Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilhun

Dilhun
@Dil1hun
Tüm sıcaklığıyla kalbime dokunan bir yazı okudum. şöyle diyordu; Allah imkansızlıkları en imkansız şekilde gerçekleştirir. Rahat ol.
lisans
50 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
Seni seviyorum… Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.
Reklam
Hiç şüphesiz ben gözlerimin sana bakmasını dahi kıskanırım. Öylesine ki sana doğru bakmak isteyince, gözleri mi yere çeviririm..
Nedir insan, hep ovülen bir yarı Tanrı! O, en cok gereksinim olduğunda gücünü yitirmiyor mu? Ve sevincinden havalara uçsa da, üzüntüsünden çökse de durdurulmuyor mu, özlemini cektigi sonsuzluğun derinliklerinde kaybolmayı arzularken, soğuk bilincine yine geri yollanmıyor mu?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ve onu terk edip gitti
Donup kaldı, ölü duygularla bir uçurumun kenarında hissetti kendini. Onu bekleyen sonsuz dünyası kararmıştı. Tek başına kalmıştı, her şey onu terk etmişti. Sanki körleşmiş, daracık bir yere sıkışmıştı. Bıraktı kendini derinliklerine, her yanını saran ölümün ıstıraplarının onu boğup yok etmesi için.
Sevmek!
Sevmek, bizim kendimize ve dünyaya karşı giriştiğimiz hırsızlığa, kendi gücümüzle karşı çıktığımız biricik haklılığımızdır. Alacakaranlığın ufalaya ufalaya sildiği bir adamı tutup ellerinden, başına ay ışığından bir hale geçirmektir, kaybolmadan sabaha çıksın diye. Sevmek, özünde varolan büyük bağlanmaya karşı, insanı günlük ilişkilerin kişiliksizleştirdiği tutsaklıktan kurtaran en büyük özgürlüktür. İnsanı yalnızlığın hazinelerine götüren bir arınmadır sevmek. Yalanın kirlettiği bir yüreği yağmur sularıyla yıkamak, sonra da içtenliğin rüzgarıyla durulayıp iğde kokularına sarmaktır. Işıkları kesilmiş odalarda kirpiklerden ve parmaklardan mumlar yakıp, derin bir hazla ışıyan güzelliğini seyretmektir insanın. Bunca aşağılanmaya karşı insanın onurunu kutsamak, gövdesini yüceltmektir.
Reklam
“Biz her insanın kaderini kendi çabasını bağlı kıldık.” İsra/13
… bütün günler birbirine benzediği zaman da insanlar ,güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar.
İkisinin de dilinin ucuna kadar gelen fakat uygun zaman değil, diyerek geri giden ve meşru saikler kollayan mevzular vardı. Zararsız, nahif ve duru. BİRİ SEVGİSİNİ KIYISINDAN BEYAN VE İLAN ETMEK, DİĞERİ İSE SEVMEK İÇİN YENİ YENİ SEBEBLER BULDUĞUNU GÖSTERMEK İSTİYORDU KARŞISINDAKİNE. Bu anlarda duygularının değdiği tek yer, düşüncelerinin sarih(açık) olarak izhar (ifade) edememeleriydi.
Seni Korumak İçin
Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık, yüzün her bulutlandığında. Sevincini bir barış bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim.. Bütün öksüzlerin kederiyle baktığım yüzüne.
Dünya da her güzel şey, renkli balonlar gibi neşeyle oradan oraya salınırken hayatın dikenlerinden birine değip yok olmak zorunda mı? Birini sevmek onunla mutlu olmak neden bu kadar imkansız kendini dünyanın geri kalanından ayrı bir yere koyup birbirini seven iki insanın bir arada durabilmesi neden bu iki insan dışındaki her şeye bağlı?
Reklam
“Gülüp eğlenmeliydim, su gibi akmalıydım şu yaşımda oysa ağır ağır düşünüyorum geleceği, kaç gecem daha böyle uykusuz geçecek ? Beni felaketler değil düşünmek mahvedecek.”
İnsan, birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi bir şey oluyor.
Sevgilerde
Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vakit olmadı
Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.
Böyle bir yalnızlıkta seni düşünmek kadar büyük özgürlük yok.
Reklam
“Oysa zaman belki bir ömür boyu süren tek bir andır. Yalnız ve tek başınadır. İnsansa, orada acı duyan, kuşkulu, beceriksiz, gene de içinde yitmeyen bir güven taşıyan bir yaratıktır...”
Zeze -Ben senin yanından bir daha hiç ayrılmak istemiyorum, biliyor musun? “Niye?” -“Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin. Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor”
Insan kendini ait hissetmedigi bir hayati yasamaya devam ettikce nasil tamamlanabilir ki? Peki bir insan kendini tamamlayamazsa nasil eksik yasar ki? Çok aci ama saniyorum ki hepimizin yaptigi da tam olarak bu,eksik yasiyoruz. Hepimizin hayatlarinda bir seyler eksik ve yasamaya çalisiyoruz.
Sayfa 66
Ayrılık
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede ne ceplerde tren tarifesi ne de turna katarı gökte. İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık! İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken, duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. Çiçeklerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya. İki adımdan biri insanın, sevincin kundakçısı, hüznün arması ayrılık. O küçük ölüm! usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan .
Sayfa 110Kitabı okudu
“Yaşamı böylesine severken, aklımın ve yüreğimin ömrüme attığı bunca düğümü kime, nasıl açıklayabilirim. Ben ZAMAN diyorum. İnsanın zaman karşısındaki küçüklüğünü, anlamsızlığını ve umarsızlığını duyuyor musun? Söyler misin, ben şimdi neyi yücelterek kendimi seveceğim, varlığıma saygı duyacağım, dünyaya tutunacağım?”
Reklam
Ansızın
Ben sensiz olanlara seni aratıyorum, Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum, Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum. Unutturmayacağım, seni yaşatacağım, Kendimi çoğalttıkça seni kuşatacağım, Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça Sen evreninde sana seni aratacağım.
DİYEK
Türkiye’de İstanbul ne ise, İstanbul’da gece ne ise, Gecede yürümek ne ise, Yürürken düşünmek ne ise, Seni unutmamacasına düşünmek ne ise, Unutmamanın anlamı ne ise, Seni sevmek ne ise, Saklayayım, yok söyleyeyim derken Birden aşka düşmek ne ise. Her neyse..
SISYPHE
Seni öylesine düşündüm ki, Öylesine, yaşama’dan önce. Senden başka bir şey yok sanki. Ama nasıl da varsın derim sana, Düşüncelerimce. Seni öylesine, buldum ki, Öylesine, kendimden fazla. Yalnız sensin gölgesiz, Ayrılmamacasına, yanımda.. Akların arasında karan, Karaların ortasında akınla. Öylesine istedim ki seni, Senden önce.. Öylesine, her şeyin içinde, Öylesine dışında, Gün, gece. Seni öylesine yaşadım ki, İnan.. Artık nereye baktığım belli değil, Ne yaptığım belli değil, Vardığım sonrasızlıktan.