Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Dilara Küyük
Dilara Küyük
@dlrtly
45 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Öncelikle gayet akıcıydı, yazarın dili yormadı güzeldi okuttu ama etkisinden çıkamıycağım ya da günlerce hakkında konuşmak istiyceğim bi kitap mı? Kesinlikle hayır. Goodreads puanı ve booktokta önüme düşen 27383838 yorum videosu sonrası beğeneceğimi düşünerek okudum kitabı ve beğendim de zaten ama ben bilmiyorum ya bu yazarı okurken bi şeyler
Son sayfasına kadar severim belki diyerek okudum ama yok sevemedim ya. Kötü degildi yani okudum ama devamını alıp okumam. Layala hiç benlik bi karakter değildi, her şey dozunda güzel olduğundan Layalanın bu fazla inatçı ve sert kız ayakları sıktı beni bi noktadan sonra, Thane ehh iyiydi ama aralarında ki çekimi ( ki o da varsa?¿) hissedemedim asla. Ve o çeviri? Emek var tabiki bi şey demek istemiyorum aslında ama kimse babasının hayrına çevirmiyo bu bi iş. O yüzden söylüyorum çeviri bok gibiydi jfkfmfmf (kişisel görüşüm tamamen.) Üşenmedim gittim indirdim baktım evet kitabın orj metni de öyle çok akıcı değil zaten betimlemelerle vs dolu kelime seçimleri bazen old? ama çeviride kullanılan kelime seçimleri beni delirtti gerçekten. 50 yıl önceden geliyo en az çeviri, kitabın bütününde akıcılıkta yakalanamamış böylelikle. Tabiki bu tamamen kişisel görüşüm beni ayar eden şeyleri başka okurlar fark bile etmeyebilir, çeviri de normal gelebilir ama dediğim gibi beni delirtti. Son zamanlarda okuduğum kitapların ikisi iyiyse beşinin çevirisi son okuması iğrenç ya bi ton para veriyoruz kelime hatalarına anlamsız veya böyle yoran çevirilere sabrım kalmadı. Bi de son zamanlarda çok güzel fantastik kitaplar okudum belki de o yüzden sönük kalmış olabilir tabi benim için ama fantastik açıdan da romantizm açısından da çok eksikti bana göre.
Bu seri benim roman empire'ım.. bayılıyorum eriyorum okurken. İlk iki kitap-Aren ve Lara- benim için hep çok özel kalacak, aşığım onlara. Ama bu kitap? Of diyorum gerçekten. Asla ama asla tek bir sayfada bile aksiyonun heyecanın kesilmediği, kelimelerin tamamen birbiriyle ahenk içinde olduğu, savaşın krallıkların ve bu tropların hakkını fazlasıyla veren mükemmel bi kitaptı. Aslında ikinci kitaptan farklı bi zaman dilimi okumuyoruz, olayların farklı açılarına, ikinci kitaptaki gelişmelerin bazen sebeplerine bazen de sonuçlarına bakabiliyoruz okurken kurgu on numaraydı bu anlamda.Ya bilmiyorum benim savaşlar krallıklar okumaktan anladığım süslü balolardan sadece saray asilleri arasındaki entrikalardan ibaret değil, ha kaliteli yazılınca onlarıda seviyorum ama bu kitap tam anlamıyla savaşın her yönünü, zafer uğruna yapılan her zalimliği ya da fedakarlığı, krallıkların ya da kralların/varislerin omuzlarındaki her türlü yükü gösteriyo ve insana bi noktada okuduğu her şeyi 'gerçek' hissettiriyo. Zarrah mükemmeldi, okuduğum en onurlu en adil en güçlü kadın karakterlerden biriydi. Kerisde çok ama çok zekiydi gerçekten ama sevmediğim yönleride oldu, sonuçta o da bi Veliant. Ama genel olarak mükemmeldi. Ha bana ilk iki kitaptaki kadar bi romantizm vermedi, daha doğrusu ben karakterlerin arasındaki elektriği yakalayamadım bana geçmedi bi türlü yoksa romantizmde çok güzeldi dozundaydı.. Ama açıkçası beni rahatsız da etmezdi hiç olmasaydı da, bu kitabı sıfır romantizmle de okurdum, entrikalar, krallıklar arası ip üzerinde atılan strateji adımları, savaşı heyecanı vs derken romantizmi unutturdu bana. Bayılıyorum bu yazarın kalemine yaa
Okur Takip Önerileri
Yani bilemiyorum ne söyliyeceğimi, bu kitap neden bu kadar övüldü idk. Kötü bi kitap değil kesinlikle ama türü kategorisi ne asla anlamadım, yazar kendi klasik türünün içine vampirleri kurtadamları katmış ama bi şeyler kesinlikle eksik kalmış. Rom-com daha ağır basıyo kitapta bilmiyorum ben daha fantastik bi şeyler beklediğim için sevemedim galiba. Lowela Miserynin arasındaki çekim de çok yüzeyseldi etkilemedi beni. Bir de bence sevmememin en büyük nedeni sesli kitap olarak dinlememdi, seslendiren kadının sesi Misery sanki 40lı yaşlarındaymış gibi hissettirdi bana, Loweun konuştuğu kısımlarda sesini değiştirmesi falan ayar etti beni Lowedan etkilenemediö bi türlü bu yüzden. Audible give my credit back:@
Bu yeni nesil spor romantizmi yazan yazarlara aşırı gıcık olmaya başladım.Ana karakterlerden biri sporcu olunca bu spor romantizmi olmuyo malesef. 400 sayfalık kitabın toplasan 50 sayfasında anca spor muhabbeti dönüyo. Çıtır çerezdi yine de okudum bi oturuşta ama o goodreads puanı falan bile fazla bu kitaba
Kitap Paedyn trialslara katıldıktan sonra Adenanın yaşadıklarına odaklanıyo, Pae gittikten sonra bi şekilde Adenanın karşısına birisi çıkıyo (Mak) ve bu çocukla bi anlaşma yapıyolar. Mak yine ilk kitaptan hatırladığımız Heranın kuzeni ve ona son kez veda etmek istediğini söyleyerek Adenadan yardım istiyo. Bu şekilde de ikilinin hikayesi başlıyo. Spoiler vermeden kısaca bu şekilde özetleyebilirim ama şunu da söylemeliyim ki baya üzdü bu ara kitap beni, Adenanın ölümünü, geride bıraktıklarını daha iyi görüp onu tanıyoruz ve keşke ölmeseydi dediğim bi karakter oldu, çok tatlıydı:') Ama Mak? u deserve better in every possible way, world and life Makoto :( İnşş kendisini ikinci kitapta görürüz, ve gördüğümüz yer Paedynın yanı olur. (not like 'a lover but a fighter' :((( )
Mükemmeldi, trye çevirsinler diye beklediğim her saniyeye değdi. Bi kere yazarın dili çok akıcıydı, çok eğlenceliydi. Ve orj adıyla bastığınız için teşekkür ederim. Bazı şeyler orjinal olarak kalmalı bence. O güzelim kapakta güçsüz yazısını görsem gözlerim kanardı heralde. Karakterlerin arasındaki uyum, dinamik -özellikle- Paedyn'ın hırsı
Uzun soluklu bir serinin giriş kitabı nasıl olmalı? Tam olarak böyle olmalı. Bi kaç eksik yanı vardı tabiki ama genel olarak çok güzeldi. Faythe çok tatlı bi karakterdi öncelikle, bazen aldığı kararlar, bazı durumlarda fevri davranmaları vs heer şey karakterin yaşına (19) ve yavaş yavaş güçlenecek olan bir karakter olmasına uygundu. Bizi ilk
Kitabı bitirmek için resmen kendimi parçaladım ve zorladım. Yani bu kadar güzel bu kadar potansiyele sahip bi dünyayı bu kadar gerezikalı bi ana karakterle taçlandırmak neden ya. İlk kitapta da Fallona sinir olmuştum yer yer ama orda süregelen bi olay vardı bi maceranın peşindeydik kitap boyunca ve o süreci okumak Fallonın salaklıklarını örtüyodu bi noktada. Ama bu kitapta çok az olay vardı, hatta o kadar gereksiz bölümler vardı ki neden diye sorguladım yazarı okurken hep. Ok, son bölümlerde olaylar alevlendi güzelleşti vs ama o sona gelene kadar Fallona etmediğim küfür kalmadı içimden. İlk 100 aayfa zaten sadece kapris okuduk. Kitap boyunca nefret etti Lorcandan sonra birden şak diye aşkım canım cicime döndü, böyle olunca da aralarındaki hiç bi şey bana geçmedi ne sevgi ne tutku. Lorcan iyi sabretti bu gerizekalıya valla. Zaten yazarın dili/kalemi biraz değişik, kesinlikle geliştirilmesi lazım bence. Çünkü seçtiği kelimelerden midir yoksa ana karakterin bu kadar aptal olmasından mı bilmiyorum, bi 'ahenk' yok kitapta. Sayfalar arası sürüklenmiyosunuz kesinlikle. Ama farklı yazarlarda bu kitap çok ama çok güzel olabilirdi çünkü karga konseptine, onların yaşamına krallıklarına bayılıyorum. 3. Kitabı okurum tabi ki ama çıktığı an koşa koşa almam çünkü beklentilerimi asla karşılamadı. Her şey Fallon yüzünden ya nefret ettim ondan okuduğum her kelimede.
Çok güzeldi, ilk kitabı solladı benim gözümde. İlk kitap serinin giriş kitabı olduğu için haliyle bi noktaya kadar yavaş ilerlemişti ama bunda olayların hızı hiç kesilmedi. İlk kitabın kaldığı yerden devam ederek başlıyo ve aslında çokta büyük bi olay/aksiyon olmamasına rağmen sürekli öğrenilen yeni bilgiler, parçaların birleştirilmeye başlanması ve yeni gizemlerin ortaya çıkmasıyla çok güzeldi, her şey dozundaydı. İlk kitapta beğenmediğim noktalardan biri yan karakterlere yeteri kadar alan sağlanmamasıydı(bence) ama bu kitapta yolculuğumuza dahil olan tüm karakterlere bayıldım. (Özellikle Jarek!) Zanderin liderlik özellikleri, aldığı kararlar, attığı her adım tam puan aldı benden. Böyle güçlü cesur krallar okumaya bayılıyorum. Romeria ile aralarında ki o alev ateş çekime eridim bittim, ilk kitaptan çok daha iyi yansıtılmıştı aralarındaki tutku. Sonu yine bombaydı. Bambaşka şeylerin çözülmesini beklerken hop diye yepyeni bi pencere attı kucağımıza yazar bence, kalemi/hikayeyi anlatımı ilk kitaba göre çok daha gelişmişti bu seri özelinde. Üçüncü kitapta hemen çıkar umarım:(
Uzun zamandır hiç bu kadar hastalıklı bi ilişki okumamıştım gerçekten. Baştan sona toksik, hatalarla dolu ve sorunlu bi ilişkinin bir bölümünü 'sürecini' okuyoruz. Ve öyle böyle değil, hatalarla dolu gerçekten. Eğer bu kadar aptallığa tahammülünüz yoksa nefret edersiniz bu kitaptan. Ben şahsen kitaptaki karakterlerden ve olaylardan çok
Benim gözümde kesinlikle harcanmış bi hikaye oldu bu kitap. Konusu gerçekten çok güzeldi ama kitap 230 syf olunca hiç bişey geçmedi malesef bana. Bi kere bulundukları evrenden hiç bahsedilmiyo her şey üstü kapalı detaya girilmeden anlatılmış. Sanki yazar kitabı aceleyle yazmış gibi. Ahh ahhh farklı yazarların elinde hayal ediyorum da bu kitabı ne betimlemeler ne dünyalar anlatılırdı, yazık olmuş kısacası hikayeye ve Evrenciğime..Evren bu kitabı sonuna kadar okumamın en büyük sebebi. Adara ile olan çekimleri vs alev ateşti gerçekten. Abimizin dirty talkı efsane. Ama kitap kısa+ dünyasından bahsedilmiyo+ diğer bütün olaylar kısa ve zaten pek bi olay (olaydan kastım yani bi balo oluyo mesela iki syfcık biraz ballandırarak anlatsaydın be ablam nolurdu.) olmadığı için her bölümde Adarayla Evren bişeyler yaşıyo yakınlaşıyo derken fantastik değil erotik kitaba döndü bi noktada.:/ tamam çekimleri muazzamdı ama araya bir iki olay sıkıştırsaydın nolurdu vicdansız zalım. Adarayı da pek sevemedim zaten peşin hükümlü ve sığ bi karakterdi bence, bu da yine yazarın hatası doğal olarak çünkü çok fazla duygu düşüncelerine erişemedik tanıyamadık karakteri. Evrene karsı koyamamak dısında yaptıgı hiç bişey yok kitap boyunca(iki kere kütüphaneye gitti iki kere de kacmaya calıstı sağolsun) Yan karakter bile yoktu jorah ve eletta hariç iki satır konuşan. Yiğidim aslanım Evrenim taşıdı bütün kitabı. Ha kitap kötü
müydü ? Hayır güzeldi yormayan kolay bi fantastik. Ama çok çok daha güzel olabilirdi benim sitemim buna. Bu arada kapak tasarımı hiç güzel olmamış iç/dış.(bence) orj kapak çok güzel keşke onu kullansalarmış.
Öncelikle söylemek istediğim bi şey var 2024 yılındayız hala çevirileri böyle 'türkçeleştirilerek' yapılan kitaplar görünce gözlerim kanıyo malesef. Ben kitabın yarısını ing sesli olarak bitirmiştim sonra trye çevrilince burdan devam ediyim dedim ama etmez olaydım hiç güzel değildi çeviri. Well/allright then/fine gibi kelimeleri valla diye çevirmek nedir ya, akli melekelerin ing karsılıgını bana bi bulun nolur-ki kitapta da zaten buna benzer bi anlam bile kullanılmıyo orj metinde wtf.Hoş olduğunu düşünüyosanız hayır hoş değil ucuzlaştırıyo ve anlamsız duruyo bütüne bakınca yapmayın etmeyin pls. Kitap genel olarak Güzeldi ama o kadarr çok tekrara düştü ki bi noktadan sonra okumadan geçtim bazı yerleri. Breeyi hiç sevemedim zaten sürekli ama sürekli kendini yetersiz görmesi kısıtlaması ve bu kadar kör olması sinir etti beni. Ama Nathan tatlıydı, arkadaş grubuyla olan sahneleri çok daha tatlıydı daha fazla okumak isterdim onları. Yani işte çerez olarak okunur.
Cathal ve Zendaya'nın hikayesinin başlangıcını anlatıyo ama bence çook gereksizdi. Ok anladık mini bi hikaye bu ama sadece giriş vardı, belki devamını ikinci kitapta anlatır ıdk ama gereksizdi. Madem böyle bişey yazıcaksın 50 syf nedir ablacım üç bölümde kaynaştırdın şak diye, biraz daha uzun yazsaydın da okusaydık güzelce. İkinci kitap öncesinde okunmalı diye söylenmiş ama iki karakter hakkında da sıfır bilgi sıfır derinlik olunca ne mana diyo insan. Spoiii
Okumanıza gerek yok ben size söyliyim Bronwen ve Zendaya gidiyo Zendaya Lorcanı serbest bırakıyo 500yıllık esaretinden (aynen böyle şak diye) sonra Zendaya ya senin kızın lanet kıran olarak doğacak çocuk doğurman lazım diyolar o da wtf kimden yapcam diyo bi bakıyolar ki Cathal onun mate'iymiş önce istemem bu dağ ayısı diyo Zendaya dkfkdlld sonra -5 syflık iki bölüm sonra birden fiziksel görünüşünden etkileniyo Cathal'ın ve birlikte oluyolar.S Son. Dkdkdkddl
Yine çok güzeldi. Çok fazla bi eleştirim yok Chaolu ne kadar zorlasamda kendimi bi türlü sevemiyorum hala ama ilk iki kitapta olduğum kadar gıcıkta olmuyorm artık dkdkdk Sjm senin hayal gücüne gerçekten bayılıyorum. Bütün o olaylar planlar vs çok güzeldi yine kitap. Benim favorim 37545 karakter içinde hala Manon Blackbeak. Ölürüm sana yani gerçekten Manon. Aslında inceleme yapmıycaktım cünkü gayet güzel herkesle aynı düsünceleri paylasıyorum AMA merak ettiğim bi konu var. Bu serinin çevirmeni geceleri nasıl rahat uyuyo acaba? Cünkü her hatada kendisine sayıp sövmekten- ki bu baya sık oluyo her sayfa da en az iki hata olduğu için- kendimi alamıyorum. Bu ne berbat bi çeviri ne berbat bi basım ya? Karakterlerin ismi aynı sayfada hatta aynı pragrafta iki üc kere degisiyo, bi ateşyürek bi fireheart/ bi siyahgaga bi karagaga gibi bi ton özensiz çeviriler vs derken saçımı başımı yolarak okudum. özellikle beni cinnete sürükleyen de kuzen yerine kuzin yazılması. Yani bu kadar satan bi seriyi tekrar basmak düzeltmek bu kadar zor mu ya dex nefret ettirdin kendinden. İlk kitap vardı bende sonra belki ceviri degisir düzelir diye gittim hepsini aldım kitaplıkta olması icin ama keşke ing olarak okusaydım diyorum her sayfada biraz daha.
Mükemmeldi. Serinin ilk kitabı benim için bok gibiydi, kusura bakmasın kimse. İkinci kitap yine ehhhti ve bu iki kitabı kendimi zorlaya zorlaya okudum, sjmye olan güvenimden dolayı. Ve işte o kutlu o şanlı an geldi benim için bu kitapla birlikte dkdldldl Ben Chaolu ilk kitaptan bu yana hiç sevmedim gıcık oluyorum ona. Öyle ayılıp bittiğim bi romance de yok benim için şimdilik zaten Rowanı bi mate olarak değil de o savaşçı karakteriyle ön plana çıkarmış sjm bu kitapta ve bayıldım buna. Baştan sona bu kitapta örümcek ağı gibi örüldü bütün gidişat, ilk kitaplara göre durağandı diyenler olmuş ama benim için bir serinin ilk kitabı gibiydi, her şey tek tek oturmaya başladı, yeni karakterlerin olay örgüsüne dahil olmaları vs çok iyiydi. Aedionı çok sevdim yeni karakterler içinde ama Manon'a bayıldım. Onun bölümlerini beğenmedim diyenler olmuş ama ben heyecanla bekledim onun bölümlerini. Benim için güçlü kadın karakter (iyi ya da kötü olması konu dışı) tam olarak Manon gibi olmalı. 13leriyle arasındaki sadakat, disiplin, tüm o aldıgı kararların bedeline katlanması, arkasında durması
vs.. Manonı okurken benim en sevdiğim en güçlü bulduğum karakter olan Köprü Krallıgındaki Lara'yı hatırladım hep. Manon Blackbeak seni seviyorum, Abraxosu seçtiğin için teşekkürler.Tabi ki yine bok gibi bir basım vardı her yer hatalarla doluydu yani anlayamıyorum bu kadar beğenilen ve satan bi seriyi yeniden basmak çok mu zor iğrenç kapaklarınıda değiştirmek için bi fırsat olur hemde. Eski basımlar hatalarla ve saçma çevirilerle dolu zaten. Neyse her şeye rağmen çok iyiydi.
Serinin ilk kitaplarının biraz yavaş ilerlediğini bilerek uzun zamandır ertelesemde sonunda başladım bu seriye. Sjm'nin yarattığı dünyaları seviyorum, gerçekten okurken film izler gibi canlanıyo bütün sahneler ama çevirisi o kadar kötüymüş ki keşke ing olarak okusaydım kitabı almak yerine diye düşündüm. Bu yazar zaten detaylı ve betimlemelerle dolu kitaplar yazıyo ve orjinalinde bile okurken bazen durup gözümde canlandırarak anlamaya çalışıyorum bazı şeyleri. Ama özellikle bi kaç yerde- mesela bi elbiseyi anlatırken bile çeviri o kadar bok gibiydi ki anlamadım
neye benzediğini gerçekten elbisenin dkdldldl dex inş düzeltmişsindir bu çeviriyi diğer kitaplarda. Onun dışında hem dediğim gibi çeviriden hem de giriş kitabı olmasından dolayı bitirmek için okudum son 100 sayfaya kadar pek zevk alamadım. Ama bu daha önce acotarda da başıma geldiği için thats ok, okumaya devam
Kitaba başladığımda çok sarmıycak diye düşünmüştüm çünkü 29 yaşındayım ve artık lise dramı beni çok boğuyo. Ama baya beğendim?Sjdkdl evet bazı şeyler cidden fazla dramatize edilmiş, tüm duygular uç noktalarda ve çok gereksiz şeyler bile büyük problemler yaratıyo kitap boyunca ama şuan ki kafa yapımı bırakıp bu kitabı ilk çıktığı zamanlarda/yani
Çok ama çok güzeldi :/ yazar direkt olaylara dalış yaparak başlıyo kitaba, önce ilk 100 syf boyunca bi bu neydi bu ne demek diye insan okurken ama sonrası gerçekten aktı gitti, çok güzeldi. Cas ve Elander arasındaki o atışmalara kahkaha attım çoğu yerde. Espriler vs çok güzeldi. Ayrıntısız yorum yapamadığım için genelleme yorum buraya kadardı
Aslında kitap konu olarak güzeldi, hatta ilk 100 sayfa aktı gitti hemen okudum ve kalanı içinde heyecanlandım ama pek beklentilerimi karşılamadı. Daha doğrusu kitap kendi yarattığı beklentileri karşılamadı. Yorumum SPOILER içerir baştan belirtmek isterim.
Öncelikle okurken konu beni çok etkiledi, üni zamanı abdye gidip kaldığım dönemlerde oregon eyaletinde sisters isminde küçük bi kasabada yaşamıştım o yüzden o atmosfer kitabı okurken sürekli gözümde canlandı ormanlar dağlar ve artı olarak özerk yaşamak isteyen kendi komünlerini oluşturmuş topluluklar... şaka gibi ama o kadar çok ki onlardan. Resmen sanki bende o kasabadaymışım gibi olay örgüsünü hissettim yürüdükleri sokaklara, arazilere ve yemek yedikleri yerlere kadar :') Belki de bu yüzden bitirdim kitabı çünkü konu güzel olsada sevemedim işleniş şeklini djfkfk
Hayes'ın Everlyden başta bu kadar nefret etmesi (ki çok gereksizdi.) üzerine durulup iki bölüm geçince pat diye duygularının değişip hemen Everlyden 'aşık olmaya başladığım kadın' diye bahsetmesi + asla flörtöz olmayan ciddi ve ağır biri olarak yansıtılan (bana göre) bir karakteri yazarken kıkır kıkır güldü, kıkırkadı vs gibi tavsirlerle gözümde Hayesın o sert koruyucu görünüşünün çatlaması + slowburn yazılmış ok anladık ama yani slowburn denince insan bi aşık olma süreci okumak istiyo şahsen benim için çok sönük iki karakterinde duyguları/tutkuları asla geçmedi bana derken puan 6ya kadar düştü mlsf. İkinci kitabın bölümlerini okumadım bile
Gerçekten çok güzeldi. İlk bi kaç bölümde biraz yavaş ilerliycel sanki dedim ama sonra öyle bi hızlandı ki peşinde koştum resmen yetişebilmek için! Öyle vaov dedirtecek, ağzınızı açık bırakacak şaşırtmacalar ya da sırlar yok ama aksiyonu hiç azalmayan aksine sayfalar ilerledikçe ivme kazanarak artan bi kitap, film izler gibi okudum gerçekten. Harristanı ve Corricki çook sevdim, aralarındaki kardeşlik bağı ve başa çıkmak zorunda oldukları şeylerin karakterlerine yansımaları çok iyiydi, Quint enfes bi yan karakterdi ve Tessa gerçekten tüm yaşananlara hiç tökezlemeden adapte oldu. Aralarında sıfır benzerlik olsada bu kitabı okurken hep aklıma Köprü Krallığı geldi.Arene bayıldığım kadar bayıldım Corricke.. ikisininde sert iktidar duruşu, halkları için yaptıkları ve yapmak zorunda bırakıldıkları şeyler vs bilmiyorum birbirlerini hatırlattı sürekli. ana karakterlerden sevmediğim ya da salakça bişey yapıp okurken sinir krizine sokan kimse yoktu, hepsi gerçekten çok derin ve iyi tasarlanmış karakterlerdi. Spoiler vermeden yazdığım ilk inceleme bu galiba çünkü herkes okuyup aynı hazzı alsın isterim. Bir puanı kırmamın nedeni de o aksiyonun heyecanın içinde birazcık daha romantizm olsa tadından yenmezdi, başka bi kusuru yok ki bu kusur bile değil nacizane bir beklenti fkfkflfl ikinci kitap hemen gelir umarım ama Gelmezse ing pdf ve ekrandan okumaktan oluşacak baş ağrısı beni bekler mslf :(
Baştan belirtmek isterim ki yorumum spoiler içerebilirr. Kitabı hiç fikir sahibi olmayarak okumaya başladım yorumların hiç birini okumadım booktokta falan görünce direkt geçtim ve sonunda fırsat bulup okudum. Böyle sıfır spoiler ile başlayınca 24.bölüme kadar olan kısım gerçekten beni benden aldı, her ne kadar Ceciliayı pek sevemesemde Seanla aralarındaki o tutkuya bayıldım okurken. Gerçekten bütün sayfaları o kıvılcımları hissederek çevirdim ve uzun zamandır fantastik dışında böyle heyecanlandıran bi kitap yok beni diye düşünüyordum ki tam 24. Bölüm ve özellikle 25 ve devamında bütün hevesim kursağımda kaldı. Cecilia sen ne salak ne doyumsuz bir karaktersin gerçekten yaptığın şeyler ve kendini inandırdığın gerekçeler o kadar basitleştirdi ki seni gözümde sinir olarak geçtim resmen sayfaları. Sean senin neyine yetmedi diyerek sarsmak istedim omuzlarından. Dominic ortalamaydı benim için ama Sean'a bayıldımmm, her ne kadar asla iki erkekle de olan manipülatif konuşmaları ilişkileri vs beğenmesemde ikisinin karakterine de çoğu yerde sinir olsamda Seanın o tutkulu aşık halleri beni benden aldı. Ve büyük sır benim için fos çıktı. Ehh bu muydu dedim okuyunca. Yazar gerdikçe gerdi okurken meraklandırdı ama sonuş boştu bence. Bu kitap için olmasada ikincisi için baya spoiler yedim malesef bugün o yüzden onu okur muyum ıdk, yine de 24. Bölüme kadar olan kısım benden 7 puanı kopardı.
İlk başlarda yazarın anlatım şeklinden ve çeviride seçilen kelimelerden dolayı gerçekten çok zordu okumak ve olayların içinde kalmak ama konusunu beğendiğim için bi şans verip bırakmadım devam ettim ve vaaay dedirtti bi yerden sonra. İlk 200 sayfayı geçtikten sonra su gibi akıyo devamı. Çok beğendim gerçekten. Sonlara doğru sır üstüne sır çıktı ortaya kime neye güveneceğini şaşırıyo insan, hiç beklemediğim şeyler oldu cidden çok iyiydi. SPOILERRR
Celeste'e baştan itibaren hiç ısınamamıştım zaten. Bi haltlar olduğu cok belliydi (bu kadar güvensizlikler üzerine kurulan bi dünyada Celestein böylesine güvenilir bi arkadaş olması?! bu açıyla bakınca barizdi yani ondan bişeyler çıkıcağı. Ve aşk üçgenlerinden nefret ediyorum ya hep Grimle olsun istedim kitap boyunca Oroya ısınamadım ama sonradan ortaya cıkanlar ve Oronun sessiz sedasız kendi kendinw Islaya aşık olması <3 kafamı karıştırdı fjfhfkf
Bu kitap kesinlikle bu mükemmel kapağı haketmiyo. Tamam, zaten bu tür kitaplarda genelde mantıklı, aklı başında kadın karakterler görmeyi beklemiyorum ama bu kadar boş ve sinir bozucu olan bi karakteri de en son ne zaman okumuştum hatırlamıyorum. Dallas senin yanında Romeo bile kendini daha sevimli kıldı gözümde, o kadar sinir bozucuydu yani seni okumak. Zaten son zamanlarda dozunda bir smut okumak imkansız oldu, sonunu görebildiğim smut kitap yok denecek kadar az gerçekten. İnsanlar smut diyince neden illa bu kadar iğrenç ayrıntılar vermek/yazmak zorunda hissediyo kendini anlamıyorum. Ayrıcaa bana mı denk geldi bilmiyorum çeviri iğrençti hatalarla doluydu, son okumasını/düzeltmesini kim hangi kafayla yaptı bilemiyorum. Yinede herrrr şeye -Dallas'a ve Romeo'nun pisliğin teki olmasına rağmen- kitap kendini bi noktaya kadar okuttu, baya akıcı şekilde hemde. Bu yazarlar bence herşeyi geride bırakıp romcom türüne yönelsinler çünkü bazı yerlerde kahkaha attım, espriler çom iyiydi. Özellikle oğlanların mesajları kitapta en sevdiğim-tek sevdiğim?- yerler oldu. Yine de eğer ikinci kitap Ollie hakkında olucaksa okurum belki, sırf mizah anlayışından dolayı.( tabii yine kapağına aldanıp almak yerine pdf ya da ing olarak okurum büyük ihtimalle. Ama tabiki Herkesin zevkine saygı duyuyorum, asla anlayamamakla birlikte 10 puan verenlere bile.
Son zamanlarda okuduğum en farklı kurgulardan biriydi ve çook kaliteliydi. Dili, karakterleri ve o gotik dünyası..bayıldım. Elspeth baştan sona hiç yormadı, aptalca bişey yapmadı bence. Aptal olmayan bir kadın karakterdi kesinlikle. Erkek karakterler arasında Rayyn yerine Elm favorim oldu benim. Yan karakter olmasına rağmen bence onun tavırları ukalalıkları vs daha çok samimi geldi bana , Ravyn'a daha az ısındım malesef biraz soğuk geldi karakter olarak. Bir puanı da zaten Elspeth ile aralarındaki tutku eksikliğinden kırdım. Romantizm kararındaydı bence, bazen bazı kitaplarda toplasan yarım sayfa romantizm oluyo ama o bile yetiyo ya hani, kitap ne kadar uzun olursa olsun aralarındaki o tutkuyu hissediyosun ya-işte bu kitapta benim için bu yoktu. Aralarında bişeyler eksikti bana geçmedi o tutku. Ama bu cok kücük bi ayrıntı cünkü kitap genel olarak çok iyiydi, sonu resmen bombaydı. Hemen gelir umarım ikincisi
Heyecandan tutuşturmasa da gayet akıcıydı çabucak bitti, konusu çok güzeldi ve bence bir iki nokta hariç güzel işlenmişti, karakterlerin kitabın genel konusu hakkında uzun uzun bilgilendirme konuşmaları yapması sayesinde kafanızda soru işareti kalmıyo mantığı hemen anlıyosunuz. Zander ve Romeria arasındaki atışmalar, sürtüşmeler çooook güzeldi aralarındaki bütün o duygular geçti bana ve çok eğlendim onları okurken. Ve sonu çok havada bitti ya ikinci kitap çabuk cıkmazsa bi ara ingilizce okurum sanırım. Genel olarak beğendim, Corrin favorim oldu karakterler içinde. Ama sevmediğim bi kac nokta var burdan sonrası spoiler olabilir;
Kral ve kraliçenin ölümüne neredeyse hiç yas tutmamaları (üç kardeşinde) saçmaydı resmen anne babaları öldü yollarına devam ettiler. Romerianın kan lanetine bu kadar takılması aşırı sinirimi bozdu çünkü zaten bildiği evren tamamen değişmiş herrrr şey farklı-büyücüler elfler hatta farklı bi boyut/dünya? Ve sen hiç birine bu kadar takılmayıp beslenmelerine mi bu kadar takıldın?! Sinir oldum bunu bu kadar
uzatmasına.( insanların köleleştirilmesine değil kan laneti sonucu beslenmelerine/vampir olmalarına? Bu kadar takılmasına sinir oldum) Annikayla dostluklarının biraz daha ilerlemesini isterdim bir de , çok yüzeysel kaldı.
Kitap genel olarak güzeldi ama bazı şeyler biraz havada kalmış benim için. Kitapta fantastik bir evren var ama biz ana karakterimiz Kiva on yıldır hapishane şifacısı olduğu için -yani dış dünyayla iletişimi olmadığı için- çok fazla bu dünya hakkında bilgi sahibi olamıyoruz ki bu benim için büyük bir eksiklikti. Bana göre dışardan gelen yeni
Karakterler arasındaki ilişki asla bana geçmedi, fazla yüzeysel işlenmiş benim için. Olimpos kitaplarını genelde beğenirim. O yüzden okurken sırf inattan bitirmek istedim belki bi kaç sayfa sonra güzelleşir diye ama yok, sayfa sayısı biraz daha fazla olsaydı zaten direkt yarıda bırakırdım:(
Aradaki yaş farkı çok fazla olunca malesef kitap ne kadar akıcı olursa olsun ilerlemiyo benim için, gerçekçi bulamıyorum duyguları. Ayrıca Willa benim için fazla uçuk bir karakter, kitapta deli dolu pervasız ve sevimli gösterilmek istenmiş ama bence çizgiyi biraz aşmış ve basitleştirmiş yazar, malesef sevemedim :/
