İncinmişsin…
Birisi sizinle dertleştiğinde, bir sorununu paylaştığında kaç kere bu kelimeyi telefuz ettik acaba?
İncinmek gerçekten de kötü bir şey mi yoksa bazen kendimizi bulmak için incinmek mi gerekiyor? Bu soruyu herkes kendi hayatından kesitlerden yola çıkarak cevap verecektir diye düşünüyorum. Korkmamız gereken bir duygu durumumu incinmek diye düşünürken bile kaç kişi incinme oklarını bize çevirmiştir kim bilir…
Beni tanıyanlar Okuduğum türler arasında kişisel gelişim kitaplarına çok rastlamazlar. Yine de bazen kendimize bir şeylere hatırlatmak adına ya da birinin sana yap dediğini yapmamak için okumak lazım diye düşünüyorum. Mesela kitabın son sayfalarında ki satırlar evet ben de bunu diyorum işte dedirtti bana. İşte tam da burada benim bakış açım ortaya çıkıyor. Bu kitaptan kendine bir şeyler çıkarman için her şeyden önce kendine olan inancın olmalı. Çünkü kalem de silgi de bizim elimizde. @melisnozkurt bu sayfalar arasında daha rahat geçil yapabilmemiz için okurların yanında. Beni etkileyen bölümlerin başlıkları oldu. Ara sıra başlıklardan birini seçip sana iyi geleceğini hissettiğin bölümü açıp okumalık.
Kontrolün sende olduğunu unutma. Hikayeler birbirine benziyor olsa da bu kez sonu farklı olacak. Çünkü bu kez incinmeyeceksin… (Arka Kapak)
İncinmişsinMelis Bozkurt · Destek Yayınları · 202330 okunma
Ben de sizin gibi neden korkuların geceleri hüküm sürdüğünü düşünürüm. Bunun üzerine yirmi yıl düşündükten sonra korkuların karanlıktan doğmadığını anladım; korkular da yıldızlar gibi hep oradadırlar, ama gün ışığı onları gizler."
Kalbine dokunduğumuz her öğrencimizi sadece bilgiye değil yoğun olarak sevgiye, erdeme, saygıya, paylaşıma maruz bırakalım. Kalbimizin şifresi olmasın, ücretsiz Wi-Fi ağı gibi bilgiyi, sevgiyi, paylaşmayı yayalım.
Dokunduğumuz her kalp bizim memleketimizdir. Ne kadar öğrencinin kalbinde yer alırsak o kadar memleketimiz var demektir. O yüzden her ögretmenin yüzlerce memleketi vardır.