Ancak Serilda bunların hiçbirini umursamıyordu. Ne adını ne mirasını.
Gild'in, doğmamış çocuğunun babası olmasını umursuyordu.
Bir çaresizlik anında, bu doğmamış çocuğu samandan altın eğirmesi karşılığında ona vereceğine söz vermiş olmasını umursuyordu.
Az da olsa ona âşık olduğunu umursuyordu.
Belki de azdan biraz daha fazla.