Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Hüseyni

Bir Hüseyni

Bir Hüseyni

, bir kitabı okumaya başladı
Niyet Ettim
Niyet EttimMuhammed B. Alevi El-Ayderus
9.5/10 · 44 okunma
Reklam
Bir Hüseyni tekrar paylaştı.
Neyi temsil ediyoruz ?
'' Ne olduğunuzu temsil edemiyorsanız, ne olmadığınızı insanlara ispat etmeye çalışırsınız: "Ben şöyle değilim, ben böyle değilim...” Bu kadar uğraşacağına, ne olmadığını anlatmaya çalışacağına, ne olduğunu göstersene! . O zaman bu kadar uğraşmana gerek kalmaz.''
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Hâlis bir niyet-ile çıktığın yolda yaptığın yanlışlar doğruna azık olur…
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hâl-i Pür-Melâl´imiz ...
Türkiye’de muhtelif zaman ve zeminlerde derslerine girdiğim üniversite öğrencilerinin, Türk tarihine ilişkin ortak bir başlangıç noktasına bile sahip olmadıklarını görüyorum. Kimi proto-Türklerden, kimi Göktürklerden, kimi Selçuklulardan, kimi Malazgirt’ten, kimi Osmanlılardan kimi ise Cumhuriyet’ten başlatıyor Türk tarihini. Bir milletin bu kadar dağınık, bölük pörçük tarihî perspektifi olabilir mi?
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
İhtiyacımız - Psikolojimiz
Marketleri düşünelim... Doğal olarak, marketlerdeki bu ihtiyaç fazlası üretimin tüketilebilmesi için de insanın bin yıllar boyunca terbiye edilen kendini kontrol mekanizması ortadan kaldırılıp, aslında ihtiyaçlarının da sınırsız olduğunu ona hissettirmeniz, öğretmeniz gerek. İşte bugün tam da böyle bir sistem içinde yaşıyoruz. Artık ihtiyacımız için değil psikolojimiz için tüketiyoruz.
Reklam
İngiltere, Çin'i işgal ettiği zaman Çin'de afyon ticaretini yaygınlaştırıyor; ve afyon gelirinden finansal kaynak üretiyor kendine. Çinli bir rahip, protestan oluyor ve Çin halkı arasında protestanlığı yayarak onları afyon illetinden kurtarmaya çalışıyor. İngilizler, dindaş oldukları protestan nüfusu sahiplenmeleri gerekirken, dönemin Çin yönetimiyle işbirliği yaparak, rahibi ve etrafında toplanan insan kitlesini yok ediyorlar; elbette kârı düşürdüğü için. Çünkü kapitalist sistem, "değerler" üzerinden yürümez; "kâr" üzerinden yürür. Belki de işin "püf noktası" burası.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Müslüman ve Feth
Dünya ile kendin arasında bu kadar keskin ayrım yapma. Sen biraz dünyasın dünya biraz sendir. İkincisi; bir müslüman sadece dünyayı fethederek iş yaparsa Moğollara, Amerikalılara döner. Sadece kendini fethetmeye kalkarsa Hint mistisizmine döner. Biz hem kendimizi hem dünyayı aynı anda fethetme becerisini göstermemiz gerekiyor. Sahabe bunu yaptı.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Seksen milyonuz sekiz tane dehaya ihtiyacımız var bizim değil mi? Neredeler? Toplum, kültür olarak dehaları öldürüyoruz, yok ediyoruz. Mehmet Genç hoca der ki; Osmanlı bir zekâ avcısıydı. Müthiş bir sistem var Osmanlıda. Toplumun en zeki insanlarını tespit ediyorlar. Köle bile olabilir. Tunus'lu Hayrettin Paşa köle ama Abdülhamit'in sadrazamı. Kaptan-ı Derya Hasan Paşa köle bu adam, Merzifon'lu Mustafa Paşa Merzifonlu bir sokak çocuğu. Barbaros Hayrettin korsan.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Pazar ?
Gazetelerde soruyor okuyucu: “Sayın hocam pazardan aldığım şeyin kaynağını sorgulamak zorunda mıyım?” Fakih cevap veriyor “Hayır, çünkü Ebussuud Efendi dedi ki” diyor hâlbuki Ebussud'un pazarıyla bugünkü pazar aynı değil. Resmi dikkate almıyorsun. Ebussuud'un pazarı 1520'lerde iktisat teşkilatı tarafından sıkıca denetlenen ve pazarın müslüman olduğu bir dönem. Ama bugünkü pazar öyle değil.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Kendi dünya tasavvurumuz nedir ?
Tüm bilme, anlama ve anlamlandırma faaliyetimiz dünya tasavvurları içerisinde mümkündür. Bugün adam diyor ki; dünyada olup biteni anlayamıyoruz. Yahu senin bir dünya tasavvurun yok ki! Tasavvur olmadan bilemezsin, anlayamazsın ve de anlamlandıramazsın. En fazla, “üst akıl yapıyor bu işleri” dersin. Başkalarının anlam dünyası ve tasavvuru içinde yaşıyoruz. Başkaları şu işi çözsün diyoruz. Şu anda bizim en büyük sorunumuz dünya tasavvurlarımızın bize ait olmamasıdır. Hayat görüşümüz konusunda bir yorumumuz yok, dünya resmini zaten biz üretmiyoruz. Bilme, anlama ve anlamlandırma dünya tasavvurları içerisinde mümkündür
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Reklam
Oda ...
Oda kavramı nedir? Haram ve helal kavramının ifadesidir. 1800’e kadar Avrupa’da evlerde oda yoktu. Mobilya oradan türüyor, hareketli nesneler demek. Eşyaları akşam açıyorlar yatıyorlar sabah kaldırıyorlar, hareketli olduğu için mobilya. İslâm medeniyetinde mobilya olur mu? Olmaz neden çünkü oda var niçin oda var? Çünkü bizler akıl baliğ olduktan sonra herkesin bireyselliği ortaya çıktığı için odalar ve ayrı oda kavramı geliyor.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Hakikat ...
Sinan Paşa, Fatih’in hocası ve veziri; biliyorsunuz çok zeki bir adam. 18 yaşında müderris olmuş. İstanbul kadısı olan âlim Hızır Bey’in oğlu... Bir gün babasıyla yemek yiyorlar; düşünceli ve durgun... Diyor ki, Hızır Bey: - “Oğlum, hayırdır.” - “Baba, her şeyden şüphe ediyorum. Şu tencere var mı, yok mu; ondan bile emin değilim.” Alıyor Hızır Bey tencereyi, "Sen şüphelenmeye devam et" diyerek, Sinan Paşa'nın kafasına indiriyor... Arkadaşlar, şüphe entelektüel bir tavırdır. Günlük hayatta “ben bundan şüphe ediyorum” dersen; o şeyi kafana indirirler; görürsün. Mecaz ve kinaye ile hayat yaşanmaz; hayat, oldukça hakikattir.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
İnsan olması ...
Başına bir iş geliyor Yurt dışında iken... Kendisi için çok önemli... Dine dönmeye karar veriyor; ama içinde yetiştiği kültür nedeniyle İsa mı olsun, Muhammed mi olsun şeklinde bir ikircikliğe, bir çatala düşüyor. Kendisi anlattı bunu bana... Tabi iyi bir eğitim aldığı için oturuyor, önce Hz. İsa’nın hayat hikâyesini okuyor; sonra Hz. Peygamber’inkini... Ve en nihayetinde Hz. Peygamber’i tercih ediyor. Kendisine, “Niçin?” diye sordum. - “Çünkü Hz. İsa ortada yok; çok efsânevî... Ama Hz. Muhammed'in ise neredeyse kaç zeytin yediği bile belli; gülüyor; ağlıyor. En çok etkilendiğim hâdise de Hz. Âişe ile yaptığı bir kavgadan sonra, çatıya çıkıp ağlamasıdır.” Kendisine dedim ki, - “Hocam, bu olayın neresi etkiledi sizi?” Cevap verdi: - “İnsan olması; insan gibi davranması...”
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
nasıl ?
“İslam gelecek, dertler bitecek!”, “İslam geldiği zaman, insanlar arasında adaletsizlik ortadan kalkacak!”, “İslam gelince şöyle olacak, İslam gelince böyle olacak!” Nasılla ilgili bir açıklama var mı? Yok; gaz bunlar! Otuz yıldır böyle... Soruyoruz: - “Ağabey! Nasıl? Nasıl olacak bu?” - “Bir gelelim; bakarız inşa-Allah.” Tabi, ben sana gücü vereyim; ondan sonra ne yapacağını biliyorum. Nasıl sorusunu herkes erteliyor: “Bir gelelim...” Yok! Olmaz! Gençler size nasılı göstermeyen hiçbir düşünceye itibar etmeyiniz... “Şöyle olacak...”; "Şöyle yapacağız..." diyenlere hemen sorunuz: “Nasıl? Bir anlatınız; bir görelim...”
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Neye odaklanmalıyız ?
Yanlışlarımıza ağıt yakmaktan bir türlü doğrularımızı inşa edemiyoruz.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
583 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.