Hayatımda okuduğum en değişik denemelerden biri olduğunu söyleyebilirim. Kitabın geneline baktığımızda aslında Ortadoğu üzerinde bulunan ülkelerin çöküşlerini, bu çöküşlerin nasıl olduğu, bu çöküşlerde hangi etmenlerin ne kadar etkili olduğu konusunda yakın tarihte yazılan önemli denemeler arasında yer almaktadır.
Yazar 1967 ve 1979 tarihlerinde yaşanan olayların Arapların çöküşü üzerinde çok büyük etkiler olduğunu vurgulamaktadır. 1967 de yaşanın Arap-İsrail savaşın Arapların yenilmesi ile sonlanan (6 gün savaşı da olarak bilinmektedir) ve Arapların bu hezimetten bir türlü başlarını kaldıramamaları onların çöküşünün en temel etkenlerindendi.
Yazar bir çok konu üzerinde durmuş ve detaylı bir şekilde yakın tarihte yaşanılanları ele almıştır. Her ne kadar Amin Maalouf Arapların asıl çöküşünü 6 gün savaşına bağlasa da, aslında 19. yy kadar Ortadoğu ülkelerinde deyim yerindeyse bir çeşitlilik vardı. Ne zaman ki bu çeşitlilik yok edilmeye başlandı, işte o zaman Arapların çöküşü başlamıştır diye bir ifade kullanabilirim. Baktığınızda belki biraz çok acımasızca yapılmıştır bu eleştiri ama siz eğer egemen bir toplum inşa etme çabasındaysanız insanları farklılıklarıyla, çeşitlikleri ile kabul etmeniz gerekir. Bu şekilde yeni kültürler oluşabilir, insanlar arasındakı zıtlaşma ortadan kalkar ve insanlar arasına da huzur ve güven gelir. İşte bu ortamlarda siz bilime teknolojiye erişebilir, müreffeh bir gelecek inşa edebilirsiniz.