Biz kadınlar, Türkiye’nin tüm kadınları, birbirimize görünmez sicimlerle bağlıyız. Hangi partiden olduğumuz, hangi takımı tuttuğumuz, hangi aileye doğduğumuz hiç fark etmez. Birimiz zulme uğradığında diğeri de çaresizlik hissediyor çünkü insan, ancak başka insanlar aracılığıyla insan oluyor. Onun için biz birbirimize görünmez sicimlerle bağlıyız. Birimizin acısı hepimizin ortak acısına denk düşüyor. Ve birimiz öldürüldüğünde bu diğerinin de tam olarak aynı gerekçelerle öldürülebileceği anlamına geliyor. Sıradaki ben olabilirim. Sen olabilirsin. En yakın arkadaşın olabilir. Birimiz güvende değilse hiçbirimiz güvende değil...
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
İncelemeye başlamadan önce sizinle bu kitapla ilgili çok şaşıracağınız, sıra dışı bir bilgi paylaşmak istiyorum: Dostoyevski bu kitabı kumar borcunu ödemek için sipariş üzerine sadece 25 gün........
Kızmayın hemen, küçük bir şakaydı arkadaşlar... :) Bu kitap hakkında konuşurken bu bilgiyi vermeyenleri Sibirya'ya kürek cezasına
Herkese merhabalar,
Yeni çıkan kitabımı sizlere tanıtmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Gerçek hayatla distopyanın harmanlanmasıyla oluşan bir kurgusu var. Daha önce hiç işlenmemiş orijinal bir konu.
Çaresizlik duygusunu en çok hissettiğimiz an şüphesiz sevdiğimiz insanların ölüm anıdır. Geçmiş mutlu günlerimize dönmek ya da her şeyi tersine çevirebilmek için bir çok şeyi feda edebiliriz. Peki ya beynimiz gerçekten bunu başarabilecek güce sahipse.
Her şey tersine döndüğünde neleri değiştirebiliriz ya da neler aynı kalır?
Tersine DünyaMustafa Kızılkurt · Sapiens Yayınları · 0284 okunma
Hiç bir zaman bir araya gelmez denilen hayvanlar Bir araya geliyor birbirlerine merhamet besliyorlar yaşadıklarına empati kuruyorlar ve insanoğlu ise kendi çıkarları ve bencillikleri ile onlara zarar veriyor. Bilimsel verilere dayalı yazılar konuya örneklerle anlatılan yazılarla çok etkileyici ve farkındalık yaratacak bir kitap. Mutlaka okunması
"...Çünkü biz kadınlar Türkiye'nin tüm kadınları birbirimize görünmez sicimlerle bağlıyız.
Hangi partiden olduğumuz, hangi takımı tuttuğumuz, hangi aileye doğduğumuz hiç fark etmez. Birimiz zulme uğradığında diğeri de çaresizlik hissediyor çünkü insan ancak başka insan aracılığıyla insan oluyor."
1883 senesi yazında, sıcağın kasıp kavurduğu bir yaz gününde buz gibi biri olarak doğuyorsunuz. Prag'da Almanca konuşan bir Yahudi ailenin, 6 çocuğundan en büyüğüsünüz. İki küçük kardeşiniz bebeklik döneminde ölüyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan birkaç yıl önce hayatınızı kaybediyorsunuz. Ardından üç küçük kız kardeşi toplama kamplarında ölüyor.
Kendi kişiliğinden ziyade davasını ön planda tutmuş yazarımızın yaşamı hakkında "Türkçe sevdalanan; İslamca yanan binlerce Anadolu evlatlarından biri." olduğu dışında pek bilgiye sahip değiliz . Kitabımız ise Dava Yazıları, Gençlik ve Şuur Yazıları, Biyografik Yazılar olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler içerisinde