Ve çaresizlik, sırf o kadar yol geldiğin için artık sonunu görmek istemesen de geri dönmemek miydi? Bu artık sadece ne olduğunu bildiğin bir yoldu, düşlerini yitirirken.
Sayfa 382Kitabı okuyor
Çaresizlik geçici bir durumdur, herkeste söz konusu ve kalıcı olan durum ise kendi ayakları üzerinde durup yürüyebilmektir.
Sayfa 61 - İlya yayıneviKitabı okuyor
Çaresizlik anında da insanın tutunacak bir dalı olmayınca, kendi kendine tutunur. Bu da en çok elleri önde kavuşturma şeklinde kendini dışa vurur.
Sayfa 90Kitabı okuyor
Bazı şeylerden yoksun kalmak, bir mahrumiyet gibi görünse de onu başka musibet ve belalardan koruyan sebeplerdir. Bu belki de akıbetteki belalardan mahrum kalmaktır. Fakat insan akıbetini bilmez , bu nedenle derdi de en derinden hisseder ; çaresiz ve kimsesiz kaldığını düşünür. Allah, Yusuf Aleyhisselam'ı kuyuda katlinden korudu. Bir çaresizlik hasıl olduğu vakit , bunun aslında başka bir çare olduğunu anlamak gerekiyor.
Sayfa 29Kitabı okuyor
Kaburgalarımın altında sessiz bir çaresizlik hissi oluşmaya başladı
Sayfa 264Kitabı okuyor
"Arkadaşları onun ölümle saklambaç oynayışını çaresizlik içinde seyrediyorlardı."
Sayfa 309Kitabı okudu
Zira gerçekleşmeyen umutlar; önce hayal kırıklığı, ardından çaresizlik,en sonunda da radikal tepkileri yaratır.
Sayfa 173Kitabı okudu
O Türk Diyor ki;
Hak, hak yemeğe doymayan tefeci kuvveti kudreti ile altını üstüne getirerek canlı ölülere dönüştürdü ve yaşattıkları zulmü yaşasınlar diye onlara zulüm üretmek dışında çareleri olmadığı ve insanlığın bunu idrak etmesi için müddet vererek bitirdi. Onlar ise bunu biz daha bitmedik diye anladılar. Zulümlerini bu sebeple artırmanın peşine düşmüş bir çaresizlik içinde çırpınıyorlar. Eninde sonunda Türk insanlık adaletine teslim olacaklar.
Önder Karaçay
Ama bu planları yapıp hayaller kurduğum sırada bile bunların hiçbirini yapamayacağımı biliyordum. Hayaller sadece avunmak, çaresizlik duygumu kısa bir süreliğine dindirmek içindi.
Sayfa 57 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Daha yüksekte de, insanda çaresizlik ve yalnızlık hissi uyandıran yıldızlar vardı; irili ufaklı, uzak uzak yıldızlar...
