Virginia Woolf’un kendi hayatını anlattığı otobiyografik eser olan Deniz Feneri adlı eserinde bilinçakışı tekniğini uygulamaştır.
Olay akışının olmadığı, zamanın muallak olduğu,şimdi ve geçmişin içiçe geçtiği bu kitapta karakterleri diyaloglar sayesinde değil de monolog ve içsesleri ile tanıyoruz.
Kitabımızı anlamak için Woolf’un hayatına da hakim olmamız gerekiyor.Kitaptaki en önemli karakter olan Mrs.Ramsey ile kendi annesini anlatıyor ve yine annesine duyulan özlem ve saygıyı dile getiriyor. Mr.Ramsey’in sert mizacı dönemin erkek karakterini çizerken, bir dış göz olarak Lily karakteri ise Woolf’un kendisi oluyor. Lily ile kadının toplumdaki yeri,feminizm gibi olguları bizlere veriyor çünkü Lily orta yaşlarında ve ressam bir kadın olarak varolmaya çalışıyor.
Normalde parantez arasında verilen içsesler,düşünceler kitabımızda tam tersi gerçekleri vermek için kullanılıyor. Satır aralarında annelerinin öldüğü, kız kardeşlerinin doğumda öldüğü, erkek kardeşlerinin savaşta öldüğünü öğreniyoruz.
Deniz feneri ulaşılması ama gerçekleşmeyen bir hayal gibi gözümüzün önünde duruyor.Ama ona gittikleri vakit her şey değişmiş oluyor ve eski heyecan kalmıyor. Çünkü hayatlarının sabit noktası olan anne gidince onların da tüm dünyaları değişmiş oluyor.