Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

kübra uzun

kübra uzun
@cennet_selalesi
Güzelleş be oğlum şimdilik ölümüne kadar hayattasın.. instagram.com/kubinizm?igshid...
Moreno'ya göre insanın asıl düşmanı, yarattığı makineler ve bu kültürel konservelerdir.
Reklam
Transandant rol, anlam bilgisini bulduğumuz ve din olgusunu kavramamızı sağlayan, sağlıklı gelişimin son aşaması olan rol- dür. Kişinin bu role geçememesi ve önceki rollerde takılı kalması nevroza yol açar. inançlar ve daha ileri bir olgu olarak din, çare- sizliğin tek ve en önemli ilacıdır. Bilim kavramları içinde yaşamı açıklama ve anlamı açıklama çabaları eksik kalır, daha fazlasını inanç sistemleri içindeki bilgide buluruz.
Yaşam soluğumuzun kaynağını soruyorsun Çok uzun bir hikâyeyi özetlemek gerekirse Derim ki çıkmış ummanın derinliklerinden Sonra umman yutuvermiş onu yeniden.
Sayfa 313Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yüzyıllar- dır sonu gelmez şeftali çiçeklerinin beklediği o gri taş?
Sayfa 283Kitabı okudu
Ne bilginler geldi, neler buldular! Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar... Hangisi yarıp geçti bu karanlığı?
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
Bu sayede şöyle dediğini duydum: 'Mezarım öyle bir yerde olacak ki, her ilkbaharda kuzey rüzgârı üzerine çiçekler saçacak! O sırada bu sözlere bir anlam verememiştim; ama onun gibi birinin boş yere konuşmayacağını biliyordum."
Sayfa 162Kitabı okudu
Ömer, "hiçbir sultan benim kadar mutlu, hiçbir dilenci benim kadar mutsuz değil” diye yazmıştı o dönemde
Sayfa 154Kitabı okudu
Rivayete göre, Ömer'in kendisinden beş bin altın dinar iste- diğini duyunca şaşkına dönen bir vezir şöyle demiş: Ben bile o kadar para almıyorum, biliyor musun? Gayet doğal, diye yanıtlamış Hayyam. Niyeymiş? Çünkü koca bir asırda benim çapımda bir avuç âlim çıkar taş çatlasa. Ama her sene senin gibi beş yüz vezir bulunup gö- reve getirilebilir.
Sayfa 154Kitabı okudu
"Hayat yangın gi bidir. Yoldan geçenin unuttuğu alevler, rüzgârın önüne katıp sa vurduğu küller, işte, bir insan ömrü gelip geçmiştir.
Sayfa 122Kitabı okudu
Ve şimdi gezdir gözlerini Semerkant'ın üzerinde! Değil mi ki o yeryüzünün ecesi? Alıp tüm diğer kentlerin yazgı iplerini ellerine, çıkmamış mı hepsinin üstüne o mağrur? Edgar Allan Poe (1809-1849)
Reklam
Artık kölelik kanunu mevcut değil, ancak kapitalizm gelişmekte. Batu Han zamanında olduğu gibi özgür düşüncenin en dorukta olduğu zamanlarda çoğunluk azınlığı doyurur, giydirir ve korur; kendisi ise aç, çıplak, savunmasız kalır. Böyle bir düzen herhangi bir eğilim ve akım muazzam bir şekilde bir arada var olabilir, çünkü köleleştirme sanatı da aşama aşama kendini geliştirir.
Evrensel bir dünya gelişiminin sınırları sonsuzluktadır.
Güçlü olanların zayıf olanları köleleştirmemesi, azınlığın çoğunluk için bir parazit ya da çoğunluğun en iyi özsuyunu müzmince emen bir pompa haline gelmemesi için istisnasız olarak herkesin; yani güçlülerin, zayıfların, zenginlerin ve yoksulların kendileri için bu varoluş savaşında eşit derecede yer almaları gerekir. Bu anlamda, evrensel ve mecburi yükümlülük adı altında insanlar arası eşitsizliği ortadan kaldırabilecek bedensel emekten daha iyi bir vasıta yoktur.
Mezara hiçbir şey götüremeyeceğimiz doğrudur ama ölüm anında tamamladığımız yaşamımızın bütünlüğü, mezarın dışındadır ve dışında kalır; ve geçmişe gitmesine rağmen değil, geçmişe gittiği için öyle kalır. Unuttuğumuz, bilincimizden kaçan şey bile dünyadan silinmez; geçmişin bir parçası olur ve dünyanın bir parçası olarak kalır.
Sayfa 106Kitabı okudu
Bu noktada logoterapinin, varoluşçuluğun "bugünün kötümserliğinin" karşısına "geçmişin iyimserliğini" nasıl koyduğunu görebiliriz. Bir keresinde aradaki farkı şu benzetmeyle dile getirmiştim: "Kötümser kişi, her gün bir yaprak kopardığı duvar takviminin her geçen günle daha da inceldi- ğini korku ve hüzünle gözleyen bir adama benzer. Öte yandan yaşamın sorunlarıyla aktif bir mücadele içinde olan kişi, takviminden her gün bir yaprak koparan ama yaprakların arkasına günlük notlar alarak öncekileriyle birlikte dosyalayan bir adama benzer. Böylece bu notlardaki zenginliği, dolu dolu yaşanmış olan bir yaşamı gurur ve sevinçle düşünebilir. Yaşlandığını fark etmesi neyi değiştirir? Gördüğü genç insanlara imrenmesi veya kendi kayıp gençliğinin nostaljisine kapılması için bir neden var mı? Genç bir insana neden im- rensin ki? Genç insana açık olasılıklar, onu bekleyen gelecek için mi? "Hayır, teşekkürler" diye düşünecektir.
Sayfa 104Kitabı okudu
239 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.