Evet hayat bir tiyatro perdesi. İnsan hayatı perde perde ..Ömür merdiveninin her bir yılı bir perde ,bebeklikte yanağında beliren tüyler bir perde ,en haylaz çocukluk çağı bir perde ,rüzgarda savrulan saçlarıyla fidan gibi gençliği bir perde ,olgunluğunda alnındaki kırışıklıklar bir başka perde ,boynu bükülmüş ihtiyarlık başka başka perde..Sayısız perdeler açılır böyle insan ömründe ..Perdeler biriktikçe kitap sayfaları gibi birikirler ardarda… Her perde bir sahne, her sahnede bir tiyatro ,her tiyatroda kendisi dahil değişen oyuncular, dekorlarıyla perde perde …Güneşlik ve tül perdeleri gibi ardarda asılacak olursa hayalde bu perdeler, bir kitabı andırırlar yandan bakılabilinirse şayet onlara ..Ama o açıdan bakabilmek; herkesin,o perdelerin sahibinin nezdinde herkes olmadığı kimselere mahsustur ancak.. Çünkü herkes önden, yani son perdeden bakar daima ona, ve son perdesini görür sadece.. Ve hep yanılır bu yüzden herkes..onun hakkında…arkasındaki perdeler görünmez o sığ bakışla herkese.. Ve perdelerin en gerisinde, resimsiz , teffekküre açık, çizgili ,perdeleri açan beyaz kapak ,en önde hâlâ bitmemişse son perde durur . Perdeler renk renk soluk yada canlı ama yenisi hep bir gizem ... Belki sonuncusu sondur bu perdelerin, belki daha var açılacak bir kaç perde .. Sonuncusunun sonunda sahneyi karartan perde; son kapak katran siyah. Bu âmâ olana bile olur ayan . Sonrasında biter perdeler ,görünür açılınca ışıklar ,açığa çıkınca perdesiz gerçekler..
e.