Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

büşra uslu

biliyorsun ki her gizlinin altında muhayyileyi alabildiğine koşturan bir sonsuzluk vardır ve sen bir kere bu gizliyi yarattıktan sonra, artık onun derinliğine hudut çizmekten âciz kalırsın ve dört nala giden şüpheye dizgin vurmak senin elinde değildir.
Sayfa 242 - SamimKitabı okudu
Reklam
Çünkü bazı sızılar bir defa başladı mı artık geçmiyor. Bazı yaralar hiç kapanmıyor. Bazı eller bazı saçları okşamayınca, bu minicik, aptal, önemsiz şey yaşanmayınca, bazı hayatlar geri dönüşsüz biçimde tarumar oluyor. Belki siz bunu bilmiyorsunuz. Umarım hiç öğrenmezsiniz. Bazı durumlarda sadece bilmeyenler yaşamayı beceriyor. Hayatta kalmakla yaşamayı becermek aynı şey değil.
Sayfa 74 - AdaletKitabı okudu
"Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver."
Sayfa 221Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Nothing can cure the soul but the senses, just as nothing can cure the senses but the soul."
Sayfa 26 - Lord HenryKitabı okuyor
Hepimizin özgür iradesi vardır ama ancak gözlerimizi, geçmişimizin ve bugünümüzün gerçeklerine açtığımız zaman özgür iradeden olabildiğince yararlanırız.
Sayfa 205 - Dr. Gary smallKitabı okudu
Reklam
Şefkat artık burada bitmeliydi, toprak onu almalı ve saklamalıydı. Ne güzel bir istirahattı bu! Duyacağı tek ses ot saplarını ezen kuşların hafif ayakları olacaktı. Başının üstünde kimse yürümeyecek, rahatsız edilmeden yıllarca evinde kalacaktı. Bu günlük güneşlik bir ölüm, kırların dinginliğinde sonsuz bir uykuydu.
Sayfa 47 - Emile ZolaKitabı okudu
Lacour Baba bu çukurda rahat edecekti. Toprağı tanıyor, toprak da onu tanıyordu. Çok iyi anlaşacaklardı. Toprak ona bu randevuyu vereli neredeyse altmış yıl olmuştu; ihtiyarın ilk kazma darbesiyle onu yardığı gün.
Sayfa 47 - Emile ZolaKitabı okudu
Toprak onlara böyle şeyleri kaniksamayi öğretmişti; ihtiyarı alacağı için kizmayacak kadar yakinlardi toprağa.
Sayfa 43 - Emile ZolaKitabı okudu
Zaten yoksul insanlar her türlü havada geberip gidiyorlardı! Don yapıyordu, hiçbir işe yaramıyordu; buzlar çözülüyordu, daha da beter oldu. Eğer karısı isteseydi bir mangal kömür yakıp üçü birden giderlerdi. Her şey daha çabuk biterdi.
Sayfa 36 - Emile ZolaKitabı okudu
Ölünün huzurunda bütün kavgalar biter.
Sayfa 30 - Emile ZolaKitabı okudu
Reklam
Para ölümü zehirlerse, ölümden bir tek öfke çıkar. Tabutların üzerinde insanlar dövüşür.
Sayfa 24 - Emile ZolaKitabı okudu
Annelerinin etrafını sarıp onu sevdiklerine, onu kurtaracaklarına dair yeminler ettiler. Kadın inatçı bir ifadeyle hayır diye cevap verdi; kendini büsbütün kuşkulara kaptırdı. Paranın zehirlediği korkunç bir can çekişme haliydi bu.
Sayfa 20 - Emile ZolaKitabı okudu
Arabalardaki insanların keyfi yerindeydi, Paris baharının ortasında aheste beste Boulogne Ormanı'na gezin- tiye gidiyor gibiydiler. Cenaze arabası artık gözden kaybolduğundan, toprağa verme işi çabucak unutuldu; sohbetler koyulaştı, hanımefendiler yaz mevsiminden bahsetti, erkekler iş konuştu.
Sayfa 15 - Emile ZolaKitabı okudu
Özenle yaratılmayan ve içinde dostluk barındırmayan hiçbir şey ölümsüz olamaz.
Sayfa 295 - Clay JannonKitabı okudu
Önemli olan, dışı ve yüzeyi. Insanlar baktıkları şeyin gerçek olmasını isterler. Onlara bunu verirsen inanırlar.
Sayfa 70 - Mathew MittelbrandKitabı okudu
353 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.