Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mert Yeğin

Mert Yeğin
@di_angelo
Sıkı Okur
Şeylerin özünü ve doğasını araştırıyorum. Hiçbir şeyi töze indirgemiyorum, kabul eden taraf olmak istiyorum. Ahlak-sız olanı seviyorum, zincirimle yürümüyorum; insanda tanrıyı paralıyorum.
"Onsuz yorgun ve bezgin sürüklenip gidiyorum: Tattığım zevkler bile, beni avutacak yerde ölümün acısını daha fazla arttırıyor. Biz her şeyde birbirimizin yarısı idik: Şimdi ben onun payını çalar gibi oluyorum."
Reklam
"Singula de nobis anni praedantur euntes." (Bir şey koparır bizden yıllar, akıp giderken.)
Horatius
"Bütün insanları hemşehrim sayıyorum. Bir Polonyalıyı tıpki bir Fransız gibi kucaklıyorum. Dünya ile akrabalığımı kendi milletimle akrabağlığımdan üstün tutuyorum. Doğduğum yerin pek o kadar heveslisi değilim. Kendi düşüncemle vardığım yeni bilgiler bana, sırf tesadüflerle edindiğim hazır ve gelişigüzel bilgilerden daha değerli gelir. Kendi kazandığımız temiz dostluklar nerde, iklim ve kan dolayısıyla bağlı olduğumuz dostluklar nerde!"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bakın, yağmur yağarken saray yerine bir tavuk kümesi görsem, ıslanmamak için belki kümese girerim. Fakat kümes beni yağmurdan korudu diye, şükran borcumu ödemek için kümese saray gözüyle bakamam. Bana gülecek, hatta böyle bir durumda sarayla kümes arasında fark olmadığını söyleyeceksiniz. Evet, hayatta tek gayemiz ıslanmamak olsaydı, dediğiniz doğruydu diye cevap veririm ben de."
"Sevgiden yapılan her şey daima iyinin ve kötünün ötesinde gerçekleşir."
Reklam
"Dostlarım, zevkler ve renkler üzerine tartışılamaz diyorsunuz. Ama hayat, zevkler ve renkler uğruna yapılan savaşlar bütünüdür. Zevk hem ağırlık hem kefe hem tartandır. O canlılar, kavga etmeden, ağırlıklar, kefeler ve tartılar olmadan yaşamak istedikleri için onlara acırım."
"Biz burada gerektiği zaman tüm ahlaki duygularımızı bastırır, özgürlüğümüzü, huzurumuzu, hatta vicdanımızı her şeyimizi, her şeyimizi bitpazarında satışa çıkarırız! Yeter ki, sevdiğimiz varlık mutlu olsun. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Cizvitlerden öğrendiğimiz birtakım cambazlıklar yapar, yaptığımızın doğruluğuna, yüce amaca ulaşmak için gerçekten böyle yapılması gerektiğine kendimizi bir süre için inandırırız. Biz böyleyiz işte; her şey gün gibi ortada!"
Okçu arkadaşının ölüsünü ve rahibin üstünlüğünü görüp bar bar bağırmaya başladı: "Aman gözüm papaz efendi, teslim oluyorum! Aman gözüm papaz efendi, canım başpapaz efendi!" Rahip de şöyle bağırıyordu ona: "Aman götüm asker efendi, canım götüm asker efendi, götün götün boylarsın şimdi yeri."
"Foecundi calices quem non fecere disertum?" (Dolu şarap kâseleri kimin dilini çözmez?)
Dikkat çekici olan şey, yanlış eylemleri ya da apaçık adaletsizlikleri gördüğümüzde, onları tanıyabilmemizdir. Bizi şaşırtan, her birimiz yalnızca zararsız eylemlerde bulunurken tüm bunların nasıl meydana geldiğidir. Hepimizin tiksindiği bu korkunçlukları açıklamak için kurulmuş tezgâhlar ve suçlayacak birilerini ararız. Tüm bunları planlayan ya da bunlara neden olan bir kişi ya da grubun olmadığı fikrini kabullenmek zor gelir.
John LachsKitabı okudu
Reklam
"Devletin topraklarına eşit sayıda insan yerleştirin, her yere aynı hakları verin, her yana refah ve canlılık götürün; bu sayede devlet hem mümkün olduğu ölçüde güçlenir hem de en iyi idare edilen devlet vaziyetini alır. Şunu da aklımızdan çıkarmayalım ki, şehirlerin surları, köy evlerinin yıkıntılarından inşa edilir. Başkentte ne zaman bir sarayın yükseldiğine şahit olsam devlette bir yerlerin yıkıldığını görür gibi olurum."
"Herkesin malı olan bir toprak parçasına sahip olmak için oraya ayak basmak yeterli midir? Diğer kimseleri o toprak parçasından uzak tutabilecek güce sahip olmak, o insanları bir daha bu toprağa dönme hakkından mahrum bırakmaya yetmeli mi? Bir insan ya da bir topluluk, uçsuz bucaksız toprakları güç kullanarak elde etsin ve diğerlerini ondan yoksun bıraksın; doğanın tüm insanlara bahşettiği yiyecek, içecek ve ikamet edilecek toprak parçasından onları mahrum etsin de bu davranışı cezasız kalsın, mümkün müdür?"
"Siz insanların, bir konuda 'ahmakça', 'akıllıca', 'iyi', 'kötü' diye konuşma gereği duymanız ne anlama geliyor? Bir eylemin altında yatan koşulları hiç incelediniz mi? Yaşanmış ya da yaşanmak zorunda olan şeyin nedenlerini biliyor musunuz ki? Biliyor olsanız bu kadar aceleci karar vermezdiniz."
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mi olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
"Tatlı laterna! Sesini seviyorum. Senin sarhoş, tuhaf sesini! Sesini ne zamandır ne kadar uzaklardan ve sevgi havuzlarından gelirken duyuyorum. Ey eski çan, ey tatlı laterna! Bütün acı kalbini deşiyor. Baba acısı, babalar, atalar acısı. Konuşman daha olgun bir hal aldı. Bizzat dünya olgunlaştı. Üzüm esmerleşiyor, üzüm şimdi ölmek istiyor. Artık mutlu ve ölmek istiyor. Üstüninsanlar, bunun kokusunu almıyor musunuz? Ondan gizli bir koku geliyor. Sonsuzluk kokusu bu, esmer bir altın şarap kokusu. Eski mutluluğun kokusu.'Dünya derin, gündüz düşünüldüğünden daha derin,' diyen sarhoş bir gece yarısı, ölüm mutluluğunun kokusu!"
1.406 öğeden 1.381 ile 1.395 arasındakiler gösteriliyor.