Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günaydın. Bu kalabalık bunaltıyor artık. Varlıkları değil, sesleri. Koca bir gürültü koca bir kıyamet, asıl duymamız gerekenleri gizliyor gibi. Ayhan Geçgin, "İnsan sesinin olmadığı bir yere gitmek, durmak, sadece boşluğu dinlemek istiyorum. İnsan sesi, dinlemem gereken şeyi işitmemi engelliyor." der. Öyle bir his sevgili okur: Kısacık bir süreliğine de olsa sadece boşluğu dinlemeyi arzu etmek... Var olun.
Günaydın. Bu kalabalık bunaltıyor artık. Varlıkları değil, sesleri. Koca bir gürültü koca bir kıyamet, asıl duymamız gerekenleri gizliyor gibi. Ayhan Geçgin, "İnsan sesinin olmadığı bir yere gitmek, durmak, sadece boşluğu dinlemek istiyorum. İnsan sesi, dinlemem gereken şeyi işitmemi engelliyor." der. Öyle bir his sevgili okur: Kısacık bir süreliğine de olsa sadece boşluğu dinlemeyi arzu etmek... Var olun.
Reklam
Günaydın. İnsanın zaman zaman yaraları ile tuhaf bir ilişkisi oluyor: Bitsin istiyoruz, kabuk bağlıyor mesela fakat kaşımaya devam ediyoruz. Bilerek. Ne tuhaf. Afşar Timuçin, "İyileşen yaraya ikide bir dokunmanın ne anlamı var?" diye bu yüzden sitem eder. Bu eziyeti ne kendimize ne bir başkasına yapmalı sevgili okur. Yaralar yaşandığıyla kalmalı. Var olun.
Günaydın. Mutlu ve mutsuz anlarda ortak bir sabırsızlık vardır, bilirsiniz. Beklemeye tahammülümüz yoktur, ne olacaksa olsundur iyi veya kötü. Hâlbuki belki yıllarca bir dert çekmişizdir ya da bu mutlu son için ne mutlu günleri geride bırakmışızdır. Belki de ertelemişizdir hep; dur bakalım demişizdir, yarın olsun, bayram olsun, bir uyuyalım, uyanalım... Appelfeld'in bir kitabında geçer: "'Daha fazla bekleyemem, vaktim yok,'' dedi. 'İnsanlar sonsuza dek zamanları varmış gibi uyuyorlar.'" Hiçbir şey sonsuz değil sevgili okur. Bu bakıma sabırsızlanmakta haklıyız. Var olun.
Günaydın. Güzelliğe ihtiyacı var dünyanın. Az olsa da, azınlıkta kalsa da buna inananlar, var işte ihtiyacı. Başka türlü katlanılacak gibi değil hiçbir coğrafya. Elizabeth von Arnim, "Güzellik insanı âşık ediyor ve aşk insanı güzelleştiriyordu." diyor. Güzellikle, aşkla, sevgiyle sevgili okur. Güzel bir hafta olsun. Var olun. 🌸
Günaydın. Mutlu ve mutsuz anlarda ortak bir sabırsızlık vardır, bilirsiniz. Beklemeye tahammülümüz yoktur, ne olacaksa olsundur iyi veya kötü. Hâlbuki belki yıllarca bir dert çekmişizdir ya da bu mutlu son için ne mutlu günleri geride bırakmışızdır. Belki de ertelemişizdir hep; dur bakalım demişizdir, yarın olsun, bayram olsun, bir uyuyalım, uyanalım... Appelfeld'in bir kitabında geçer: "'Daha fazla bekleyemem, vaktim yok,'' dedi. 'İnsanlar sonsuza dek zamanları varmış gibi uyuyorlar.'" Hiçbir şey sonsuz değil sevgili okur. Bu bakıma sabırsızlanmakta haklıyız. Var olun.
Reklam
Günaydın. Birilerini mutlu etmek yahut onları üzmemek için geçirdiğimiz günler olmuştur. Kimilerinin ömrü böyle geçmiştir. Ne üzücü. İlber Ortaylı: "Ne yaşadıysanız yüzünüze yansır. İnsanın yüzü bir kitap gibi okunabilir. İfadeniz bomboşsa da hiçbir şey yaşamadığınız fark edilir. Bundan kurtulmak mümkündür; yaşayın, monotonluktan uzaklaşın, gezin, görün, keşfedin, başkalarıyla ilgilenin, okuyun, sevin." diyor ve ekliyor: "Yüzünüz ifadesiz kalmasın." Kendi hayatımızı yaşamalı sevgili okur. Bunlar böyle kolay değil elbette fakat ifadesiz bir yüzle, bir ömür... Kimseye, hiçbir meseleye değmez. Var olun.
Aksa
Şu geçen başını kaldırıp vicdanıyla baksa Öz yurdunda garip yaşıyor mabed-i aksa Ateş geliyor gökyüzünden, yok mu bir çaresi Bakışlarla, ne kardeşi kaldı ne hanesi Hastane duvarlarında yatıyor çoğu cansız Ve yaşlı bir amca, kucağında yaralı kız Söylesene amca, kabus mu bu gördüklerim Enkazın altında can çekişti sevdiklerim Söyleyemedi amca, bu
Günaydın. Bu çağda sevmeler de bir tuhaf. Sevgi mi bir anlık heves mi yoksa bir çıkar bir çarpık beklenti mi bilemiyor insan. Némirovsky, "Ona olan sevgisinin baki olacağını dünyanın döndüğünü, güneşin aydınlattığını ve geceden sonra günün ağardığını bildiği gibi biliyordu." der. Gerçek sevgi, çağ değişse de hissedilir sevgili okur. O emin olma hissi yoksa işte, eyvah. Var olun.
Günaydın. Bu çağda sevmeler de bir tuhaf. Sevgi mi bir anlık heves mi yoksa bir çıkar bir çarpık beklenti mi bilemiyor insan. Némirovsky, "Ona olan sevgisinin baki olacağını dünyanın döndüğünü, güneşin aydınlattığını ve geceden sonra günün ağardığını bildiği gibi biliyordu." der. Gerçek sevgi, çağ değişse de hissedilir sevgili okur. O emin olma hissi yoksa işte, eyvah. Var olun.
Reklam
Günaydın. Bazen şöyle olur: Bir yerden geçersiniz ilk kez, bir gülümsemeye tesadüf edersiniz ilk kez fakat ezelden tanıdıkmış gibi hissettirir. Hiç gitmediğiniz bir kentte dahi olur bu. Benzeteceğiniz yerler yahut insanlar da değillerdir üstelik. Fuat Sevimay, "Geçmişte bulunduğumuz bir yere, mahallemize, okulumuza, sokağımıza, evimize rast gelince tuhaf duygulara kapılıyoruz. Oysa bazen geleceğimizde yer tutacak yerleri arşınlıyoruz ama hiç farkında değiliz." Belki de farkındayız sevgili okur. Kim bilir? Var olun.
Bir yudum kitap..
İnsan, insanlığını yavaş yavaş şöyle yitiriyor: Hiçbir vakit yaptıklarının karşılığını görmeyerek. Bir kedi, başı okşandığında gözlerini kısıyor; güneş batınca suladığımız fideler bir gün çiçek açıyor fakat insan... İnsan öyle mi? Marjan Kamali, “Bazı insanlar neden ruhumuza yerleşiyor, boğazımıza düğümleniyor, zihnimize kazınıyor?” diye sorarken bundan bahsediyor. Bu çağ böyle bir çağ... Zihnimize kazıdıklarımız, ruhumuza yerleştirdiklerimiz kıymet bilmiyor ve buna itiraz ederseniz karşılık beklemekle, çirkin biri olmakla suçlanıyorsunuz. Ne diyelim? (Alıntı)
. İnsan, insanlığını yavaş yavaş şöyle yitiriyor: Hiçbir vakit yaptıklarının karşılığını görmeyerek. Bir kedi, başı okşandığında gözlerini kısıyor; güneş batınca suladığımız fideler bir gün çiçek açıyor fakat insan... İnsan öyle mi? Marjan Kamali, "Bazı insanlar neden ruhumuza yerleşiyor, boğazımıza düğümleniyor, zihnimize kazınıyor?" diye sorarken bundan bahsediyor. Bu çağ böyle bir çağ sevgili okur. Zihnimize kazıdıklarımız, ruhumuza yerleştirdiklerimiz kıymet bilmiyor ve buna itiraz ederseniz karşılık beklemekle, çirkin biri olmakla suçlanıyorsunuz. Ne diyelim? Var olun.
Bir Yudum Kitap
İnsan, insanlığını yavaş yavaş şöyle yitiriyor: Hiçbir vakit yaptıklarının karşılığını görmeyerek. Bir kedi, başı okşandığında gözlerini kısıyor; güneş batınca suladığımız fideler bir gün çiçek açıyor fakat insan... İnsan öyle mi? Marjan Kamali, "Bazı insanlar neden ruhumuza yerleşiyor, boğazımıza düğümleniyor, zihnimize kazınıyor?" diye sorarken bundan bahsediyor. Bu çağ böyle bir çağ . Zihnimize kazıdıklarımız, ruhumuza yerleştirdiklerimiz kıymet bilmiyor ve buna itiraz ederseniz karşılık beklemekle, çirkin biri olmakla suçlanıyorsunuz. Ne diyelim?
Bir Yudum Kitap
İnsan bir kere insanlıktan çıktı mı, eyvah. Bu çağda öyle zor ki kendini tutmak... Yüzyıllık Yalnızlık'ı hatırlayın: "Yüreğini kolla Aureliano, ölmeden çürüyorsun." Aman. Bu bayramda şöyle bir dinleyelim kendimizi, kollayalım yüreğimizi. Sevdiklerinizle, kalbinizle; iyilikle, güzellikle..
1.371 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.