"İyi ya işte. Mesele sevdiğiniz kitapları hayatınızın kırılma anlarında yeniden okumaktır. Kitapların canlı olduklarını, nefes aldıklarını, tıpkı insanlar gibi yaşlanıp huy değiştirdiklerini o zaman anlarsınız."
Şermin Yaşar' ın okuduğum ilk kitabıydı Gelirken Ekmek Al. Eğer siz de benim gibi hikâye türünü roman kadar sevmiyorsanız hikâyeye bakış açınızı değiştirecek çok güzel bir kitap. Kitabın içinde birbirinden bağımsız hikâyeler anlatılıyor. O kadar bizden o kadar içten hikâyeler ki kitabı okurken bir yandan üzülüp bir yandan duygulanıp bir yandan da gülüyorsunuz. Şermin Yaşar gerçekten bizim coğrafyamızı, insanımızı çok iyi özümsemiş ve kitabında da bunu yansıtmış bizlere. Kesinlikle tavsiye ediyorum ve yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım.
Herkesin çok beğendiği bu kitap ne yazık ki bende tam bir hayal kırıklığı oluşturdu. Kitabı almadan önce birçok kitap sitesinde bu kitaba rastlamıştım ve herkes çok övüyordu. Merak ettim ve başladım okumaya. Cümleler o kadar sığ ve yüzeysel geldi ki ne yazık ki bana hitap etmiyordu. Yazar eğer diğer yazar ve düşünürlerden bu kadar çok alıntı yapmasaydı bu kitabı yazamazdı sanırım.
Çizgili Pijamalı Çocuk kitabı çocuk kitabı gibi gözükse de aslında tam olarak çocuklara hitap ediyor diyebileceğimiz bir kitap değil. Kitapta Bruno isimli Alman çocuğun babasının görevi sebebiyle nazi kamplarında tanıştığı Yahudi çocukla arkadaşlığını konu alan bir olay anlatılıyor. Bruno karakterimiz savaş yüzünden taşındıkları kamp bölgesinde oldukça sıkılmakta ve etrafını sürekli gözlemlemekte. Sorduğu sorular ise büyükler tarafından hep geçiştirilmekte. Bu yüzden Bruno etrafını keşfe çıkıyor ve tellerle Almanları ve Yahudileri birbirinden ayıran bölgede Shmuel ile tanışıyor. Her gün Shmuel'i ziyarete gidiyor ve arkadaşlıkları güçleniyor. Tüm bunlar olurken savaşın daha da hız kazanması sebebiyle Bruno'nun ailesi Berlin'e geri dönme kararı alıyor. Bruno kötü haberi Shmuel'e vermek için gidiyor ve sonrasında şaşırtıcı bir son okuyanları bekliyor. Kitap oldukça akıcı ayrıca kitabı okuduktan sonra filmini de izleyebilirsiniz. Her ne kadar filmde ufak tefek değişiklikler olsa da yine de başarılı buldum ben. Savaşlara hep yetişkin gözüyle bakarken bu kitapla bir de çocuk gözünden bakma fırsatımız oluyor.