Düzülke
Düzülke
kitabını hatırlatsa da yazar George Gamow' dan etkilenmiş. O yazarı da okumak istedim. Çok severek okuduğum bu kitabı tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Unutulacak Şeyler
Unutulacak ŞeylerSinan Canan · Tuti Kitap · 20161,011 okunma
182 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Zihni Sömürgeden Azad kitabı adı üstünde sömürgenin sadece fiziksel boyutta olmadığını ve ülkeler bağımsızlığını kazansa dahi zamanında dayatılan eğitimler neticesinde sömürgenin hala süregittiğini gösteriyor. Fakat bu sömürgeci ülkelere bir eleştiriden ziyade halkın bilinçlenmesine ve öz varlığını, geçmişini fark etmesine dair bir kitap. Yazar da daha önceden ilk kitaplarını İngilizce olarak kaleme almış. Kendi dilinde yazma serüveni ise şu şekilde başlamış: 1976'da Kamīrīīthū köyünden bir kadın evine gelip yazardan "...Neden siz ve sizin gibiler bu eğitimin birazı ile köyümüzü aydınlatmasın?..." syf. 69 diye istekte bulununca, yazar o köyde Kamīrīīthū Toplum Eğitim ve Kültür Merkezi bünyesinde tiyatro üzerine çalışmaya karar vermiş. Ve Kamīrīīthū onun için Gīkūyū diline dönmesine vesile olan bir araç olmuş. Sonrasında yazarın değişiyle "yeni-sömürgeci" yani beyazlardan aldığı bu zihniyeti kendi halkına uyguluyan Afrikalı insanlar (yöneticiler) tarafından hapse atılmış. Hapiste ise kendi dilinde bir şeyler yazma fikri -özellikle roman- daha da güçlenmiş. Ve yazar ondan sonra Gīkūyū dilinde yazmaya devam etmiş. Bu yazma süreci ve diğer birçok olay kitapta detaylıca anlatılıyor. Dil bir kültür taşıyıcısı olduğu için kitabın okunmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Afrika'nın edebiyat ve eğitim sürecini merak edenlere tavsiye ederim ki bu durumun sadece Afrika'yla sınırlı olmadığını düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Zihni Sömürgeden Azad
Zihni Sömürgeden AzadNgugi Wa Thiongo · Hece Yayınları · 201713 okunma
Reklam
248 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İlk kitabı daha çok sevmiş olmakla birlikte (Çünkü daha eğlenceliydi, yetişkinler araya girince biraz sıkıcı mı oluyor bilemedim.) keyifli bir yolculuktu. Sanırım 3.kitap da bize göz kırpıyor. Her kitabı farklı kişilerin anlatması güzel bir detay olmuş. Böylelikle karşı tarafın gözünden de olayların seyrini görebiliyoruz. Birinci kitaptan 4 yıl sonrayla devam ediyoruz seriye. Yine dostluk, hayaller, hüzün ve ümitten bahsetmiş yazar. Kendisinin de Türkçe öğretmeni olmasının etkisiyle sınıf ortamını, farklı öğrencileri çok eğlenceli anlatmış. Hayal Sözleşmesi Derneği cidden harika bir fikir. Orta okul öğrencilerinin seveceği, okuma alışkanlığı kazanacağı bir kitap serisi olduğunu düşünüyorum. Hayallerimizin peşinden koşmak dileğiyle, keyifli okumalar.
Hayallerin Ötesinde
Hayallerin ÖtesindeDilek Yardımcı · Tudem Yayınları · 2019139 okunma
142 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kütüphaneye son zamanlar sıkça yeni kitaplar geliyor. Gelen kitapları incelemek ise benim için ayrı bir zevk. İşte bu kitabı da orada gördüm. İsmiyle direkt dikkatimi çekti. Sonra elime alıp arkasındaki yazıyı okuyunca merak ettim iyice. Genelde hikaye okumayı tercih etmem. Fakat kitabın tarihi bir yapısının olması ve yaşayan Türk yazarları tanıma isteğim birleşince denemek istedim. Bu kadar seveceğim bir kitapla karşılaşacağımı tahmin etmemiştim. Yazarın inanılmaz keyifli bir üslubu var. Eski kelimeleri cümlelere yedirişine hayran kaldım. İnsanı hüzünlendirirken bile öyle bir anlatım kullanıyor ki kendimi tebessüm ederken buluyorum. Kitap Osmanlı'nın son dönemlerini anlatıyor. Yazarın birikimini okurken hissediyorsunuz. Samimiyetini de. Kısacık hikayelere pek çok şey sığdırmış. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. Daha nice güzel kitaplarla karşılaşmak dileğiyle. Not: Her şey iyi hoş da neden şeyleri bitişik bırakıp ayırmamışlar anlamadım. Sonraki baskılarda umarım düzeltilir.
Yüzyıllık Defter
Yüzyıllık DefterKübra Pehlivan · Ötüken Neşriyat · 201835 okunma
712 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Alacakaranlık serisi kimileri tarafından sevilen kimileri tarafından da yerden yere vurulan bir kitap serisi. Fakat hangi gruba dahil olunursa olunsun çok ünlü bir seri olduğunu kabul etmek gerek. Sevip sevmemek bence zamanında okumuş olmakla doğru orantılı. Zamanında okuyanlar çok severek seriyi popüler hale getirince olumsuz yorumlar da haliyle
Gece Yarısı Güneşi
Gece Yarısı GüneşiStephenie Meyer · Epsilon Yayınları · 20202,115 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Čapek'in 2.kitabını da geride bıraktım. Bundan önce okuduğum Sıradan Bir Cinayet adlı eseriyle beni kendine hayran bırakmıştı. İşlediği konu ve işleyiş tarzı bir o kadar farklı olmasına rağmen bu kitabında da değişmeyen bazı şeyler var; nüktedanlığı, zekası ve derinliği. Yüzümde tebessüm bırakan bir eserdi. Konusu ilgimi çektiği için önceliğimi bu kitabına vermiştim. Fakat bundan sonra konusu ilgimi çekmese de bakacağımı düşünüyorum yazarın diğer kitaplarına. Čapek orjinal bi yazar. Bahçıvanın Bir Yılı ise keyifli ve öz bir kitap  Bahçecilikten anlamasanız bile anlaşılır üstelik. Nereden aklına esmiş acaba? Herkese önereceğimi pek sanmıyorum yine de. Çünkü herkesin ilgisini çekecek bir eser değil. Fakat Sıradan Bir Cinayet kitabını mutlaka okuyun derim. Kim bilir, belki okumaya devam edersiniz.
Bahçıvanın Bir Yılı
Bahçıvanın Bir YılıKarel Čapek · Elips Kitap · 201627 okunma
382 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
"Doğru soruları sormazsan asla cevap alamazsın..." Uzun bir yolculuktan çıkıp geldim. Son zamanlarda okuduğum en farklı kitaplardan biriydi. Belki muadillerini okumadığım için böyle hissediyorumdur. Yine de oldukça orjinal ve ilgi çekici buldum. Evet bir bilim kurgu romanı ama sıradan bilim kurgulardan biraz farklı. Daha mistik bir havası var. Kitaba başladığım anda atmosferi direkt beni ele geçirdi. Bir kere sürekli gecenin yaşandığı ve havanın buz gibi olduğu bir bölge. İnsanı iliklerine dek yalnızlığa sürüklüyor. Kitap hakkında söyleyecek çok şeyim var ve hiçbir şeyim yok aslında. Kişiye özelmiş hissi veriyor. İçindeki imgeler, metaforlar okuyanın algısına göre farklı bir okuma deneyimi sunuyor. Çok fazla düşündürücüydü bu yönüyle. Ayrıca durağan olmasına rağmen gizem unsuruyla insana dingin ama zinde bir okuma sağlıyor. Cidden beğenerek ilgiyle okudum. Bölüm başlarındaki alıntıları da ayrıca sevdim. Yazarı tanımadan sırf konusundan dolayı okuma listeme eklediğim bir kitaptı. Sonra yazarın sinema eleştirilerine denk gelip de bu kitabın yazarı olduğunu ögrendiğimde kitabı ekstra merak ettim. Bilmiyorum ama tam da bu kitabı okumalık ruh halindeymişim. Konusu ilginizi çekerse tavsiye ederim. Tek uyarım polisiye, bilim kurgu beklentisiyle okumadan akışa kendinizi kaptırmanız. Keyifli okumalar.
Siyah Hatıralar Denizi
Siyah Hatıralar DeniziMehmet Açar · İthaki Yayınları · 200580 okunma
166 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.