koşu bitince aşk bir yorulmadır kaçılmaz kırbacından
sayılır günü geçmiş anlar boşalan hangi tüfeğin arkasından
oturur iki bakış ormanından gerilip bir masayı kollar
uzayıp uzaya giden akrebe katlanıp zincire gelmeyen yolcular
bu bizim sesimiz denizlere ateş gibi eller açılır ortasından
su konuşmaz toplanmaz kuşlar. Ne kazandık yaşamamızdan
biz harcandık anam hem kelimesiz kapandık
sevgi ektik. Sonsuz seçtik. Beğendik. Ama toprağı kazandık
sevinçle kaçın kurtulun ölümlerinizle.Yalnızlıkla ben kaldım
sevindiniz işte alın kurtulun. Aha size son atım
Sayfa 33 - beyan yayınları 25.baskı ocak 2022 istanbulKitabı okuyor
IV Can akıldan geçerken üstün gemi
gelir yaslanır bir direğe
kızkardeşini kanıyla diz kapağını
göbeğine bir haç getirip gölgesine
aleksandirina usulü ağlayıp
nereden nereye ün saldı
Su demek ki taşın çakıl cinsinden
zamanla toprak
incecik zar kesmekte
çok ‘mahirdi’
Ona
İlyada nasıl kendine benzetip
bakmışsa bugüne
gün ışığında bütün limanların
nasipsiz gemiye
sanki başka liman duruşu gibi
tanrıya yabanlaşamış
canların güneşi
Sayfa 25 - beyan yayınları 25.baskı ocak 2022 istanbulKitabı okuyor
Ananız ve babanız
balalan ağızlarıyla
onurları durmadan azalır.Döllenirler
ve başımızın içi cenaze
bir cama bin çekiç
başınız cenaze
canlı tabutlarınızla
Uygulamak ve eyleme geçirmek için Kur'an okuma yontemi, ilk nesli yaratan yöntemdi. Onların ardından gelen nesillerin yöntemi ise araştırma yapmak, dünyasal veya psikolojik yarar sağlamak amacı ile Kur'ân okumak oldu. ikinci metod, ilk nesli, daha sonradan gelen nesillerden ayıran temel etkendir.
Burada dikkatle üzerinde durulması ve kaydedilmesi gereken üçüncü bir faktör daha var.
İlk neslin yaşadığı dönemde kişi İslâm'a girdiği zaman cahiliyye dönemindeki geçmişini, Islâm'ın eşiği önünde Tamamen bırakıyordu. Kişi Islâm'a girdiği andan itibaren y şamında yepyeni bir sayfanın açıldığı bilinci ile hareket ediyordu. Geçmişte cahiliyye döneminde yaşadığı hayattan tamamen ayrı ve farklı bir hayat... Cahiliyye döneminde bellediği bütün tutum ve davranışların herbirisini kuşkulu korkulu, sakınılması gereken tutum ve davranışlar kabul eder;
Kur'an'ın Mekke'de inen bolümü Allah Elçisi'ne onüç yıl boyunca tek meseleden söz etti. Sunuş biçimi tekrarlanmadan, kesinlikle değişmeyen tek bir me seleden...
Kur'ani uslub her seferinde, bu meseleyi ilk kez dile getiriyormuşcasına yepyeni bir sunuş biçimi ile sunuyordu
Kur'an'in Mekke'de inen onûç yıllık bu bölümünde, bu yeni dinde en temel, en büyük mesele olarak birincil mese lenin çözümü ile işe başlıyordu: Akide meselesi... Akide meselesinin başlıca kurallarını "ulahiyet-ubüdiyet" (tanrı sallık-kulluk) ve bunların arasındaki ilişki oluşturuyordu.
Kuran bu hakikat penceresinden insana sesleniyordu. Insanilik özelliklerini taşıyan insana... Bütün zamanlarda olduğu gibi o dönemlerde de Arap insanı ile diğer insanlar ayni düzeyde idi
Bu bolum yazarın Fi Zilalil-Kur'an adlı ünlü eserinin En'am süresinin anlatıldığı bölümden, bazı ilaveler yapılarak alınmıştır.
Bir yılan doğruldu uzun
Kayasını güneşi ve ovuğunu sevmekten bilge
"Uzaklara bakışım unutulmaz ısınışım"
Ses ver komşu kız Çiçeklere su ver
Dudağında açan gülleri göster
Başörtülerin ne hoş ne güzel
Kınalı ellerinle
Şu akrebe bir yelken bir dümen ver
Hey komşu kadın
kadın
Zeynep miydi senin adın
Doğa seyirmeye başlar ve aşksızlık
Sayfa 253 - beyan yayınları 25.baskı ocak 2022 istanbulKitabı okuyor
Her kitap, tılsımlı bir saray. Kapıları ilk gelene açılmaz. Bü yükler de kıskanç, Tanrılar gibi. Yalnız Numa'ya* görün müş Egeria*. Beatrice,* Dante için Beatrice. Kitaplar kadınlara; kadınlar şehirlere benzer. Paris, Londra veya Madrid... Herhangi bir dişi kadar muhteşem, herhangi bir dişi kadar alelade. İnsan şehriyle biner trene; şehri, yani zaafları, alışkanlıkları, zilletleriyle. Her kitapta kendimizi okuruz. Kendimizle yatarız her kadında. Kitaplar, kadınlar, şehirler, metruk kervansaraylar gibi boş. Onları dolduran senin kafan, senin gönlün.