Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

meltem

meltem
@drmeltemsari
Doktor
İstanbul
Çanakkale, 1995
58 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
“Burada anlaşmaya varmaya çalışan yalnızca sen ve ben değiliz; ayrıca ikimiz de karşımızdaki aracılığıyla ebeveynlerimizle anlaşma yapmaya çalışıyoruz. Verdiğimiz bütün bu mücadele, çocukluğumuzda başımıza gelenlerin üstesinden gelmeye çabalamamızla ilgili.”
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
Dünyada olup biteni anlamak için kapıdan çıkmak bile gerekmez. Göklerin yolunu görmek için pencereden bakmak bile fazla. Ne kadar uzağa gidersen o kadar az bilirsin. Lao tzu
Her nevroz semptomunun görevi, bireyin kişisel üstünlük duygusuna gölge düşürmeksizin yaşam sorunlarından kaçışını haklı göstermektir. İnsanın toplumsal yaşam sorunlarıyla yüz yüze gelmesi ama bunların altından kalkacak hazırlığa sahip olmaması durumunda nevroz belirtileriyle karşılaşılır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ebeveynler, kontrolden çıkmış bir çocukla baş ederken geçmişten gelen kendi acılarını düşünmeye vakit bulamazlar. Bu nedenle, kendileri olmadan bir şey yapamayacak zayıf ve bağımlı çocuklarına yardım ederek güçlü bir ebeveyn rol benliğine bürünürler.
Aileniz ya da bakıcılarınız çocukluğunuzda gerçek benliğinize yeterince karşılık vermezse, bağlantı kurmak için ne yapmanız gerektiğini bulmaya çalışırsınız. Olduğunuz gibi olmak yerine, bir rol-benlik ya da sahte-benlik geliştirirsiniz(Bowen,1978) ve bu durum size aile sisteminde güvenli bir yerinizin olmasını sağlar. Bu rol-benlik, yavaş yavaş gerçek benliğin doğal ifadesinin yerini alır. Bu rol-benlik, “ben o kadar fadakar biri olacağım ki herkes beni sevecek ve takdir edecek” inancına dayanabilir ya da “öyle ya da böyle insanların beni fark etmelerini sağlayacağım” tarzından olumsuz bir hale de dönüşebilir. Rol-benlik geliştirme süreci bilinçsizdir ve hiç kimse kasıtlı olarak bunu yapmaz. Rol-benliğimizi başkalarının tepkileriyle ve deneme yoluyla yavaş yavaş oluştururuz. Rol-benliğimizin olumlu ya da olumsuz olduğuna bakmaksızın, tıpkı çocuklar gibi onu ait olacağımız en iyi şey olarak görürüz. Sonrasında bir yetişkin olarak, anne babamızdan beklediğimiz ilgiyi bir gün biri gösterecek umuduyla rollerimizi oynamaya başlarız.
Reklam
Duygusal yakınlıkta, kendilerini tam olarak ifade eden iki birey birbirlerini derin düzeyde tanımayı ve karşılıklı kabul yoluyla duygusal güveni kurmayı benimserler. Birbirlerini tanıma sürecinde farklı yanlarını keşfederler hatta bu farklılıklarını el üstünde tutarlar. Duygusal yakınlık, canlandırıcıdır ve insanların kişisel gelişimini güçlendirir çünkü diğer bir kişiden gördükleri desteğin ve ilginin tadını çıkarırlar.
Kendi konforumuz için duygusal gereksinimlerimizi diğer insanlarla karşılamaya ihtiyacımız var. İlişki kurmak zaten bunu gerektirir.
Anne babalar çocuklarını duygusal anlamda reddettiklerinde ya da görmezden geldiklerinde, bu çocuklar aynı davranışı genellikle diğer insanlardan da bekleyerek büyürler. Başkalarının onlarla ilgilenebilecekleri konusunda kendilerine güvenmezler. Ne istediklerini sormak yerine düşük özgüvenleri nedeniyle daha çekingen olurlar ve ilgi görmek istediklerinde kafaları daha karışık bir hal alır. Kendi ihtiyaçlarını bilinir hale getirmeye çalıştıklarında başkalarını rahatsız edecekkerine inanırlar. Maalesef, geçmişteki gibi tekrar reddedileceklerini düşündükleri için bu çocuklar kendi duygularını bastırırlar ve kendilerini duygusal yalnızlığa iterler.
Duygusal olarak olgunlaşmamış ebeveynler, çocuklarının duygularını ve içgüdülerini nasıl onaylayacaklarını bilmezler. Bu onaylama olmadan, çocuklar başkalarının onlar hakkında emin oldukları şeylere boyun eğmeyi öğrenir. Bir yetişkin olarak gerçekten istemedikleri ilişkilere razı olduklarında kendi içgüdülerini inkar edebilirler. Sonrasında da bu ilişkinin yürüyüp yürümeyeceğinin başkalarına bağlı olduğunu düşünebilirler. İlişkilerinde bu kadar çaba göstermek zorunda olmalarını mantıklı bir hale getirebilirler ve eşleri dostlarıyla iyi geçinmek için her gün bu kadar mücadele vermeyi normal görebilirler.
İster kadın ister erkek olsun çocukluklarında duygusal ilgiden yoksun olan kişiler, başkalarının onlarla kendileri oldukları için bir ilişki kurmak isteyeceklerine genellikle inanamazlar. Eğer insanlarla yakınlık kurmak istiyorlarsa diğer kişiye öncelik verecek şekilde bir rol üstlenmeleri gerektiğine inanırlar.
Reklam
Anne babalarına duygusal olarak bağlanamayacağını düşünen çocuklar genellikle ailelerinin onlardan rollere bürünerek bağlarını güçlendirmeye çalışır. Böyle bir yaklaşımla ailelerinin kısa süreli onayını kazanabilirler ancak bu durum gerçek duygusal bir bağ kurmalarını sağlamaz.
Bir çocuk olarak ebeveynlerimizin sınırlarının farkında olamayız çünkü anne babalarımızı olgunlaşmamış ya da kusurlu olarak görmek korkutucudur. Maalesef, ebeveynlerimizle ilgili bu acı verici gerçeği inkar ettiğimizde benzer zarar verici insanları gelecekteki ilişkilerde tanıyamıyoruz. Bu durumu reddetmek aynı şeyin gelecekte de tekrar tekrar yaşanmasına sebep olmaktadır.
Duygusal yalnızlık öylesine acı verici bir şey ki bu duyguyu deneyimleyen bir çocuk ailesiyle bir bağ kurmak için gerekli olan her şeyi yapacaktır. Bu çocuklar başkalarının gereksinimlerine öncelik vermeyi bir ilişkiye kabul edilmenin bedeli olarak öğrenebilir. Başka kişilerin kendilerine destek olmasını veya ilgi göstermesini beklemek yerine, onlar bu kişilere yardım etme rolünü üstlenebilir ve herkesi kendi duygusal gereksinimlerinin az olduğuna ikna edebilir. Maalesef, böyle bir durum daha büyük bir yalnızlığa neden olur, çünkü en derin ihtiyaçlarınızı örtbas etmeye çalışmak diğer kişilerle gerçek ilişkiler kurmanızı engeller.
Bir çocuğun yalnızlık hissine çare bulması, olgun bir ebeveynle sevgi dolu bir bağ kurmasına bağlıdır. Ancak eğer anne babanız derin duygulardan korkuyorsa rahatlama ihtiyacı duyduğunuz için tedirgin bir utanç hissiyle karşı karşıya kalmış olabilirsiniz
384 syf.
·
Puan vermedi
Mutluluk Tuzağı
Mutluluk TuzağıRuss Harris
8.4/10 · 526 okunma
Gerçek şu ki; kendimiz hakkında anlatacak sonsuz sayıda iyi ve kötü hikâye bulabiliriz ve benlik saygısına önem atfettiğimiz sürece, bitmek bilmeyen olumsuz düşüncelerimize karşı sonu olmayan bir savaşı sürdürerek bu satranç oyununda çok fazla zaman kaybedeceğiz.
241 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.