Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

didem toruloğlu

didem toruloğlu
@dito
Bir karıncayı kendinden iyi yaşatmanın derdine düşenler için bedellerin ağır olduğu bir dünyada yaşıyoruz. İyi olan ne varsa unutturmak isteyenler, bilhassa tedrisatı bu düşünce üstüne kurarlar.
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
İşleri bittikten sonra beklemeye başladılar. Zaman geçmek bilmiyordu ve Balıkçı’nın gelmesine daha saatler vardı. Mora film izlemeyi teklif etti. Yanında getirdiği film çantasını karıştırmaya başladı ve sıra Taşralı Kız’a gelince durdu. “Sence de Grace Kelly hiç işememiş gibi görünmüyor mu?” Sedna omuz silkti. Konu ilgisini çekmemişti. Mora filmler mevzubahis olduğunda kendi kendine konuşabilir, tartışabilir, eleştiri yapabilir ve bundan büyük haz alabilirdi. Taşralı Kız’ı yerine koyup çok sevdiği Hong Konglu Kontes’i çıkardı. “Eteğini sıyırıp ağaç altına işeyecekmiş gibi görünen Sophia Loren’i tercih ederim.
İnci her zamanki zarafetiyle kapıdan çıktığında, hayranlıkla baktı kıza. Annesi ne demişti İnci için? Gündüz kelebeği. Evet, bir kelebek kadar narindi İnci. Tekneye
yitik ülke yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Gördüğümden beri bütün şarkıları ona yazıyorum,” dedi sesinin ipeksi güzelliğini konuşmasına nakşederek. Söylediği her dizede Mora’yı aşka giden yolda eylemsiz kıldı. Konduğum yüksek dallardan Seni seyrederim Nehrin kenarında yürürken Düşer bir yaprak gölgene
“Daimi ilgiye muhtaç bir zavallısın sen. Bunun yerine şu herkesin kendiyle ilgili bir şeyler paylaştığı internet sitelerine girsene.” Sözler Mora’nın dilinin ucuna kadar gelse de, hepsini derledi ve ileride söylenmek üzere zifiri karanlıkta biriktirdi. Sabır bir erdem değil, faydacı ruhların ihtiyaç duydukları zaman zarfında sinsice gizlendiği bir mağaraydı. “Korkma elimden geldiğince uzak duruyorum. Hem zaten asla rekabete giremeyeceğim başka bir talibi var.” “İşte şimdi heyecanlandım. Rakibin neyin nesi?” “Sedna,” dedi Mora çaresizliğin şarkısını söyleyen sesiyle.
yitik ülke yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sana koşuyorum bir vapurun içinde Ölmemek, delirmemek için. Yaşamak; bütün adetlerden uzak Yaşamak....
91 syf.
·
Puan vermedi
Şimdi Sevişme Vakti
Şimdi Sevişme VaktiSait Faik Abasıyanık
7.6/10 · 2.896 okunma
Mora, “Sedna,” dedi, “Seni en çok ne korkutur?” “Bilmek istemezsin.” “Yanılıyorsun. Seninle ilgili her şeyi bilmek isterim.” Sedna oturduğu yere iyice yerleşti. Kendini güvenceye alır bir hali vardı. Sırça köşkte yaşayanlar duvarlara değmeye korkardı. Sedna omuzlarını kıstı, kendini küçülttü. “İnsanı en çok gerçekler korkutur.”
“İnsanlara iki şeyi satabilirsin; en kolay anladıklarını, yani hâlihazırda bildiklerini, çünkü tembeldirler ya da asla bilemeyeceklerini farz ettiklerini; çünkü aptaldırlar. Bunun için ilk ahmağı bulman yeterli.”
yitik ülke yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çektikleri acı sebebiyle –ya da öyle görünme zorunluluğundan– merasime katılanlar olabilecekleri en özensiz halleri içindeydiler. Kahir ekseriyet, ölümün gardıroptaki en sıkıcı, en sakil giysilerle kutsanabildiği bilgisine sahipti. Mora’nın bunun aksi davranışının hoşnutsuzlukla karşılanması doğaldı.
Kolay ulaşılır olmak insanı yanıltıyor, yüzeysel ilişkileri derin sanmasına sebep oluyor, yalnızlığı hayal kırıklığına yeğlerim.
yitik ülke yayınlarıKitabı okudu
“Zavallının tekisin Mora!” Evden çıktıklarından beri ateş püsküren Sedna’ya çenesini kapaması için sert bir bakış gönderdi Mora. Fayda etmeyince de topluluktan uzak bir ağacın altına varana kadar sinsi adımlarla yürüyerek ondan uzaklaştı. Çoklukla haddinden fazla gergin olan Sedna’nın öfkesiyle çenesi arasındaki bağ, patatesle yumurta arasındakinden daha kuvvetliydi. Mora’nın canı sabahtan beri İspanyol omleti çekiyordu
"Gerçek aşk pek az rastlanan bir şeydir, aşağı yukarı yüzyılda iki yada üç kez görülür. Bunların dışında boş gurur ya da can sıkıntısı vardır."
147 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.