Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilek Kolsuz

Acı çeken beden
Elanie Scarry'nin "The Body İn Pain ( Acı Çeken Beden)" de ifade ettiği gibi; acı sadece bedensel bir travma değildir; dile ve iletişime direnir, hatta onları darmadağın eder.
Elaine Scarry
Elaine Scarry
Reklam
Herkese ait olan şey aslında hiç kimsenindir...
"Bazen insanları, acılarındaki benzerlik kadar birbirine bağlayan hiçbir şey yoktur..
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kitaplarımla arama kara kedi misali girdi kış...
Bi yerde duymuştum: "Hatanla yüzleşmek ve hatanla yüzsüzleşmek" gerçekten de olay bu.
Reklam
Ölümle birlikte gelen koca bir sessizliğin içinde boğuluyorum.
Gerçeğin algılanması
"Var olan șey nasıl yok olabilir? Yoktan nasıl var olmuştur? Eğer geçmişte var olduysa ya da gelecekte var olacaksa şu an yok demektir. Bu yüzden varoluş sonlanmaktır; yok oluş ise bilinemez."
Büyük Filozoflar
Büyük Filozoflar
Parmenides
Parmenides
Okumaktan zevk aldığım ve bana farkındalık yaratan bitse dahi üzerine düşüncelere boğuldum kitapların bazı şeylerden daha çok değeri var gözümde...
ALTIN KURAL
"Kendin için uygun görmediğin hiçbir şeyi başkalarına dayatma."
Konfüçyüs
Konfüçyüs
Acıdan Kurtulma
"O yalnızca yinelenen varoluşu yaratıp coşkun bir arzuyla dolu olan ve orada burada yeni hazlar arayan bir özlem ya da susuzluktur."
Büyük Filozoflar
Büyük Filozoflar
Reklam
Kahve seçimi; ortama, karşındaki kişiye, içindeki duyguya ve kişiliğine bağlıdır.
Dünyadaki en güçlü insanlar kimlerdir diye sorsalar; Kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş kadınlardır derdim.
Cemal Süreya
Cemal Süreya
Fazla bilinçli olmak bir hastalıktır.
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Yasak ya da hiç varolmaması gereken aşıklardı belkide onlar. Belki de kendilerinden çaldıkları dakikalardı sadece. En kötüsü değil mi zaten çalınan zamandan ibaret olmak. İlk kez duyulan sevilen bir şarkının dinlenmesi gibi... Dinlendikçe dinlenen, başkasına imkan tanımayan ve kendine tutsak eden ezberlenen fakat sonu olan sıkılınan ve unutulan bir şarkı gibi...
Herkesin içinde bir güç isteği bir güç arayışı var. Peki istediğimiz, aradığımız güç ne? Hayatın ateşinde pişip yanmadan durabilmek mi? Paramparça olsan bile yeniden toplanabilmek mi? Duyguların ve mantığın kontrolünü elinde tutmak mı? Her şeye sahip olmak mı?...
Sadece giyimin ve gıdanın mı fabrikası vardır? Hastanlerde ölümün ya da doğumun fabrikası değil midir? Okullar, eğitimin; mahkemeler, adaletin ve insanlar da insanların... fabrikası değil midir?
Reklam
Ne güzel söz: "İnsanlık; karnı doyunca, gözü acıkınca öldü."
Haris budalalıktan sanır ki, fakir kendi tembelliği yüzünden fakir olmuş, zengin de çok çalışmasından dolayı nimete ermiştir.
Fuzuli
Fuzuli
Özge Ece Üner bir programda şöyle bir alıntı yapıyor: Uyuma halide bulaşıcı ve birbirimizi uyutuyoruz. Seni kim uyuttuysa onun rüyalarını görürsün...
İnsan mutsuzluğa alışınca belli bir süre sonra içi kan ağlasa bile yüzünde gülücüklerle şakalaşıp mutsuzluğuna harika bir maske takabiliyormuş.
Ayrım - Pierre Bourdieu
Ayrım adlı çalışmasında beğeni yargısının toplumsal bir eleştirisini sunar ve kültürel ürünlerin tüketilmesinde iki temel olguyu saptar: " Bir yandan pratikleri (ya da yaygın kanaatleri) eğitim sermayesinde (sahip olunan diplomalarla çözülen) ve ikincil olarak da toplumsal kökene (baba mesleğiyle ölçülen) bağlayan çok sıkı bir ilişki, öte yandan pratikleri ya da tercihleri açıklayıcı sistem sistem içinde -denk eğitim sistemine sahip olanlar arasında- toplumsal kökenin meşru kökenden uzaklaştıkça ağırlığının artması olgusu."
Hepimiz aynı şekilde düşünseydik bu hiç iyi olmazdı, fikir farklılıkları olmasa at yarışları da olmazdı. -Mark Twain