Bu kitabı okumak, günler süren bir kabusun içinde yaşamak gibiydi. Karakterlerin hepsi birbirinden karaktersizdi. Dallas dünyadaki en sığ insan. Her gün öğlen üç gibi uyanıyor, bütün gün hayvan gibi yiyip içiyor, bı taraflarını kaldırabilirse dışarı çıkıp geziyor, sonra da eve gelip yatıyor. HER GÜN. Romeo en azından üniversiteni bitir elinde diploman olsun diyor, sanki anasına küfretmişsin gibi kiyametleri koparıyor asssssla okula falan gitmem ASSSSSLA diye. Ki Romeo desen, sığır daha medenidir kendisinden. İsterse dünyanın en travmatik sebebi olsun, CAK CAK SAKIZ ÇİĞNEYEN ADAMDAN NEFRET yaa! Ara sıra o sakızı patlatıyo bi de Allah kahretsin okurken sinirden gözüm seğirdi sürekli. Hele bir de o konuşmaları yok mu! Yatıyor kalkıyor, bizim avanak kadın karakterin yüzüne yüzüne ne kadar salak biri olduğundan bahsediyor. Tamam kadın salak, biliyoruz, ama bunu sürekli çok rencide edici bir şekilde dile getirmesine asla gerek yok. Ve gelelim tüm kitap boyunca beni en sinirlendiren şeye. "İneği satın alan benim, sütü ilk ben sağarım." NE DEMEK??? Bu nasıl iğrenç bir dil kusacağım yemin ederim öğürüyorum şu an. Ayrıca herkes Romeo'nun arkadaşlarıyla mesajlaşmaları çok komikti falan demiş, komedi görmesek inanacağız. Hiçbir esprisi yoktu o kısımların da. Kitap komik bir kitap da değil zaten, nesine bu kadar kahkaha attınız anlayabilmiş değilim. Koca bir çöp.
1/10