Kitap ‘sevgili baba’ diye başlıyor. Aslında ilk sayfada kitabı neden yazdığını açıkça dile getiriyor yazar. Sonra bir çırpıda okunabilecek şekilde babasıyla arasındaki olumlu (yok denecek kadar az) ve olumsuz tüm hisleri anlatmaya başlıyor. Babasını suçlamak istemiyor ama her davranışın temelinde babasının yattığını da inkar edemiyor. Özgüveninden, başarısızlığından, yalnızlığından, evlenememesinden bahsediyor. Hatta babasına karşı kendini hiçbir zaman ifade edemediği için konuşma yetisini kaybettiğini bile itiraf ediyor. Ki konuşsa bile babasının onu zaten dinlemediğini dinlese bile anlamayacağını biliyor. Genel olarak;
Babaların evdeki otoriter olmasından kaynaklıdır ki yaptıkları yada söyledikleri her şey hayatımızdaki en önemli taşlardan biri oluyor. Babaların suçlu olduğunu kabul ederken de vicdan azabı çekiyorz, minnet duyuyoruz ama bir yerlerde affedemiyoruz da. İçimizdeki küçük çocuğun bir gün babalarımızı affetmesi dileğiyle.