Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büşra Bilge

Büşra Bilge
@busraabilge
Eylem sonsuzdur. Ertesi gün yeniden başlar; ertesi gün cumartesiyi doldururuz. Kimileri Fransa'ya giden trene, diğerleri de Hindistan'a giden gemiye biner. Kimisi bu odaya bir daha hiç girmez. Biri bu gece ölebilir. Bir başkası bir çocuk peydahlayacak. Bizden her tür yapı, politika, girişim, resim, şiir, fabrika çıkacak. Hayat gelir; hayat gider; hayatı biz yaratırız.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
" Ama bir gün kahvaltıdan sonra gelmezsen, bir gün seni belki de bir başkasını arayarak aynaya bakarken görürsem, telefon boş odanda zır zır çalıp durursa, o zaman, o tarifi olanaksız acının ardından, o zaman ben -zira insan yüreğinin ahmaklığının sonu yoktur- başka bir sen arar, başka bir sen bulurum. Bu arada, zamanın saatinin tık tık işleyişini tek darbeyle yok edelim. Yaklaş bana. "
Sayfa 153Kitabı okudu
'Ben de Shakespeare sonelerinin sayfa aralarına çiçekler koydum.' diye bağırıyorum ve bir anda altüst oluyorum.
Sayfa 182Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanın kendini dış etkiler karşısında tepkisiz olarak sürüklenmeye bırakması akıllara sığmaz bir şey. 'Bu sen yolun dünya,' diyor insan, 'benimki bu.'
Sayfa 207Kitabı okudu
Biz büyüdük; değiştik; çünkü, hayvanız elbet. Herhangi bir nedenle her zaman farkında değiliz; otomatik olarak soluk alıyoruz, yemek yiyoruz, uyuyoruz. Yalnızca ayrı ayrı değil, maddenin farklılaşmamış su kabarcıkları gibi var olmaktayız.
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Ansızın insan saatin tik taklarını duyar. Bu dünyaya gömülmüş olan bizler, bir başka dünyanın varlığının farkına varırız. Acı verir bu.
Sayfa 233Kitabı okudu
Ölülerin sokak köşelerinde ya da düşlerde üstümüze atlamaları ne garip.
Sayfa 234Kitabı okudu
Afanasi İvanoviç Yelizarov bir gün Boranlı Yedigey'e toprak kaymalarının sebebini anlatmıştı. Bu kaymalar sonunda dağların yamaçları, bazen de dağın kendisi, karşı konulmaz bir güçle göçer, yerin altını üstüne getirir, kocaman yarıklar açarlarmış. İnsanlar o olayı ancak gözleriyle gördükleri zaman ayaklarının dibinde ne büyük felaketler saklı olduğunu anlarlar. Bu olayın özelliği, yeraltı sularının kaya diplerini uzun zamanda, yavaş yavaş oyarak kimsenin fark etmediği şekilde erozyonu hazırlamasıdır. Altı oyulan dağlar, yamaçlar, hafif bir deprem, bir gök gürlemesi ya da şiddetli bir yağmur sonunda, yavaş yavaş kaymaya başlar. Kopan kayalar ay da çığ yuvarlanması ansızın olur ve biter. Ama toprak kaymaları herkesin gözü önünde korkunç bir güçle ilerler ve onu hiçbir şey durduramaz. Böyle korkunç olaylar bazen insanların başına da gelebilir. Üstesinden gelemediği çelişkilerle baş başa kalan insan, moral bakımından derinden derine sarsılır ama bunu kimseye söyleyemez, çünkü ona kimse yardım edemez. Bu korkunç bir yer kayması gibidir, tehlikeyi görürsünüz ama bir şey yapamazsınız.
Sayfa 274
" ... Sen diyorsun ki düşmanca anılar yazmış. Bunu anlamıyorum. Anıların düşmanı dostu mu olur? Benim bildiğim, geçmişte olan, şimdi olmayan şeylerin olduğu gibi hatırlanmasıdır anılar. Sen demek istiyorsun ki, insan geçmişinde iyi olayları hatırlasın, kötü olayları hatırlamasın. Nasıl olur bu? İnsan bir düş görürse bunu hatırlar. Peki bu korkulu bir düşse, başkalarının hoşuna gitmeyecekse, onu hatırlamasın mı? "
Sayfa 227
Geri146
699 öğeden 691 ile 699 arasındakiler gösteriliyor.